Şekerci, sunumunda özetle şunları anlattı:
'Gençlik kötüye gidiyor' şeklindeki söyleme ilk olarak Sümer yazıtlarından birinde rastlıyoruz. Demek ki o günden bu güne, gençliğin gidişatının iyiye doğru olmadığına dair bir kanı var. Ebeveynlerinin çocuk ya da genç olarak yaşadığı zaman ile o an yaşayan gençlerin dönemi arasındaki farklar, iki farklı zaman diliminin farklılıkları her iki taraf açısından da göz ardı ediliyor. Kuşak çatışmalarının doğması kaçınılmaz oluyor.
Günümüzde cep telefonu ve sosyal medya, gençlerin olmazsa olmazı haline gelmiş durumda. Peki bu telefonları ellerinden alabilir miyiz? Onların Facebook, Twitter ya da Instagram hesaplarını silebilir miyiz? Cevabımız 'Hayır' ise, bunları belli ilkelerle daha sağlıklım hale getirebilme uğraşısı içerisinden olmalıyız.
Gençler ile iletişim noktasında mesela, bize saygısızlık gibi gelen herhangi bir şeyi genç öyle kabullenmeyebiliyor. Zihin dünyaları ve algılar çok farklı çalışabiliyor. Öte yandan, gençleri eleştirdikleri konulardaki çoğu şeyi büyükler zaten yapıyor.
Diziler, sabah ve kadın kuşakları ile evlilik programları hem en çok eleştirilenler, hem de en çok takip edilenler arasında her zaman. Toplumda genel olarak en çok karşılık bulan yapımlar, en çok eleştirilenler oluyor.
Her neslin kendine has sorunları var. Hz. Lut'un kavminin asıl sorunu ayrı, Hz. Şuayb'ın kavminin asıl sorunu ayrı. Hepsinde değişik oranlarda bütün kötülükler ve fahşa vardır muhakkak ama en ön plana çıkan vurgulanmış ayetlerdeCahiliye Devri'nde ya da Orta Çağ'da mesela, bir suçtan ve suçludan ötürü bütün klana ya da aşirete savaş açılırken, şimdi ise bireyselligin tavan yapması durumu ile karşı karşıyayız. Çocuklara ve gençlere hakları öğretilirken sorumluluklarKendi değerlerimizden bağımsız olmayan bir eğitim lazım. Gencin ne yapıp edip istediğini aldırması, istediğini yaptırması durumu hiç şaşılmayan bir hal almış. Halbuki ne kadar özgürsen o kadar sorumlusundur aynı zamanda.
Mutluluk anlayışı çok sıkıntılı. Herkesin canı sıkılıyor! Gencin yahut insanın idealinin olmaması, yorgunluk bunun başlıca sebepleri. Hedefi olup da çıkacağı merdiveni yanlış duvara dayamış olma durumu var bir de. Merdiveni doğru duvara dayamak gerek.
Ölüm ve ahiret çok içselleştirilmeli. Asıl ve asil mutluluğun yolunun Allah rızasından geçtiği akıllardan çıkarılmamalı.
Başarı konusunda baskı çok fazla abartılıyor. Namaz ve ahlaklı olma durumları bu kadar dert edilmiyor ebeveynler tarafından maalesef.
28 Şubat imtihanını baskılarla ve zorluklarla verdik. Şimdi ise rahatlık ve iktidar ile imtihan ediliyoruz. İktidar - servet - para ilişkisini iyi kuramadık.
Acı çekmek, insanı olgunlaştırır ve özgürleştirir.
Hayata dair söyleyecek sözü ve bir iddiası olanlar Instagram'da 5-10 bin takipçide kalırken, popüler tipler yüz binler tarafından takip ediliyor.
Zihinlerimiz ve psikolojilerimiz işgal altında.
Anlam arayışında ve kılık kıyafette ikna edilmeleri lazım gençlerin. Bununla beraber, takva giysisinin asıl önemli giysi olduğu aşılanmalı.
Akıl - vahiy dengesi iyi ayarlanmalı. Hz. Nuh ve oğlu örneği hiçbir zaman akıldan çıkarılmadan, öğretenin olduğu kadar öğretilenin de bir irade sahibi olduğu bilinciyle hareket edilmeli.