Gazze'deki direnişi yıkamayacaklar

Ahmet Varol, özellikle Kuzey Gazze'de yoğunlaşan kuşatma, aç bırakma ve katliama rağmen, direnişin teslim olmaktan çok uzak olduğunu ve işgal rejimine kayıplar verdirmeye devam ettiğini belirtiyor.

Ahmet Varol/Yeni Akit

Gazze’de durum değişmedi

Siyonist işgal rejiminin Gazze’deki savaşı bütün şiddetiyle sürüyor. Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı da Lübnan’da ateşkes sağlanmasından sonra yaptığı açıklamada, bu anlaşmanın bir umut ışığı oluşturduğunu ama Gazze’deki durumun hâlâ çok kritik ve katlanılabilecek düzeyin çok üstünde olduğunu dile getirdi. 

Siyonist işgal rejiminin bölgedeki soykırım savaşının birinci hedefi de zaten Gazze’ydi. İşgal güçleri Gazze’de tüm alanlarda saldırı, yıkım ve katliamlara devam ederken, bir yıldan fazla süredir dize getiremediği direnişi teslim olmaya zorlamak amacıyla son dönemde yeni bir taktik uygulamaya çalışıyor. Bu amaçla belli bir alanı özel hedef seçerek buraya yönelik saldırılarını daha da yoğunlaştırıyor. Bu bölgeye çok daha sıkı bir abluka uyguluyor. İnsanları aç bırakarak direniş güçlerini teslim olmaya zorlayabileceğini umuyor. 

İşgalci siyonistler, aslında ABD’nin öğrettiği bu taktiği daha önce Gazze Şeridi’nin kuzeyinde uygulamaya çalışmış, ama başarılı olamayınca bölgeden askerlerini çekmişti. 

5 Ekim 2024 tarihinden itibaren bu bölgeye yönelik yeni bir operasyon başlattılar. Özellikle Beytu Lahiya, Beytu Hanun ve Cibaliya bölgesini çok sıkı bir şekilde kuşatmaya aldılar. Bölgeye insani yardımın, sağlık görevlilerinin ve sivil savunma ekiplerinin girmesini tamamen engellemeye başladılar. 

Özellikle Cibaliya Mülteci Kampı’nın bütün her tarafla irtibatını kestiler. Kuzey vilayetinin Gazze Şeridi’nin diğer bölgeleriyle irtibatını kestiler. 

Dolayısıyla bu bölgeye yönelik saldırılarda yıkılan evlerin enkazları altında kalanların kurtarılması, ölenlerin cesetlerinin çıkarılması mümkün olmuyor. İnsani yardım sokulmasına engel olunuyor. İçeride neler olup bittiğinin dünyaya duyurulmasını engellemek için basın mensuplarının girmesi tamamen engelleniyor. Başta UNRWA olmak üzere uluslararası yardım kuruluşlarının ve insan hakları kurumlarının bölgeye girmesi tamamen engelleniyor. 

Siyonist katillerin bu derece azgınlaşmalarına ne yazık ki dünya sessiz kalmaya devam ediyor. ABD, her alanda işgal rejimini desteklemeye devam ettiği gibi tüm insanlığın gözleri önünde gerçekleştirilen soykırım savaşı hakkında “soykırım” olarak tanımlanabilecek bir aşırılığın olmadığını ileri sürebiliyor. 

Batı emperyalizminin bugün siyonist vahşetin üstünü örtmek için başvurduğu uygulamalar, hakikatin görülmesini engellemeye çalışmaları, zulme karşı çıkanları derhal susturmaları bugüne kadar öne çıkardıkları söylem ve iddialarında ne kadar ikiyüzlü ve sahtekar olduklarını iyice açığa çıkarmıştır. 

Siyonist işgal rejiminin Gazze Şeridi’nin kuzey bölgesini sıkı kuşatmaya almalarının amacı orayı tamamen tahliye ederek askeri bölge haline getirmektir. Bunu başarmaları durumunda sadece bu bölgeyle yetinecek değiller. Aşamalı bir şekilde askeri tampon bölgenin sınırlarını genişletmeye ve böylece tüm Gazze Şeridi’ni boşaltmaya çalışacaklar. 

Filistin direnişi bu konuda onların niyet ve amaçlarını bildiği için bütün zorluklara rağmen direnmeye ve mücadele etmeye devam ediyor. O yüzden işgal güçleri de sürekli kayıplar veriyor. Bu yüzdendir ki 5 Ekim 2024 tarihinden bu yana yani iki aya yakın bir süredir bölgeyi çok sıkı bir şekilde abluka altında tutmalarına ve insani yardımı bir yana bırakın, sağlık elemanlarının, sivil savunma ekiplerinin ve ambülansların girmesine bile engel olmalarına rağmen direnişi teslim olmaya zorlayamadılar. Çünkü direniş burada işgalcinin istediğini gerçekleştirmesi durumunda hedefte tüm Gazze’nin yer aldığını biliyor ve önlerinde direnmekten başka bir seçenek olmadığını düşünüyor. 

İşgal rejimi Gazze’nin kuzeyine odaklanırken gerek Gazze Şeridi’nin gerekse tüm Filistin’in kalan bölgelerinde saldırılarına son vermiş değil. Batı Yaka bölgesinde de sürekli olarak yoğun saldırılar, baskınlar ve tutuklamalar gerçekleştiriyor. Ama bu bölgede de direnişçiler işgal güçlerine ağır darbeler vurmaya devam ediyor. 

Filistin direnişinin ümmetin bir onur ve şeref cephesi olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. 

Yorum Analiz Haberleri

Herkes en iyi bildiği konuda derinleşmelidir
Batı kendi tuzağına düşüyor
Müslüman yeryüzünü ihya etmekle sorumludur
İnsan ve psikoloji
Geçmişten ders çıkarmadan bugünü kurtaramayız