Gazze’ye Yeni Konvoy

Ahmet Varol

Mavi Marmara katliamından sonra kamuoyunun tepkisinin yumuşatılması için bir ara Gazze’ye ambargonun hafifletildiği yönünde göstermelik uygulamalara başvuruldu.

Fakat amaç ambargoyu kaldırma ve Gazze halkını onurlu bir hayata kavuşturacak prosedüre geçme değildi. Bu, Mısır’ın siyonist işgal devleti pasaportu taşıyanlara sunduğu imkânların aynısını Rafah sınır kapısından giriş çıkış yapmak isteyenlere de sunmasıyla mümkündür. Fakat Mısır, bu kapıyı bazen giriş çıkışa açsa da kullananlara insanlık dışı muamelede bulunmakta, onların sınır kapılarından geçişle ilgili uluslararası prosedürlerden yararlanmalarına izin vermemekte ve kendilerini aşağılayıcı tavır sergilemektedir. Kapıdan geçirilebilen ihtiyaç maddelerine de büyük bir kısıtlama getirildiğinden insanlar ihtiyaç maddelerinin çoğunu yine tünellerden sokmaya zorlanıyor, orada da Hüsni’nin zehirli gazlarıyla öldürülme riskini göze almak zorunda kalıyorlar.
Bundan dolayı Gazze’ye insanlık dışı ambargonun devam ettiğinin, bunun sadece siyonist işgal devletinin değil aynı zamanda Mısır’ın kuşatmasıyla sürdüğünün ortaya konması için yeni girişimler var.
Siyonist zulmün Filistinlilere yönelik insanlık dışı uygulamalarına vicdanları razı olmayan yahudilerin Irene adlı yardım teknesi iki gün önce işgal güçleri tarafından durdurulup Özgürlük Filosu gemileri gibi Usdut (Aşdot) limanına çekildi. Oysa Mavi Marmara katliamıyla ilgili BM İnsan Hakları Komisyonu Raporu’nda Gazze’ye denizden insanî yardım veya ticari eşya götürmek isteyen gemilerin Filistin otoritesinden başka hiç kimseden izin almak zorunda olmadığı ifade edilmişti. Bu hususun vurgulanması işgalcilerin Gazze’ye giden deniz araçlarını durdurmasının ve kendi limanlarına çekmesinin tam anlamıyla korsanlık olduğunu teyit etmektedir. Bu durum karşısında BM’nin işgal devletinin deniz korsanlığına karşı uluslararası mercileri harekete geçirmesi ve son bulması için gerekli işlemleri yapması zorunludur. Yapılmaması BM’nin deniz korsanlığı karşısında çifte standartçı bir tavır sergilemesi ve siyonistlerin korsanlığına göz yumması anlamına gelir.
İnsanlıkdışı ambargoya karşı insanî mücadele için Gazze’ye yardım götürmek üzere Londra’dan yola çıkan Hayat Damarları 5 konvoyu da 27 Eylül 2010’da Türkiye’ye girdi. Bu konvoyla, ambargonun kapı bekçiliği yapan Mısır ciddi bir sınavdan geçecek. Çünkü konvoy siyonist katillerle herhangi bir şekilde karşı karşıya gelmeden Mısır’ın Ariş limanına geçip oradan Gazze’ye girmeyi planlıyor.
Konvoy bu kez Mısır’ın daha önce Hayat Damarları 2 konvoyuna zorla uyguladığı güzergâhı takip ediyor. Çünkü o konvoy Ürdün’ün Akabe limanından karşıya Mısır’ın Nuveybe limanına geçmeyi ve oradan Sina yolundan Gazze’ye girmeyi planlıyordu. Ama Mısır, bu yolu kullandırmayıp Ariş’e yöneltti. O yüzden konvoy Akabe’deki Mısır Konsolosluğu’yla anlaşma yaparak Suriye’nin Lazkiye şehrine dönmüş oradan Ariş’e gitmişti.
Hayat Damarları 5 Konvoyu Mısır’ın önceki talimatlarına uyarak doğrudan Lazkiye – Ariş yolunu kullanacak. Eğer bu sefer de herhangi bir zorluk çıkarırsa bütün insanlığın, insanî değerlere saygılı tüm vicdan sahiplerinin suratına tüküreceğini bilmesi gerekir.
Ondan dolayı 28 Eylül Salı günü konvoyun Feshane’de düzenlediği basın toplantısında yapılan konuşmalarda mesajlar hep Mısır yönetimineydi. İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım önceki konvoyda Mısır’ın uygulamalarından dolayı zorluklar yaşandığını hatırlatarak “bu kez yaşamamayı umuyoruz” dedi.
Avrupa’daki Uluslararası Ambargoyu Kaldırma Komitesi Başkanı Muhammed Savaliha da Mısır’ın bu konvoyun önünü açmasının imajını düzeltmesi için iyi bir fırsat olacağını hatırlatarak; engel çıkarmaması durumunda olumlu tutumu tüm dünyaya duyuracaklarını, bunun da Mısır’a iyi bir imaj kazandıracağını dile getirdi. Bu, tersinin gerçekleşmesi durumunda da tüm dünyanın haberinin olacağına ve Mısır’ın Filistin konusunda zaten kötü olan imajının iyice kötüleşmesine yol açacağına dikkat çekme anlamına geliyordu.
Cezayir’den konvoya katılan ekibin ve Cezayir Ambargoyu Kaldırma Komitesi’nin başkanı, aynı zamanda Uluslararası Kudüs Müessesesi’nin Cezayir Şubesi Genel Sekreteri olan Dr. Abdurrahman Mukri de Mısır’a yönelttiği mesajda “eğer bu konvoya engel olursanız biz bunu Cezayir halkına izah edemeyiz” diyerek önemli bir uyarıda bulundu. Malum olduğu üzere bir futbol maçı tartışmasından dolayı Mısır’a karşı ayağa kalkan Cezayir halkına bu zorbalığı izah edemezsek tepkinin önüne de kimse geçemez hatırlatması yapmış oluyordu.

VAKİT