Gazze Yolcuları Konuşuyor – 3

“Mavi Marmara” gemisiyle Gazze’ye gitmek üzere Antalya limanından Akdeniz’e açılan ve şu anda Kıbrıs açıklarında bulunan “onur ve izzet yolcuları”, duygularını sitemize dökmeye devam ediyorlar.

Biribirinden değerli ve duyarlı yolcular, Haksöz'e ilginç ve anlamlı açıklamalarda bulundular. Gazze yolcularını bu platformda buluşturmayı amaçladığımız söyleşiler serisinin üçüncü bölümünü ilginize sunuyoruz:

Demet Tezcan (Yazar):

"Güney Afrikalı efsanevî lider ve şu anki devlet başkanı Nelson Mandela'nın bir sözü var: 'Filistin özgürleşmedikçe özgürlükten bahsedilemez.' Bu muhteşem bir söz. Dolayısıyla dünyada vicdan sahibi herkesin, ilk önce Filistin'in özgürlüğü için mücadele etmesi gerekir. Zaten Filistin sorununu hiçbir zaman sadece Müslümanlar'ın sorunu olarak görmüyorum. İnanç perspektifinden bakıldığında, kutsal bir belde olması perspektifinden bakıldığında belki ilk bakışta sadece Müslümanlar'ın sorunu olarak görülebilir. Ama insanlık perspektifinden bakıldığında, onun rahat yatağında yatan, karnı tok ve güven içindeki tüm insanlığın sorunu olduğu görülür. Erdem sahibi, kalp ve vicdan taşıyan herkesin Filistin halkının özgürlüğü için mücadele etmesi gerekiyor. Bu geminin hedefi, Gazze limanına ulaşmak. Ne Mısır'la ne de İsrail'le muhatap olarak Gazze halkının dünyaya açılan kapısı olmaktır. Yükümüz, gerçekten çok kıymetli. Çocukların, kadınların, tüm insanlığın yüreğini, alınterini akıttığı bir yük taşıyoruz. Kadınların yüzükleri, çocukların cep harçlıkları var bu yükün içinde. Ve bu emaneti Allâh'ın izniyle Gazeli kardeşlerimize ulaştıracağız. Sonucu ne olursa olsun, kazanan Filistin ve bu gemiye emek veren, bu gemide yol arkadaşlığı yapan yürekler olacaktır. Bizim tarihimiz çok çeşit ibret hikayeleri ile doludur. İnşaallâh Bedir'i yaşayacağımızı ümid ediyoruz. Ama Hudeybiye gibi bir sonuç alsak da, Allâh'ın göndereceği zafer daha büyük olacak, inşaallâh. Bu gemideki herkes, sonucunu Allâh'a bırakmış,kanıyla ve canıyla, gerekirse bu gemiyle yok olma pahasına emanetlerin Gazze'ye ulaştırılması konusunda kararlıdır. Bosna – Hersek'in efsanevî lideri Aliya İzzetbegoviç'in bir sözünü aktarmak isterim: 'Bugün önemli olan bizlerin ne yaptığı. Neyse ki tarihe Allâh hükmediyor.' İsrail'in bir planı varsa Allâh'ın da bir planı vardır. Yarım asırdan fazladır işgal altında olan topraklarda, o halkın onyıllardır yaşadıkları yüzlerce katliâm, kıyım ve sürgünün yanısıra, son yıllarda adeta elleri kolları bağlanıp nefesleri kısılmak istenmiştir. Bir Filistinli'nin ifadesi vardı; 'Hapisteki insanların bile çeşitli imkânları vardır. Bizim hiçbir imkânımız yoktur' diye. Buradaki yine tıpkı Allâh Resûlü (saw) ve ashâbının Mekke'de tabi tutulduğu boykot gibi, topraklarını savundukları için, ambargoya tabi tutularak, çocuk, yaşlı, hasta demeksizin tüm bir halkı cezaya tabi tutuluyor. Hastaneleri, ambulansları, doktorları vuruluyor. Bebeklerini katlediyorlar. Hiçbir izahı olmayan zûlümler yapıyorlar. Filistin özgürleşinceye kadar herkesin eliyle, diliyle, ne yapabiliyorsa yapması gerekiyor. Kâbe'sini Ebrehe'nin ordusundan koruyan Râbbim, elbette ki kutsal kıldığı bu beldeyi siyonist işgalcilerden de koruyacaktır. Gün, bizim ne yaptığımızı ve yapmamız gerektiğini gösterme günüdür. Özgür Filistin'de bululuncaya kadar mücadele edelim."

Av. Gülden Sönmez (Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı):

"İsrail'in ortaya koymuş olduğu tutum, bir hukuktanımazlık. Bütün dünyayı, insanlığı, tarihi, uluslararası sözleşmeleri, inançları hiçe sayarak, bu hukuktanımazlığıyla, kitle imhâ silâhlarından bile daha tehlikeli bir politika uyguluyor. Bu filo, bu hukuktanımaz ve insanlığın bugünününü ve yarınınını tehdit eden politikayı, siyonist egemenliğindeki medyanın manipülasyonunu aşarak deşifre edecek ve ne olursa olsun, adaletin hâkim olmasına, insanlık suçu ve ayıbı olan ambargonun ortadan kalkmasına, Filistin halkına uygulanan zûlmün ortadan kalkmasına vesile olacaktır. İsrail'in bu filonun seferi sırasında karşı karşıya kaldığı panik de bunu gösteriyor. Bu bir merhamet ve adalet talebi ve eylemidir. Ve ben Müslüman olduğum için, kendimi mes'ul hissediyorum. Peygamber Efendimiz (saw)'in örnekliğiyle, bir şekilde bu filonun destekçisi olmam gerektiğine inanıyorum. Ne kadar fazla rol alırsam da o kadar çok Râbbim'in rızasını kazanacağıma inanıyorum. Onun için de buradayım."

Abdulkadir Ağlamaz (İlim Yayma Cemiyeti Antalya Temsilcisi):

"Gazze'de kardeşlerimiz çok büyük zûlümler altındadırlar. Siyonist vâhşet tüm acımasızlığıyla devam ediyor. Buna dur demek gerek. Allâh'ın yardımıyla, IHH ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıyla çok güzel bir sefer düzenlendi. 50 ülkeden, 3 dînden insanlar var. Hepsinin de bu gemideki hedefi aynı. Bu büyük bir insanlık suçudur. Deniz yoluyla Gazze'ye ulaşmaya çalışıyoruz. Şu anda tüm dünya, bir avuç silâhsız insanın, dünyanın 5. büyük askerî gücüne nasıl kafa tuttuğunu seyrediyor. Bu bir devrimdir. Bu yolculuğumuz İsrail için sonun başlangıcı olacaktır, inşaallâh. Bu gemiyle İsrail'in rezil ve zelil edileceği ortadadır. Peki, İsrail bu gemideki bir avuç insan karşısında böyle çaresizse, o halde 1, 5 milyarlık İslam alemi nerede? Demek ki Dünya Müslümanlar'ı Gazze için böyle duyarlı olsalar, İsrail diye bir devlet ortada kalmaz. Ben bir nefer olarak bir Müslüman'a yardım etmek zorunda olduğuma inanıyorum. Ailemizi, evimizi, malımızı, mülkümüzü, kariyerimizi, mesleğimizi, geleceğimizi, neyimiz varsa geride bıraktık ve Gazze halkı için yola koyulduk."

Adem Özköse (Gerçek Hayat Dergisi Ortadoğu Muhabiri):

"Bir kere bu organizasyon, hayatımdaki en önemli organizasyondur. Ben bu organizasyonu, tarihin en anlamlı, en asil, en şerefli organizasyonlarından biri olarak görüyorum. Burada 600'e yakın çok güzel insanlar var. Bunlar benim gözümde, geldikleri toplumun seçilmiş insanlarıdırlar. Bu gemideki herkes, ellerinden öpülecek insanlardır. İsrail bizi tehdit ediyor. Bu gemideki hiç kimse İsrail'den korkmuyor. Neş'emiz tamamen yerinde. Yumruklarımızı sıktık, İsrail askerlerini bekliyoruz.  İnşallah biz, İsrail'e asla unutamayacağı bir ders vereceğiz. Buradan ben Türkiye'deki kardeşlerime, özellikle de İslamî hassasiyeti olan arkadaşlara sesleniyorum: Önümüzdeki birkaç gün, hassas günlerdir. Namaz kıldıklarında dûâları, sokağa çıktıklarında sloganları bizimle birlikte olsun. Dûâlarınızla ve kalplerinizle bu gemideki yiğit ve şerefli insanlarla birlikte olun. Eğer İsrail bu gemideki insanlara herhangi bir şekilde müdahale ederse, mutlaka İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Trabzon'da, Diyarbakır'da, Van'da, Antalya'da, Türkiye'nin her yerinde bu müdahaleye tepki gösterilmeli ve bu gemideki insanların kesinlikle yalnız olmadıkları vurgulanmalıdır. Filistinli gençler, yıllardır Qûdüs için, Mescîd-i Aqsa için canlarını verdiler, veriyorlar. Bizim için de en büyük onur, en büyük şeref, Filistin için bedel ödemektir."

 

Söyleşiler: İbrahim Sediyani
Fotoğraflar: Mustafa Afşar 
Haksöz Haber / Akdeniz Açıkları (KIBRIS)

Mavi Marmara Haberleri

Mavi Marmara mağduru Osman Atalay 150 bin TL tazminat davası kazandı
'Mavi Marmara' gemisi icradan satıldı
Gülden Sönmez, Mavi Marmara ile ilgili yargı sürecini anlattı
Siyonist İsrail'in Mavi Marmara saldırısının üzerinden 11 yıl geçti
Bülent Yıldırım: Mavi Marmara bir dönüm noktasıydı