“Gazze ile Kudüs Arasında Filistin'in Direniş Hafızası”

Dr. Fayiz Ebu Şemale yazısında, Filistin halkının işgal rejimi İsrail'e yönelik direnişinden söz ediyor, “İşgal olmadan direniş, meşru olamaz. Direniş olmadığında ise işgal meşhur olur.” diyor.

Gazze ile Kudüs Arasında Filistin'in Direniş Hafızası

Dr. Fayiz Ebu Şemale / Kudüs Sahnesi (Sayı: 73/2016)

Gazze’deki yerleşim yerinden ayrılmasından 11 yıl sonra Yahudi bir kadına nasıl olduğu sorulduğunda şöyle demiş: Hayal kurmayan Yahudi yoktur. Ben de yerleşim yerindeki evime dönme hayalleri kuruyorum. Hayalin gerçekleşmesinin zor olduğunu bilmeme rağmen bu, benim hayal kurmama engel değil.

Yahudi kadın Gazze’yi işgal etme rüyaları kuruyor, Filistinli kadın da Siyonistlerin 10 yıllarca önce gasp ettiği babalarının ve atalarının toprağına dönmeyi hayal ediyor. İşgal etme rüyası ile toprağı özgürleştirme ve ona geri dönme rüyası arasında dağlar kadar mesafe vardır. Tecrübeler göstermiştir ki işgal ile direniş, bir madalyonun iki yüzü gibidir. İşgal olmadan direniş, meşru olamaz. Direniş olmadığında ise işgal meşhur olur.

11 yıl önce İsrail Başbakanı Ariel Şaron Gazze’den çekilmeye karar verdi. İsrail her ne kadar aksini iddia etse de geri çekilme direnişin zaferi ve İsrail’in hezimetiydi. O zamanki vakıa, direnişin girişimi eline aldığını, İsrail ordusunun mevkileri altında tüneller kazmaya ve onları yok etmeye, yerleşimcilerin başlarına füze atmaya başladığını göstermiştir.

Direnişin zaferine şüpheyle bakanlara ve Filistin halkının direniş gücünü küçük görenlere rağmen 2005 yılından itibaren 10 yıl içerisinde art arda 3 savaş sırasında İsrail’in Filistin direnişi karşısındaki yenilgisi kesin hale gelmiştir. Halbuki İsrail bu savaşlarda bütün gelişmiş silahları kullanmıştır. Fakat sonunda ortaya çıkan şey, İsrail ordusunun manevi ruhunun yenilgisi ve Filistin halkının özgür iradesinin hakimiyeti olmuştur.

Şaron’un Filistin direnişi karşısındaki yenilgisi, Filistin halkının haklarını elde etmek için dayanması gereken yolu açıkça ortaya koymuştur. Çünkü uluslararası topluma karşı delil sunmak ve uluslararası kararlar başarısız olmuştur. Tarihi belgeler bunu vurgulamaktadır.

1929 yılında İngiliz mandası sırasında Burak devrimi, Filistin’in her tarafında patlamıştır. 123 Yahudinin öldüğü ve 116 Filistinlinin şehit olduğu devrimin sebebi Yahudilerin Kudüs’e yaklaşma girişimleri ve bir grup Yahudinin Burak duvarında ibadet etmeye çalışmalarıdır.

Bu devrim, İngiltere’yi Burak duvarının mülkiyeti konusunda uluslararası tarafsız bir soruşturma komisyonu kurmaya mecbur bırakmıştır. Komisyonun başkanlığını İsviçre Dışişleri Bakanı yapmıştır. Yardımcısı da İsveç akıllı Dünya Bankası’nda üst düzey bir yetkili idi. Bu iki kişi, Müslümanlar ve Yahudiler tarafından sunulan onlarca belgeyi inceledikten ve şahitleri dinledikten sonra şu karara vardı: Burak duvarının mülkiyeti Müslümanlara aittir.

Bu şekilde sona eren komisyonun raporu Birleşmiş Milletler’e sunulmuş fakat vakıayı değiştirmemiştir.

Tarihi bir bilgi: Meğaribe (Faslılar) Mahallesi Haziran 1967’de iki günde yok edilmiştir. Bu mahallede 108 ev yıkılmış ve yerine bugün Ağlama Duvarı Meydanı olarak bilinen meydan yapılmıştır.

Tarihi gerçekler: Meğaribe (Faslılar) Mahallesi’ni yok eden İsrail ordusu, 2005 senesinde Gazze’den geri çekilirken Guş katif yerleşim yerini bizzat kendisi yıkmıştır. Bu da “Ya Zafer, Ya Ölüm” seçeneğine en hayırlı delildir.

Filistin Haberleri

Kassam mücahitleri işgalci katillerin olduğu binaya girip 3 katili bıçaklayarak imha etti
Gazze kasabı Netanyahu’ya göre esir anlaşması yakın
İşgalci İsrail güçleri, Kemal Advan hastanesinin giriş kapısına yaklaştı
Oxfam: Gazze'nin kuzeyine 2.5 ayda yalnızca 12 yardım tırı girdi
Siyonist çete Gazze'deki 'güvenli bölgede' 11 sivili katletti