Genelkurmay ne demiş?

Ali Bayramoğlu

Önce neler söylemişti Bülent Arınç , onu hatırlayalım: "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü kimler dinamitlemiş, siyasi suikastların arkasında ne varmış, Türkiye'yi karıştıran güçler neyi hesaplamış ve AK Parti iktidarı bütün bunlara karşı nasıl dimdik ayakta kalmış bunu görüyoruz. Emekli orgenerallerin ses kayıtları var. Aman Allah'ım neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah'a çok şükrediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş yoksa bunların savaşacak halleri yok. Askerlikten başka her şeyi yapmışlar. Çünkü siyasetle uğraşmışlar, darbelerle uğraşmışlar; memlekette kendi kafalarına göre uygun buldukları işleri yapmak için maalesef yasa dışı güçlerle bile iş yapmaktan çekinmemişler…"

Bunu düşünen, söyleyen sadece Bülent Arınç değil…

Ülkede yaşayan çok kişi böyle düşünüyor, böyle söylüyor…

Bu düşünceler kimilerinin hoşuna gitmeyebilir…

Bülent Arınç eski TBMM Başkanı'dır, daha dikkatli ve seçiçi konuşsa iyi olur denebilir.

Ama doğru ve hakkaniyetli olmaz bu.

Böyle durumlarda yapılması gereken susmak değildir, tersine konuşmaya yol açan durumu ortadan kaldırmak, özellikle bunun için konuşmaktır.

Nitekim Arınç'ın yukarıdaki sözleri sarfetmesi bir sorun yaratmadı, gazetelerde manşet de olmadı, doğal, hatta sıradan sözlerdi bunlar…

Ama bu sözlere karşı Genelkurmay Başkanlığı brifinginden gelen yanıt tersi bir durum yarattı.

Şöyle diyordu Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak:

"Eğer gerçekten bu sözler söylenmiş ise söz konusu kişinin Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri personeline ilişkin düşünce ve görüşleri çok iyi bilinmektedir…"

Devam ediyordu:

"Aslında bu tip kişilerin ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifadeleri üzerinde fazla durulmasına da gerek yok. Çünkü bu tip konuşmalar hiçbir zaman doğruları değiştirmez. Ancak bu konuşmalarda önemli bir husus var, o da Hukuk Fakültesi mezunu bir kişinin yargı kararı olmadan hiçbir kimseyi suçlamaya, dolaylı olarak da bir kurumu hedef almaya hakkı ve yetkisi olmadığını hala anlayamamış olmasıdır."

Genelkurmay Başkanlığı'nın içinde bulunduğu sıkıntı anlaşılabilir.

Ama dozu kaçan, rasyonel olmayan çıkışlar yapıyor Genelkurmay…

TBMM eski başkanına yönelen, "bu tip kişiler", "bu kişinin TSK'ya ilişkin düşüncelerini çok iyi bilmekteyiz" ifadeleri, bu kurumun siyasete bakışı hakkında toplumun verdiği siyasi ve vicdani hükmü doğruluyor…

Tutuklu ve sanık general ve subayları TSK'yla, kurumla özdeşletirecek cümleler kuruyor, Genelkurmay Başkanlığı sözcüsü…

Generallerle ilgili iddianamede yer alan suçlamalar için, dolaylı olarak "ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifadeleri" hükmünü veriyor…

Ergenekon davası, sözcüsünün savunduğu generalleri mahkum ederse, ne diyecek ordu?

Hem darbe teşebbüsleri olacak, ordunun silahları sağda solda depolanacak, kimi eylemlerde kullanılacak, hemde insanlar susacak…

Bu olabilir mi, demokratik bir düzende?

Kemikler bulunuyor kuyularda, silah tarlaları ortaya çıkıyor, emekli generaller, kuvvet komutanları, muazzaf subaylar yargılanıyor, haklarında tutuklanmayı gerektirecek kadar ciddi deliller ortaya çıkıyor…

Bunlar oyun değil…

Genelkurmay'ın yapması gereken, bunlara bir açıklama getirmesidir…

Özden Örnek'in günlüklerini örtbas etmek yerine araştırması, 2003-2004 yıllarında neler olduğunu sorgulaması, "karargah evleri"yle ilgili Genelkurmay Başkanı'nın bir basın toplantısı yapmasıdır…

Budur askerden beklenen…

YENİ ŞAFAK