HAKSÖZ HABER
Büyük umutlar ve kesin zafer beklentisiyle girilen seçimlerin kaybı sadece tabanda değil bütün teşkilatlar ve CHP genel merkezinde ağır bir travmaya sebep oldu. Tam da bu sebeple Türkiye'nin yeni ve büyük kurtarıcısı olarak pazarlanan, helalleşme ve demokratikleşme şampiyonu ilan edilen, eşsiz bir nezaket ve tevazu timsali gibi öne çıkarılan Kemal Kılıçdaroğlu şimdi değişimin önündeki en büyük engel oluverdi.
Dün Muharrem İnce'nin tecrübe ettiği umuttan çöküşe (ç)evrilen hikaye şimdi Kılıçdaroğlu için yazılıyor. CHP içinde fikir, ideoloji, ahlak hemen hiç tartışılmıyor. İktidara endekslenmiş hizipler savaşının en kirli, en karanlık biçimleri sahneleniyor. Meclis'teki grup toplantısına çıkan Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye yakın gazetecilere ilişkin kurduğu cümleler parti içi iktidar mücadelesinin ne derece kirli argümanlarla tırmandırılacağına dair önemli işaretler veriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu koltuğuna talip olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hesabına 'değişim' talep eden gazetecilere karşı yaylım ateşine başladı bile. Akşener krizinin ilk günlerinde Yılmaz Özdil'i 'yedek kulübesi'ne çeken Kılıçdaroğlu ekibi şimdilerde İsmail Saymaz, Fatih Portakal gibi gazetecileri ima ederek "satılık kalemler" ithamında bulundu. İma edilen gazeteciler kalemlerini kime sattı, nasıl ve kaça sattı, ne cevap verecekler bilemiyoruz fakat CHP içerisindeki hizipler savaşı yeni bir tasfiye sürecini işaretliyor sanki
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kaybedilen bir seçimin ardından yaptığı ilk CHP grup toplantısında verdiği demeçlerde sürecin ne kadar sert yaşanacağının işareti.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarında öne çıkan bazı hususlar şöyleydi:
"BEKLEDİĞİMİZİ ALAMADIK; KAZANAMADIK"
"Bize oy veren 25 milyon aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Ülkemize demokrasiye getirecektik, beklediğimizi alamadık. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Arkasından elbette eleştiriler gelecekti, saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da önyargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir.
Kimsenin yaşam tarzından ötürü eleştirilmediği güzel bir Türkiye inşa edecektik. Bundan sonra da vazgeçmeyeceğiz, inançla kararlılıkla yola devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi gerçek anlamda getirmek için yolumuza devam edeceğiz.
"BAHANE ÜRETMİYORUZ AMA ... "
25 milyon vatandaşımızın oyunu aldık. Oy veren vermeyen bütün vatandaşlarımıza teşekkür ederim. Oy veren vatandaşlarımızla aynı duygular ve aynı hüzünleri yaşıyoruz. Çünkü hedefimiz amacımız birdi. Bu ülkeye bütün güzellikleri getirmek istiyorduk. Sakın bu bizi umutsuzluğa dönüştürmesin. İnsanlık tarihi zulümle zalime karşı mücadele tarihidir.
Bu ülkede o mücadelenin mihenk taşı Cumhuriyet Halk Partisidir. Onlar Kılıçdaroğlu'nu desteklemediler. Onlar ortaya koyduğumuz Türkiye idealini, kardeşliği, barışı, huzuru ve adil dönüşmeyi desteklediler. Yalan siyasetin karşısında hakikatin yanında oldular. Her türlü iftiranın karşısında gerçeğin yanında oldular. Yeni kazanacağımız gençlerle kadınlarla 25 milyonu 30 milyon yapmakla demokratik yollarla benim boynumun borcudur. Saraya seslenmek isterim bu demokratların iradesini asla teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, yenileneceğiz ve güçleneceğiz. Memleketin bu yalan siyasetine olmasına asla izin vermeyeceğiz.
Sevgili yurttaşlarımız biz hiçbir vatandaşımıza kızgın ve küskün değiliz. Bahane üretmiyoruz. Benim için TC vatandaşının başımın üstünde yeri vardır. Tercihleri kararı ne olursa olsun hepimiz aynı ülkenin vatandaşlarıyız. Bizi montajlarla karamalarla aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Terör örgütleriyle bizi bir arada gösterdiler. Devleti beşli çetelere soyduranlar, dokunulmazlık dosyalarıyla bizi tehdit eder oldular. Biz kuvayi milliye geleneğinden geliyoruz. Hiçbir zalime diz çökmedik çökmeyeceğiz.
"GEMİ, LİMAN, KAPTAN ve GÖREV"
Omuzlarımızın üzerindeki yükün farkındayız. Kemal Kılıçdaroğlu bu mücadelede sadece bir neferdir. Ben CHP Genel Başkan olma şerefini ömür boyu taşıyacağım. Ben bugün partimize üye olan genç bir arkadaşımla aynı duyguyu yaşıyorum. Hiç kimse unutmasın ceplerinde idam fermanlarıyla vatan mücadelesi veren bir partiden geliyoruz. O nedenle dokularımız, inançlarımız gelecek hayallerimiz çok farklıdır. Ben bir genel başkan olarak partimin sadece bugünü ve yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını düşünüyorum. Gemiyi sağlam limana götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi sağlam limana götüreceğimi herkes bilsin.
Ben önderimiz partimizin ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in koltuğunda oturuyorum. Göreve başladığımdan beri haram gelmemesi için, bu ideallerin kirlenmemesi için her türlü çabayı göstermeye özen gösterdim. Genel Başkan dev bir çınar yeni bir filiz olan CHP'yi ve değerlerini her zaman korudum.
Çınarımız yeni filizler verir o bizi 100 yıldır ayakta tutuyor. CHP'yi her zaman korudum ve kolladım. Bunu sıradan bir neferi olarak devam edeceğim. Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Bir kere bile haramzadelerin sofrasına oturmadım. Sarayın sofrasına diz kırmadım. Doğru ve hak bildiğimi söylemekten asla geri adım atmadım. Çünkü bir CHP'li olmak bunu gerektiriyordu ve ben bunu yaptım. Ben kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlattım tepki gördüm ve bunlara tepki göstermedim. Asla bir araya gelemez denilen kim varsa onları Halil ibrahim sofrasında buluşturdum. Biz vatan toprağını düşmanlara bırakıp kaçanlardan değiliz. Biz vatan toprağını dişiyle tırnağıyla alanlardanız.
"Söz Konusu Vatansa ..."
Sanatçıların kapısına dayandım. Gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu baronlarıyla mücadele ettim, beşli çeteyle mücadele ettim. Etmeye de devam edeceğim. Şimdi köklü bir çınarın altında yeni filizler ve yeni kadrolarıyla mücadelemize omuz veren vatandaşlarımızla devam edeceğiz. Bu çınarı büyüteceğiz. Bu değişimin ve yeniliğin parçası olmak istiyorum diyen bütün yoldaşlarıma sesleniyorum. Bireysel beklentilerden arınmak zorundayız.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Gençlere seslenmek istiyorum gelin üye olun. Köklü mücadelemize destek olun. Kapımız her aydınlığa açıktır. Değişimin önünü mutlaka açacağım. Mücadelelerin sonunda kimse merak etmesin mutlaka kazanacağız