Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Holldiay İnn’de Uluslararası Gazze forumu yapıldı.. Onlarca Arap ülkesinden yüzlerce konuk katılmıştı.. Genel olarak da Arap ülkelerinin dini ağırlıklı sivil muhalefet kesiminin “marka isimleri” diyebileceğimiz kişiler!
Benim de kapanışta kısa bir konuşmam vardı..
Aceleye getirilmiş bir forumdu sanki.. Biraz teşekkür, biraz temenni, biraz kararlılık gösterisi, biraz da kutlama havasıdna geçti..
Böyle bir toplantı için “niçin Türkiye seçildi” derseniz, çünki bu günki şartlarda böyle bir toplantı Türkiye dışında bir yerde yapılamazdı da ondan. Ayrıca Türk halkının ve hükümetinin Gazze konusundaki duyarlılığına bir teşekkür de vardı burada..
Arap ülkelerinin, Gazze konusunda Arap olmayan ülkelerin konuya müdahelesine karşı çıkan resmi söyleme karşı, farklı bir duruşu da ifade ediyordu bu forum aslında..
Ama yine de “Arap” vurgusu özellikle bazı konuşmacılar tarafından altı çizilerek vurgulandı.. “Arap olmak, vatansever olmaktı, dürüstlüktü. Onun için de Erdoğan ve Chavez de Araptı, ama bir takım Arap ülkesi yöneticileri Araplıktan uzaklaşmışlardı.” Bu bildik, basit, sıradan Milliyetçi söylemlerden başka bir şey değildi aslında.. ABD ye ve batıya öfke vardı, ama toplantının Holiday İnn de yapılması, ya da arkası arkasına içilen Amerikan malı sigaralar konusunda çok da duyarlılık gösterilmemişti.
Biraz da “Sünni”lik vurgusu vardı.. “Gazzenin ehli sünnet halkından selam” gibi mesajlardaki sünni vurgusu bana biraz garip geldi..
Madem Kudüsün bekçileri Gazzeli Müslümanlardan söz ediyoruz, “Müslüman” kimliği yeterli iken bu tür vurguların en azından Türkiyede anlaşılması çok kolay değil..
Öyle anlaşılıyor ki, direnişe destek verenlerin bazıları, bu cepheyi aynı zamanda Hizbullaha kaptırmak istemiyor.. Madem Şii emel ve Hizbullah kuzeyde cephelenmiş, Sünnü Gazzeliler de Güneyde Kudüsün bekçiliğini yapıyorlar..
Hizbullahın sırtını dayadığı bir İran varsa, Sünni Müslümanların sırtını dayadığı bir Türkiye vurgusu var burada..
Türkiye her ne kadar rejim olarak Laikse de, Müslüman halkın Gazze konusunda gösterdiği duyarlılık ve dayanışma, Gazzeli Müslümanları, ya da İslam dünyasındaki Müslüman aktörleri Türkiye ile dayanışmaya itmiş gözüküyor..
Bana göre Gazze konusunda Türkiyede Müslümanlar “doğru” bir yerde durdu..
Gazze halkına yapılan haksızlığa karşı çıktık. Bu halk Müslüman olmamış olsaydı bile bizim bu duyarlılığı göstermemiz gerekirdi.
Kaldı ki, Gazze halkı Müslümandı ve dahası, onlar Filistinde Mescidi Aksanın bekçiliğini yapıyorlardı.. İsranin gerçekleştiği makamın bekçileriydiler.. ve Eğer Gazze düşerse artık tartışacağım yer Kudüs olacaktı ve bunun bir adım sonrası da Arzı Mev’ud toprakları olarak Anadolu coğrafyası olacaktı..
Biz Filistin davası uğruna bir imparatorluk kaybetmiştik.. Gazze bizim için bir insanlık davası, bir din davası, bir tarih ve bir gelecek davası idi.
Biz ötekilerin, Arapların ya da Filistinlilerin davası olarak görmedik Gazzeyi, kendi öz meselemiz olarak gördük, onun için de ilgi bu kadar büyük oldu!
Ve zaten bizim İnsani, Ahlaki, vicdani, felsefi, Müslüman kimliğimizle, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı durmamız gerekmiyor mu idi!
Hayır! Hiç kimse, doğduğu ana baba yüzünden, doğduğu toprak yüzünden, dersinin rengi yüzünden haksızlığa uğramamalı. Doğduğumuz ana babayı, doğduğumuz zamanı ve toprağı biz seçmedik. Derimizin rengini ve cinsiyetimizi de.. Hz. Ali zamanında Mekkede doğup cehenneme gitmek de mümkün, Stalin zamanında Moskovada doğup cennete gitmekte! Firavun sarayında büyüyüp Hz. Musa olmak da var, Hz. Nuhun ocağında doğup gemiye binmemek de!
Konukların en azından bir kısmının bu gerçeği tam olarak anladıklarından emin değilim..
“Mezhebi” ve “etnik” bakış açısı, seküler bir bakış açısıdır.. Gazze sorununun İnsani boyutu, adalet ve zulüm temelli bir referans noktasına sahip olduğu için daha dini bir karekter gösterir.. İslami bir yönetim tarafından yönetildiği düşünülen kimi rejimlerin Müslüman halkları, Laik bir rejim tarafından yönetilen Türkiye gibi bir ülkede uzun bir mücadelenin içinden geçip gelen Müslümanların bazı konulardaki algılarındaki farklılık bana kalırsa buradan kaynaklanıyor..
Aslında Gazze forumuna gelen konuklar önce Türkiyedeki gelişmeler hakkında bilgilenselerdi, çok daha iyi olurdu..
Sanırım Müslüman ülkelerin vatandaşı olan dostlarımızın Türkiyeye, toplum, siyaset, tarih ve gelecek arayışı konusunda daha yakından bakmaları gerek. Gazze konusundaki uzlaşıya rağmen kendi içindeki çoğulluğu görüp ona göre plan yapmaları gerek..
Gazze Türkiye Müslümanları için bir okul oldu. Gazze bizim için geçmişi ve geleceği, Müslümanlığımızı sorguladığımız bir okul oldu.. Cihadı, şehadeti, ölümü ve hayatı yeniden sorgulama fırsatı bulduk. Ümmetin birliğini konuştuk Gazzenin ışığında ve evrensel sorumluluklarımızı sorguladık..
Gazze bizim için Gazzede başlayıp biten bir konu değil. Madem biz Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz, madem Allah (cc) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istiyor, madem yeryüzünün bütün açları ümmetitin yetimidir, madem, bir kavme düşmanlığımızın bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerekiyor, o zaman bizim Gazzeden yola çıkarak evrensel sorumluluklarımızı kuşanmamız gerekiyor.. Yani Gazzeye takılıp orada kalmamamız gerekiyor.. Gazze bizim için bu anlamda cenneti kazanacağımız bir mücadele için trampen tahtası görevi yapmalıdır.. Bizi tüm dünya ilgilendirmektedir.. Gazze işte bizim için bu anlamda büyük önem taşıdı ve bizim için, mezhebi, etnik, ideolojik ve politik Farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşama irademizi canlandıran bir olay oldu..
Herkes bu dünyada yaptığı, yapması gerekirken yapmadığı, söylediği ve söylemesi gerekirken söylemediği her sözün hesbaını verecek. Ve İnsanlar bu dünyada yaptıkları ve yapmadıkları ile ya kendi cennetlerine sırtlarında tuğla ya da kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşıyacaklar.
Biz hepimiz, onun için Gazzeliydik! Gazzeliler onun için mecazi anlamda Çeçen, Çeçenler, Çerkezler, Gürcüler, bizler onun için Kürt! Kürtler onun için Türk ve biz hepimiz insanız, kardeşiz, hepimiz Ademin çocuklarıyız ve Ademse topraktandır!
Selam ve dua ile..