Biribirinden değerli ve duyarlı yolcular, Haksöz'e ilginç ve anlamlı açıklamalarda bulundular. Gazze yolcularını bu platformda buluşturmayı amaçladığımız söyleşiler serisinin dördüncü bölümünü ilginize sunuyoruz:
Mustafa Özcan (Anadolu'da Vakit Gazetesi ve Millî Gazete Yazarı):
"Filistin mes'elesi, Qûdüs mes'elesini de barındırmasından dolayı, hem küresel bir mes'ele, hem de İslam dünyasını ilgilendiren bir mes'eledir. 19. yy'da Batı'da Yahudî mes'elesi vardı. Batılılar zayıflayan Osmanlı'yı da ve barındırdığı etnik çeşitliliği de 'Şark Mes'elesi' olarak değerlendiriyorlardı. 'Şark Mes'elesi'ni Osmanlı'yı yok ederek 'Babil'leştirdiler'. Yahudî mes'elesini de ihrac ederek buna ilave ettiler. Lakin Yahudî mes'lesi bitmedi, bir dünya mes'elesi haline geldi. Batılılar'ın mes'elesi olmaktan çıkıp küresel bir mes'ele haline geldi. Onun varlığı, her gün savaşların tetikçisi oluyor. Bundan dolayı da Batı kamuoyu, kendi ürettiği mes'elelerin çözümünü istiyor. Ya da mes'elenin büyümesi, Batı kamuoyunu da rahatsız ediyor. Bu açıdan İsrail, dünya barışının önünü tıkıyor. Belki Batı, Yahudî mes'elesinden kurtuldu, ama yetmedi, dünyanın da bu mes'eleden kurtulması lazım. Batı kamuoyu da zaman zaman bunun farkına varıyor. İşte bizi buraya sevkeden, dünyanın bu iltihablı halidir. Benim de şahsen karınca kararınca bu çorbada bir tuzum olursa sevinirim. Bundan dolayı da özgürlük kafilesine katıldım. Bindik bir alamete, gidiyoruz Gazze'ye."
Hamza Er (Vuslat Dergisi Yayın Yönetmeni):
"Bu geminin hedeflerinden ziyade, bu gemiye katılan yolcuların neden bu seyahate katıldıklarını açıklığa kavuşturmamız, bunu anlamamız, bizim ilk kazanımımız olacaktır. Özellikle dünyevîleşmenin, konfor hastalığının, bireyselleşmenin alabildiğine yaygınlaşmış olduğu günümüz dünyasında, bu gemide bulunan insanlar yeniden yardımlaşmayı, fedâkârlığı, sevgiyi dünyaya öğretmektedirler. Tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde zûlüm ve haksızlık olarak tanımlanabilecek her türlü zorbalığa karşı, buradaki insanlar adaleti ve dayanışmayı tercih etmişlerdir. Bu vasıflar temel insanî vasıflardır. Şunu da söyleyebilirim: Müslüman olmayan katılımcılar açısından, kendi insanları üzerinde egemenlik kurmuş idarecilerinin politik aldatmacalarına karşı, hayatı kuşatan tüm oyalayıcı etkenlere karşı bir onurlu duruş sergilemişlerdir. Bunlar kendi refah ve seküler toplumları içinde böyle erdemli insanların da var olduğunu ortaya koymuş oluyorlar. Bir kere biz Müslüman'ız. Müslümanlar'ın hayattaki her ameli, ibadettir. Allâh rızası için yapılan her eylem, ibadettir. Böyle bir organizasyonun içinde bulunmayı da ibadet olarak gördüğüm için buradayım. Allâh-û Teâlâ, 'Peygamber size örnektir, siz de insanlara örneksiniz' buyurmuştur. Resûlullâh (saw), bize bizzat Mescîd-i Aqsa'yı hedef göstermiştir; 'Mescîd-i Aqsa'ya namaz kılmak için gidin. Eğer oraya gidemiyorsanız, kandillerinde yanmak için zeytinyağı gönderin' buyurmuştur. Zeytinyağı, Mescîd-i Aqsa'nın ibadet mekânı olarak kullanılması için bir semboldür. İşte biz de Qûdüs'ün özgürlüğü için mücadele eden Filistin halkına, Resûlullâh'ın yönlendirmesi üzerine yardım gönderiyoruz."
Hakan Albayrak (Yeni Şafak Gazetesi Yazarı):
"Bu bizim hayatımızın yolculuğu. Bir sürü sıkıntım ve gerginliğim vardı, hepsi uçup gitti. Müthiş bir huzur duyuyorum. Bu gemiye Gazzeliler 'Nûh'un Gemisi' diyorlar. Neden? Çünkü insanlardan nümûneler var. En büyük damgayı da Müslümanlar'ın vurduğu bu gemi bu. Dün Ürdünlü bir abimiz güzel bir laf etti, 'Yeniden ümmet oluyoruz' diye. Bu gemi, ümmet olma yolunda bir işaret. Ayrıca bu yolculuğun, hayatî tehlike dahil, birçok riskini de görüyorlar."
Mukadder Tanoviç (Bosna – Hersek'te Yayınlanan Oslobođenje Gazetesi Muhabiri):
" İnsanlığın ayıbının giderilmesine vesile olacağız. Oradaki ablukadan kaynaklanan birçok sıkıntıyı anlatmaya gerek yok. Biz Bosna savaşında da aynı duyguları yaşadık, onları en iyi anlayan biz Bosna halkıyız. Onların kısıtlanan özgürlükleri, abluka altına alınan hayatları, açlık, susuzluk gibi çileleri. Çocukları için ağlayan anneler, babalar. Oradaki çocuklar için gelecek hayâlleri yok, sadece hayatta kalma endişesi var. Orada tüm insanlığın ayıbı, utancı var. Biz inşaallâh bunu ortadan kaldıracağız. Bu gemi, büyük bir aksiyon, büyük bir eylem ve onurlu, şerefli bir yolculuktur. Biz inşaallâh Gazze halkının sesi ve vicdanı olacağız. Benim bu gemiye katılmamın tek sebebi var: Ben şehîd olmak için katıldım. Sadece, şehîd olabilirim umuduyla geldim."
Söyleşiler: İbrahim Sediyani
Fotoğraflar: Mustafa Afşar
Haksöz Haber / Akdeniz Açıkları (KIBRIS)