Nuriye Çakmak/ Yeni Şafak
İsrail'in ölü bulunan üç yerleşimciyi bahane ederek Gazze'ye başlattığı 'Koruyucu Hat" isimli saldırıda binlerce Filistinli şehit oldu, on binlercesi yaralandı. Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, 7 Temmuz'da başlayan ve 51 gün süren saldırılarda 2 bin 145 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. 11 bin 100 kişi ise yaralandı. Şehit olanlardan 578'i çocuk, 346'sı kadındı. Saldırılarda hedef alınan 142 ailenin tüm fertleri hayatını kaybetti.
İsrail'in tonlarca bombayla sürdürdüğü saldırılar boyunca güvenli hiçbir nokta yoktu. Saldırılardan kaçanların güvenli alan olarak sığındıkları okullar, camiler ve hastaneler yok edildi. 232 okul İsrail'in bombalarına hedef oldu ve bunlardan 24 tanesi tamamen yerle bir edildi. İlaç ambargosu nedeniyle zor şartlar altında ağır silah yaralanmalarına müdahale etmeye çalışan 33 hastane ve sağlık merkezi yıkıldı. 152 camide büyük hasarlar açılırken 70 cami tamamen yıkıldı.
Türkiye'nin eli Gazzeli yaralılara ulaştı
Türkiye, 26 Ağustos'ta Mısır'ın arabuluculuğunda gerçekleşen ateşkesten sonra yaralarını sarmaya çalışan Gazze'yi yalnız bırakmadı. Ateş altındaki bölgede hem sivil toplum kuruluşları hem devlet kurumlarıyla yardımlarını aralıksız sürdüren Türkiye, Gazzeli yaralıların da umudu oldu. Tüm dünyanın izlemekle yetindiği saldırlar sonrası tedavi için getirilen ilk yaralı Abdulrauf Gazi Muhammed, TİKA tarafından 27 Temmuz'da Kahire'den Türkiye'ye getirilmişti. Süreçte Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Ahmet Davutoğlu ise Gazze'li yaralıların ambulans uçaklarda Türkiye'ye getirilip tedavilerinin burada yürütülmesi için çalışma başlatmış ve gelen ilk yaralıları kendisi karşılamıştı.
Komadaki Muhammed'in uyanıp uyanmayacağı belli değil
Yaralıların bir kısmının tedavisi tamamlandı ve ülkelerine döndüler. Ağır yaralı olanların tedavisi ise halen sürüyor. Türkiye'ye getirilerek Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yatırılan iki kardeşten biri olan 6 yaşındaki Muhammed Salih de bunlardan biri. Küçük Muhammed İstanbul'a geldiğinde komadaydı. Aradan geçen kırk güne rağmen durumunda hiçbir değişiklik olmadı. Doktorlar tıbben yapılacak hiçbir şey olmadığını söylüyor. Uyanıp uyanmayacağı, uyanırsa ne zaman uyanacağı belli değil. Solunum makinasına bağlı şekilde yatan minik Muhammed bilinçsizce etrafta gezdirdiği kara gözleriyle sanki bu acıların içine hangi suçtan dolayı itildiğini sorguluyor.
Beş çocuğundan dördü evinin enkazında vuruldu
Tedavisi süren Muhammed ve ameliyat bekleyen küçük kardeşi Ayiş'in acılı babaları onları bir an bile yalnız bırakmıyor. İsrail'in saldırlar sırasında yıktığı evlerinin enkazına çadır kuran aile, diğer akrabalarıyla bu çadırda kalıyordu. Ancak İsrail bununla yetinmedi ve 8 Ağustos günü çoğunlukla kadın ve çocukların kaldığı çadır insansız hava uçakları tarafından vuruldu. İçeride bulunan üç çocuk yanarak can verdi. 4 çocuk ise yaralandı. Yaralanan çocukların tümü kardeş. Biri başından yaralanmış şarapnel parçasıyla, birinin karnına saplanmış şarapneller. İstanbul'a ameliyat için getirilen Ayiş'in de vücudunun çeşitli yerlerinde şarapnel parçaları var. Çocuklardan ikisi yaralı anneleriyle birlikte Gazze'de hastanede, ikisi Pendik'te. Sağlam kalan tek çocuk ise akrabalarının yanında.
Abluka yüzünden Gazze'de tedavi olamadı, hastalığı ilerledi
Muhammed Gazze'de tedavi görmüş ancak ablukadan dolayı ilaç yetersizliği ve tıbbi eksiklik nedeniyle yeterli müdahale yapılamamış. Gazze'deyken şuuru yerinde olan, konuşan Muhammed bir gece aniden kan kusmuş ve komaya girmiş. O haldeyken getirildiği İstanbul'da tüm müdahaleler yapılmış ancak Muhammed için tıbbın yapabileceği bir şey kalmamış. Muhammed'in acılı uykusundan uyanıp uyanmayacağı belli değil.
Muhammed'in ameliyat bekleyen kardeşi Ayiş
'Gidecek hiçbir yerimiz yok'
Gözyaşları dinmeyen acılı baba, Muhammed'in durumundan dolayı çok endişeli. Gazze'deki çocuklarının yanında olamadığı için üzgün. Ancak kendi tabiriyle onu geceleri uyutmayan en büyük derdi ise çocukları iyileşip hastaneden çıktıklarında gidecekleri hiçbir yer olmaması.
Aynı arabada 4 arkadaşını, gözünü ve bacağını kaybetti
Gazze'den yaralı olarak getirilen ve tedavisi Türkiye'de devam eden bir diğer isim ise Ahmed Alnajar. Ahmed 22 yaşında ve Gazze'deyken Bilim ve Teknoloji Meslek Okulu'nda Sekreterlik okuyordu. Saldırıların sürdüğü günlerde arkadaşlarıyla birlikte içinde oldukları araç bombalandı. Arkadaşları Ahmed'in gözünün önünde feci şekilde yanarak can verdi. Ahmed'in ailesi bombardıman sürdüğü için bölgeye gidememiş ve o araçtan kimsenin canlı çıkamayacağı düşünüldüğü için ailesi Ahmed için taziyeleri almaya başlamış. Gazze'de Şifa Hastanesinde tedavi edilmeye çalışılan Ahmed, ilaç yetersizliği ve devam eden bombardıman nedeniyle olması gereken ameliyatları olamadı. 15 günün sonunda Türkiye'ye getirilen Ahmed burada bir ameliyat geçirdi.
Ahmed'e protez göz ve protez bacak takılacak
Prof. Dr. N. Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yatan Ahmed Alnajar, protez göz ameliyatı olacak. Daha sonra ise Ahmed'e protez bacak takılacak. Ahmed'in babası İstanbul'a 4 gün önce gelebildi. Oğlunu görünce çok mutlu olduğunu, tamamen iyileşeceğine inandığını söylüyor. Ahmed de babası da Türkiye'ye geldikleri için çok şanslı olduklarını düşünüyor.
'Nereden nereye'
Oğlu Türkiye'ye getirildiğinde bombardıman devam ettiği için onunla vedalaşamayan Baba, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ediyor. Arap dünyasındaki kimsenin kendileriyle ilgilenmediğini söyleyen baba, 'Nereden nereye, oğlumun öldüğünü sanıyordum şimdi inşallah gözüne ve ayağına kavuşacak' diyor.
Ahmed ise protezleri takıldıktan sonra Gazze'ye döneceğini ve okuluna kaldığı yerden devam edeceğini söylüyor. Babası bunun için Ahmed'in kaydını yaptırmış bile. Tedavisi süren Ahmed'in Gazze'ye ne zaman dönebileceği ise henüz bellli değil. Türkiye'deyken ailemizin yanındaymışız gibi hissediyoruz diyen baba oğul taburcu olacakları günü bekliyor.