Eman Alhaj Ali / Al Jazeera
Gazze'de Ramazan'ın güzelliğini hatırlamak
Mübarek Ramazan ayı başladı. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar oruç tutuyor, aileleriyle vakit geçiriyor ve kendilerini dua ve ibadete adıyor. Ancak biz Gazze'deki Müslümanlar için bu mübarek zamanlar hüzün ve yasla dolu.
Beş aydan fazla bir süredir Siyonist ordunun katliamlarına, hastalıklara, açlığa ve susuzluğa katlanıyoruz. Ramazan başlarken işgalcilerin zulmü ve vahşeti ne durdu ne de azaldı.
Birçoğumuz oruç tutmak için sofraya yemek koymaya ya da namaz kılmak için güvenli bir yer bulmaya çalışırken, geçmiş Ramazanların anıları içimizi ısıtıyor. İsrail insansız hava araçlarının vızıltısı ve patlama sesleri arasında gözlerimi kapatıyorum ve Gazze'de Ramazan'ın ihtişamını hatırlıyorum.
Filistinli bir aile, 25 Mart 2023'te Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta kutsal Ramazan ayı boyunca sahur yemeğini paylaşıyor.
Mübarek ay için hazırlıklar her zaman erken başlardı. Birkaç hafta öncesinden insanlar tüm Ramazan ihtiyaçları için alışverişe çıkarlardı. Gidilecek favori yerlerden biri Eski Şehir ve geleneksel pazar Al-Zawiya'dır. Burada tüm geleneksel Ramazan yiyecekleri bulunabilir:
Ekşi turşular, en iyi hurmalar, lezzetli zeytinler, aromalarıyla havayı dolduran baharatlar, taze kekik, özel Ramazan şerbeti yapmak için kuru kayısı ezmesi, kuru meyveler ve en popüler olanı keçiboynuzlu olmak üzere çeşitli meyve suları...
Ve tabi ki yeni kıyafetler... Kızlar için süslü elbiseler ve erkekler için şık gömlekler... Küçük çocuklar için rengarenk namaz önlükleri... Çocuklar ebeveynlerinin ellerinden tutarak üzerinde "Ramazan'ınız mübarek olsun!" yazan renkli fenerlerden bir tane almalarını isterdi.
Sokaklar insanlarla dolup taşacak, süslemeler yükselecek, neşeli Ramazan şarkıları çalınacaktı. Ramazan atmosferi hiçbir şeye benzemezdi.
Ramazan'ın arifesinde Gazze'nin mahalleleri teravih namazı sesleriyle dolardı. Çocuklar geç saatlere kadar sokaklarda oynar, ellerinde fenerler, ilahiler, şarkılar söyler ve mübarek ayın başlangıcını kutlamak için havai fişekler patlatırdı.
Aileler sahur yemeğini paylaşmak ve birlikte sabah namazını kılmak için bir araya gelirdi. Sonra bazıları uyur, diğerleri okula veya işe giderdi. Öğleden sonra herkes eve döner ve Kur'an-ı Kerim okuma vakti gelmiş olurdu. Çocuklar evde ya da camilerde ayetleri okur ve ezberlerdi. Ebeveynler ve büyükanne ve büyükbabalar çocuklara ve torunlara peygamberlerin hikayelerini anlatırdı.
Sonra iftar yemeği için yemek hazırlama zamanı gelirdi. Gün batımından bir saat önce tüm mahalle çeşitli yemeklerin lezzetli kokusuyla dolup taştığında her evin mutfağı harıl harıl çalışan insanlarla dolu olurdu. Evlerden biri maklube,diğeri musakhan (tavuk yemeği), bir başkası da mulukhiya (süt çorbası) yaparak iftara hazırlanırdı.
Bu arada bir komşu uğrayıp yeni yaptığı yemeklerle dolu bir tabak getirebilir; elbette eve eli boş gitmesine de izin verilmezdi.
Gün batımı yaklaşırken iftar sofrası kurulur ve herkes otururdu. Çok geçmeden camilerden tekbir sesleri eşliğinde iftar çağrısı gelirdi. Herkes lezzetli yemekleri paylaşır, neşeyle sohbet eder ve gülerdik.
İftardan sonra erkekler, kadınlar ve çocuklar birlikte teravih namazı kılmak için camilere gider, Kur'an-ı Kerim ve dua sesleri Gazze'nin her yerine nüfuz ederdi. Ardından anneler sadece Ramazan boyunca yapılan popüler bir tatlı olan qatayfı hazırlarken çocuklar için günün en neşeli zamanı da gelirdi.
Miriam Salha, 19 Nisan 2021'de Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deir al-Balah'ta Ramazan ayında geleneksel bir tatlı olan qatayf yapıyor
Tatlılar bittikten sonra aileler birbirlerini ziyarete gider ya da en sevdikleri Ramazan dizilerini izlemek için televizyonun karşısına geçerler.
Gazze halkı için Ramazan gerçekten de yılın en özel zamanı. Ramazan ayında Gazze dünyanın en güzel yeridir.
Ancak biz şuan bu mübarek ayda huzur içinde kutlama yapamıyor ve ibadetin tadını çıkaramıyoruz. Rengarenk ışıklar ve fenerler, ilahiler ve şarkılar yerini İsrail bombalarının patlama seslerine ve flaşlarına bıraktı. Sokaklarda oynayan çocukların neşeli sesleri yerini bir başka İsrail bombardımanının ardından enkaz altında kalan insanların çığlıklarına bıraktı. Hayat dolu mahalleler mezarlıklara dönüştü. Camiler insanlarla dolup taşmıyor çünkü hepsi yıkılmış durumda. Sokaklar insanlarla dolup taşmıyor çünkü hepsi molozlarla kaplı. İnsanlar iftardan sonra oruç tutmaya devam ediyor çünkü yiyecekleri ve suları yok!
Aileler birbirlerini selamlamak ve kutlamak için değil, ölenlerin yasını birlikte tutmak için bir araya geliyor. Ramazan ayı başlarken şehit üstüne şehit uğurluyoruz.
Dünyanın Filistin halkını terk ettiği ve İsrail'in Müslümanların kutsal ayında soykırımına devam etmesine izin verdiği gerçeği acıyı sadece daha fazla arttırıyor...