Gazze'nin bombardıman altındaki “güvenli bölgeleri”   

İşgalci İsrail, Gazze Şeridi'nde siviller için "güvenli bölge" olarak belirlediği alanlara saldırılar düzenlemeye devam ediyor. Son olarak Refah'ta yerinden edilenlerin kaldığı kampı hedef alan saldırıda 30 Filistinli hayatını kaybetti.

Tasaheel Abukmeil / Fokus Plus

Gazze Şeridi’nde “Güvenli Bölge” yalanı 

İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik savaş başlatmasından bu yana siviller için “güvenli bölgeler” olduğunu iddia ederek, uçaklarla havadan attığı el ilanları ve kısa mesajlarla bölge sakinlerinden bulundukları yerleri terk edip buralara gitmelerini istedi.   

Ancak İsrail, Gazze Şeridi’nde savaşa başlamasından bu yana, “güvenli” olduğunu iddia ettiği ve yerinden edilenlerin barınması için hazırladığı bazı bölgelerde kasıtlı olarak soykırım suçları işledi ve buralardaki altyapıyı tahrip etti.  

Bombardıman altındaki “güvenli alanlar”   

İsrail işgal ordusunun 27 Mayıs Pazar gecesi, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah şehrinin batısında yer alan Tel Sultan bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir kampı hedef alan saldırısında 30 Filistinli öldü, birçok kişi de yaralandı.  

Bu saldırı, ordunun vatandaşlardan güvenli bölge olarak oraya gitmelerini istemesinden birkaç gün sonra gerçekleşti.   

Refah’a yönelik askeri harekatın başlaması ve saldırıların yoğunlaşmasından bu yana binlerce Filistinli, İsrail’in "güvenli" olduğunu iddia ettiği şehrin batı bölgelerine göç etmeye başladı.   

İsrail işgal ordusu sözcüsü Avichai Adraee, Mawasi’deki insani yardım bölgesinin genişletildiğini duyurdu ve Refah’ın doğu mahallelerinde yaşayanlara oraya gitmeleri yönünde çağrıda bulundu. Ordu, broşür atmanın yanı sıra şehri bloklara ayırdı.   

Tehlikeli bölgeleri kırmızı, insani yardım hizmetlerinin devam ettiği iddia edilen alanları ise mavi olarak işaretledi.  

Gazze’deki yerel yetkililer, İsrail’in tahliye edilmesini talep ettiği bloklarda yaşayan sakin sayısının, kuzeydeki bölgelerden gelenler ve yerinden edilmiş kişiler de dahil olmak üzere yaklaşık 250 bin olduğunu tahmin ediyor.   

Çatışmaların eşiğinde   

İsrail’in genişleyeceğini duyurduğu alanlar yaşamaya uygun bölgeler değil.  

Söz konusu bölgeler hem Filistin direnişi hem de İsrail işgal ordusu arasında askeri operasyonlar ve saldırılara sahne olan Netzarim eksenine yakın olmasının yanı sıra ya tahrip edildi ya da İsrail işgal güçleri tarafından defalarca hedef alındı.   

Daha önce Gazze Şeridi’ndeki, özellikle de Refah kentindeki hükümet ve uluslararası kurumlar, şehre yönelik askeri operasyonun tehlikeleri konusunda uyarıda bulunarak, bu saldırıların insani krizin daha da ağırlaşması ve ölümlerin artmasına yol açacağına dikkat çekti.   

İsrail işgal ordusu, bölge sakinlerinin taşınmak istediği yerleri ilk kez hedef almıyor.  

İsrail, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasıyla birlikte, Gazze’nin güneyindeki bölgeleri güvenli olarak tanımladı.    

Ancak, buralarda çok sayıda katliam gerçekleştirdi ve vatandaşların evlerini “boşaltmalarını istemeden” hedef aldı.  

Gazze Şeridi’nden bir milyondan fazla yerinden edilmiş insanın buraya sığınmasının ardından yaşanan bu saldırılar, Gazze’de güvenli hiçbir yer olmadığını doğruluyor.  

Ölüm koridorları   

İşgal güçleri, halkın Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine uzanan Selahaddin Caddesi ve Raşid Sahil Caddesi üzerinden bu bölgelere geçmelerini öngören bir rota belirledi.   

Vatandaşların Gazze’nin kuzeyinden güneye doğru, İsrail işgal ordusunun güvenli olarak belirlediği yollar üzerinden göç etmeye başlamasıyla birlikte, işgalci güçlere ait savaş uçakları birçok kez buradaki yerinden edilmiş kişileri hedef aldı ve çok sayıda kişi şehit oldu.   

Güvenli bölgeler sık sık hedef alındı   

İsrail işgal ordusu, daha önce Gazze'nin güneyinde yer alan Han Yunus şehrini güvenli bölgeler arasına alarak, buradaki askeri operasyonun başlamasıyla birlikte sivillerden Beyt Hanun’u terk etmelerini istedi.  Ancak yine de güvenli bölgeler arasında yer alan bu şehri hedef aldı.   

Birkaç gün sonra ise buranın askeri bölge olduğunu açıklayarak, halkın Han Yunus’tan batıya doğru ilerlemesini talep etti.    

İsrail, o dönemde Al Mawasi bölgesini güvenli bölge olarak belirledi.   

O sırada işgal uçaklarının Han Yunus şehrindeki birçok evi hedef alması sonucu, çoğu çocuk olan yaklaşık 26 Filistinli hayatını kaybetti.   

Etnik temizlik   

Yazar ve siyasi analist Muhammad el-Ahras, Fokus+’a yaptığı açıklamada, İsrail’in Filistinliler üzerinde baskı politikası olarak güvenli alanları hedef almayı, topraklarından mümkün olduğu kadar çok kişiyi sürmeyi ve yerinden edilenlerin sığındığı çadırlardayken bile onlara karşı etnik temizlik yapmayı planladığını söyledi.  

Ahras, “İsrail, Gazze halkına, Gazze Şeridi’nde güvenli bir yer ve yaşam olanağının bulunmadığı ve bu bölgeyi terk etmeleri gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyor” dedi.   

Siyasi analist, İsrail’in eylemlerinin, 75 yılı aşkın süredir işgal fikrinin yönetim çerçevesi olan “yerinden etme ve etnik temizlik politikasının” bir parçası olduğuna dikkat çekti.   

Ahras’a göre İsrail hükümeti, özellikle dindar Siyonistler Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in yanı sıra Likud Partisi üyeleri, kendi yönetimleri ve hayatta kalmalarını garanti etmek için mümkün olduğu kadar çok Filistinliyi öldürmeleri gerektiğini düşünüyor.   

Uluslararası suç ortaklığı   

Ahras, Batı’nın meşruiyeti, özellikle de ABD yönetiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) savaşı durdurma kararı çıkarmasını engelleyen adımı ve savaşın aylarca devam etmesini sağlayan uluslararası hukuk olmasa, bu suçun işlenemeyeceğini söyledi.   

ABD’nin, İsrail işgal ordusuna çocukların cesetlerini yakan ve kafalarını koparan bombalar bile verdiğini vurguladı.   

Bu nedenle Ahras, İsrail’e karşı önceki günlerde alınan kararların, işgalci devlete askeri operasyonlarına devam edebilmesi için bir manevra alanı bırakan, belirleyici kararlar olmadığına inanıyor.   

İsrail’e kısıtlama yok   

İsrail, 6 Mayıs’ta Refah şehrine kara saldırısı başlattı ve Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı.   

Bu da kapının, yaralıların tedavi için yolculuk yapmasına ve Gazze Şeridi’ne insani yardım girişine kapatılmasına yol açtı.   

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşı sekiz ayı aşkın süredir devam ediyor.    

Savaş, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 35 binden fazla Filistinlinin ölümüne, yaklaşık 81 bin kişinin yaralanmasına, ayrıca insani bir felakete ve Gazze Şeridi’nin her yerinde kıtlığın yayılmasına neden oldu.  

Yorum Analiz Haberleri

İran kendi ipini çekiyor…
Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...
Mimaride insani saiklerin yerini; kârlılık ve verimlilik aldı...
Siyonist çeteye karşı direnişle geçen bir yıl...
“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”