Gazzede Enerji Protestosu

Gazze'de binlerce Filistinli, yakıt sıkıntısını ve İsrail'in ablukasını protesto etti.

 Hamas'ın önderliğinde Cuma namazı çıkışı düzenlenen gösteride, uluslararası topluma İsrail'in ablukasına karşı harekete geçme çağrısı yapıldı.

Mısır'ın da yakıt ihtiyacının karşılanabilmesi için Gazze'ye doğrudan ticaret yolunu açması istendi.

Göstericiler, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın da yaşananlardan sorumlu olduğunu söyledi.

İsrail ise 9 yakıt tankerinin Gazze'ye girişine izin verdi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Ban Ki-Moon'un İnsani İşler Koordinatörü Maxwell Gaylard, elektrik kesintisi yüzünden Gazze'de yaşamın durduğunu söyledi.

Gaylard, "Gazze'deki hastaneler, ilk yardım ve acil durum ekipleri çok zor şartlar altında hizmet veriyor. Su istasyonları ve atık su tahliye merkezleri işlev görmüyor. Gazze'yi kuşatan tehlike her geçen gün daha da büyüyor" dedi. (TRT)

Konuyla ilgili Ahmet Varol'un bugünkü yazısı:

YAK'tan Yakıt Alabilmek

Ahmet Varol / Yeni Akit

 

Dr. Murat Kayacan, Arap–Türk Sosyal Bilimler Kongresi’nin ikincisine katılmak üzere gittiği Mısır’la ilgili izlenimlerini yazdığı ve Haksöz Haber sitesinde yayınlanan “Mısır’da ne var ne yok?” başlıklı yazısında; “İslami duyarlılığı yüksek çevreler (İhvan-ı Müslimin, Selefiler vs.) seçimlerde oyları büyük oranda toplamış olsalar da görünen o ki, -askeriyenin gücü dikkate alındığında- yolları uzun. Allah yardımcıları olsun” diyor. Yerinde bir tespit. Vakıayı görmeli ama geleceğe dönük ümitlerimizi muhafaza etmeliyiz. Mısır halkı böyle bir ümit taşıyor olmasaydı diktatör Hüsni’ye başkaldırma ve onun totaliter baskı rejimine son vermek için meydanlara çıkma cesareti gösteremezdi.

Asıl uzun yol Hüsni Mübarek’in devrilmesiyle başladı. Ama yolun uzunluğunu görmek “bu yolun sonuna ulaşamayız” karamsarlığına yöneltmeyip performansı ona göre oluşturmaya vesile olmalıdır.

Mısır’da her ne kadar diktatör Hüsni, muhaliflerine karşı geliştirdiği demir kafesin içine girmeye mecbur edildiyse de anahtarlar henüz uluslararası güçlerle kuyruk bağı olduğu bilinen Yüksek Askerî Konsey (YAK)’ın elinde. Ama o da yolun sonuna yaklaştığından, yeniden yapılanma hakkında endişeleri olan güçler YAK gitmeden eşeklerini sağlam kazığa bağlamaya çalışıyorlar. Bu çabaların en belirgini de Gazze’nin elektrik kaynağının teminiyle ilgili altyapının oluşturulması konusunda kendini gösteriyor. Bu günlerde Gazze’de ciddi krize, hastanelerin yeterince hizmet verememesine, fırınların üretimi yarıya indirmesine, evlere ve iş yerlerine elektrik temininin günde on iki saate düşürülmesine yol açan sorunun sebebi de budur.

Gazze’deki yönetim, bölgeye elektrik temin eden santrallerin üretim yapması için gerekli olan yakıtın parasını Mısır tarafına havale ettiği halde bu ülkedeki Yüksek Askeri Konsey (YAK) güdümlü mevcut hükûmet hâlâ yakıtı göndermedi. Muhtelif yorumlarda ve Gazze’deki yönetimin açıklamalarında bunun arkasında İsrail, ABD ve Abbas yönetiminin bulunduğu, onların baskıları sebebiyle Mısır’ın gerekli yakıtı göndermediği dile getirildi.

Peki neden baskı yapıyorlar ve şartların yerine getirilmesine, yani ücretin önceden havale edilmesine ve Filistinli direniş gruplarının siyonist işgalcilerle ateşkesi kabul etmelerine rağmen Mısır’daki YAK hükûmeti yakıt vermemekte direniyor?

Çünkü ABD, Avrupa ülkeleri, İsrail ve Abbas yönetimi Gazze’nin ihtiyaç duyduğu yakıtın Rafah kapısından değil siyonist işgal kontrolündeki Kerem Ebu Salim (işgalcilerin adlandırmasıyla Kerem Şalom) kapısından sokulmasında ısrarlı. Bunun ise iki önemli amacı var:

Birincisi Gazze’nin yakıt kaynağının İsrail’in eline rehin verilmesi. İşgal devleti ileride Gazze’yi köşeye sıkıştırmak istediğinde bu rehineyi kullanacak. Üstelik geçmişte santrallerin yakıtlarının tamamen İsrail üzerinden sokulduğu dönemde yaptığı gibi yakıtı belli sınırda tutacak. Örneğin depolarındaki yakıtları üç - dört günden fazla yetecek miktara çıkarmayacak. Dolayısıyla Gazze’ye yönelik bir saldırı düzenlemesi durumunda en fazla dört gün sonra bütün bölgeyi karanlığa boğma imkânı olacak.

İkincisi de İsrail’in Mısır üzerinden aldığı petrol ve doğal gazın boru hatlarının güvenceye alınması. Hüsni bu boruları iyi koruyordu ve kimse paslarını silme cesareti bile gösteremiyordu. Ama onun gitmesinden sonra on üç kez borulara sabotaj oldu ve işgal devleti sıkıntı çekti. Gazze’ye gidecek yakıtın kendi kontrolünden geçmesi halinde Mısır’ı boruları iyi korumaya zorlayabileceğini düşünüyor. Yani YAK gitmeden kendi yakıtının geleceğini garantiye almak istiyor.

Filistin’deki Hamas yönetimi ise böyle bir pazarlığa yanaşmak ve hayati öneme sahip bir kaynağın işgalci siyonistlerin eline rehin verilmesini kabullenmek istemiyor. Çünkü bunun tüm Gazze’nin geleceğini rehin altına sokmak anlamına geleceğini biliyor ve bölgenin tüm elektrik kaynağının Mısır üzerinden doğrudan sağlanmasında ısrar ediyor.

Mısır’daki YAK ise ABD’nin yardımı keseceği tehdidini, Avrupa’nın ve İsrail’in baskılarını bahane ederek Gazze’deki elektrik krizini çözecek yakıtı gönderme işini geciktiriyor. Ama Allah’ın izniyle Gazze halkının kararlı tutumu bütün bu baskıları aşacak, Mısır halkı da bu direnişte Gazze halkının yanında yer alacaktır.

Filistin Haberleri

Kassam mücahitleri Kuzey Gazze’de Siyonist katilleri imha ediyor
Kemal Advan Hastanesi, Siyonistlerin saldırılarına direniyor
Siyonist çete, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki saldırılarını genişlettiğini duyurdu
Gazze'de aç kalan hayvanlar sokaktaki naaşları parçalıyor
Gazze'de 10 günde 442 kişi katledildi