Gazze penceresinde Türkiye'deki gençlerin yönelimleri

Gökhan Özcan, Türkiye'deki gençlerin yönelimleri üzerine bir takım sorular sorurken Gazze'deki gelişmelerin Türkiye'de gençlerdeki yansımalarını sorguluyor.

Gökhan Özcan / Yeni Şafak

Genç kimdir?

Türkiye’de bazı çok hayati sorular ya hiç sorulmuyor ya da sadece laf olsun diye soruluyor. O soruların en önemlilerinden biri “Genç kimdir?” sorusu... Türkiye, tersine bir yola girmiş ve yaşlanmaya başlamış olmasına rağmen hala genç bir ülke, ciddi sayıda genç nüfusa sahip... Gençlerine en erken yaşlarda seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülkelerden de biri... Yani biz gençlerimizden çok erken yaşlarda karar mekanizmalarını geliştirmelerini ve toplumsal hayata katılmalarını bekliyoruz. Neredeyse her gün değişen dönüşen bir dünyada hem geçmişlerini anlamalarını hem gelecek adına bir ufuk geliştirmelerini ve böylece sağlıklı kararlar verebilmelerini bekliyoruz.

Kim olduklarını biliyor muyuz peki bu gençlerin? Bu sorunun ardına daha can alıcı bir başka soru ekleyelim: Onlar, yani gençler, kim olduklarını biliyor mu?

Kreş yaşlarından başlayıp üniversiteye uzanan yirmi yılı aşkın süre boyunca kapalı devre bir okul hayatı yaşatıyoruz onlara. Milyonlarca sorulu çoktan seçmeli test kitapları çözerek sıralı sınavlara hazırlanmaya da eğitim hayatı diyoruz. Bu yirmi yılı aşkın zaman çocukluğa ve gençliğe dair dar ve geniş çevrede tecrübeler yaşamaları gereken dönemlere denk geliyor. Böyle kritik gelişme dönemlerinde sosyal hayatla temas kurabilecekleri ortamların dışında tutuyor, öğretici sosyal ilişkiler geliştirebilecekleri vakti onlardan esirgiyoruz.

Velilerin de katılımıyla artık tamamen şuursuzlaşmış hale gelen sınav zorlamaları ve kariyer planlamaları, bu yöntemde başarı kaydetsin ya da etmesin bütün gençleri uzun bir zaman boyunca esir alıyor. Bu onların seçimi değil üstelik; bunu güya onların yararını düşünerek biz yapıyor, onları hayatın gerçekten bir seyri olan her aşamasından dışarı düşürüyoruz. Üstelik bütün bunlar yaşanırken şartlar elvermediği için her gencimize aynı imkanları veremiyor, fırsat eşitliğini de yeterince sağlayamıyoruz.

Dolu dolu yaşamaya en fazla değecek yıllarını ellerinden alıp onları okullara, test kitaplarına hapsediyoruz; peki bu yoğun ve ağır süreçte onların kendilerine dair düşünceler edinmelerine imkan veriyor muyuz? Kim olduklarına dair bir fikirleri olması için onları azıcık rahat bırakıyor muyuz? Nereye doğduklarına, nasıl bir dünyada yaşadıklarına, nasıl bir geçmişin mirasçısı olduklarına, yaşadıkları toplumun değerlerine, yaşadıkları coğrafyanın tarihsel ve neo-stratejik gerçeklerine dair bilgiler edinmelerine, bir muhakeme geliştirmelerine izin veriyor muyuz? Okullarımızda bu milletin bir ferdi, bu milletin tarihinin mirasçısı ve bu coğrafyanın insanı olma şuurunu gençlerimize yeter seviyede kazandırabiliyor muyuz?

Bugün Gazze’de iyilik ve kötülük bu kadar ayan beyanken, her şey bu kadar siyah beyazken, zulüm ve masumiyet bu kadar ortadayken bile kafa karışıklığı yaşıyor gençlerimizin büyük bir kısmı. Bir taraf seçmiş olanlar için dahi muğlak bölgeler hayli geniş... Bir çoğu için bu yaşananlar, herhangi bir dijital aksiyon oyununun herhangi bir zorlu ‘level’ı gibi neredeyse... Hepsine değil ama bazılarına çok daha dramatik (belki de gerçek dışı) geliyor sadece bu görüntüler... Meselenin geçmişten bugüne seyri, aynı coğrafyanın ve aynı tarihin ortağı olarak bizi neden yakından ilgilendirdiği, ilgilendirmesi gerektiği konusunda büyük kısmının pek fazla fikri yok. Onları bu ve benzeri hayati bilgilerden mahrum bir ‘müfredat’la, kendilerine dair fikir edinmelerine fırsat vermeden kapalı bir test laboratuarında büyüttük biz çünkü.

Baştaki sorulara dönelim yeniden: Onlar bizim çocuklarımız, evet! Ama onların kim olduklarını biliyor muyuz? Ve daha önemlisi onlar kim olduklarını biliyor mu?

Yorum Analiz Haberleri

Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası
Medyadaki ahlaksızlığa neden göz yumuluyor?