GAZZE!

Abdurrahman Dilipak

Gazzeye yapılan saldırının arka planı yyeni yeni ortaya çıkıyor.

İsrail ordusu, Üç gün içinde operasyonu tamamlamak üzere plan yapmışlar. 3 Gün içinde Hamas yönetimi kaçacak, ve İsrail ordusu şehri kontrolü altına alacak, FKÖ ile masaya oturacaklar, İsrail Gazzeden çekilirken FKÖ Gazzede yönetimi devralacak..

Plan buymuş ve Gazze operasyonunda İsrail, Suriye dışındaki komşu ülkelere bilgi vermiş..

İstanbulda Üç gün süren Uluslararası Gazze forumuna katılanlardan öğrendiğim kadarı ile İsrail bu işin bu kadar uzayacağını ve Türkiyenin bu şekilde devreye gişreceğini hiç hesaba katmamış..  Bütün planlar İran üzerine yapılmış ama zaten operasyon 3 gün süreceği için o konuda da ciddi bir hazırlık yapılmamış. Dahası, nasıl olsa Gazze de direniş 3 gün içinde kırılacağı varsayılarak, Hamas liderlerinin kaçması için Mısır kapısının açık tutulması ve Mısıra geçenlerin ise gözetim altına alınması için hazırlıklar yapılmış.. Bu arada, iddiaya göre FKÖ den iki bakan (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanları) Mısırda beklerden, Gazzede yönetimi devralacak FKÖ lü istihbarat, askeri ve siyasi büro temsilcileri de Mısırda otelde bekliyorlarmış. Mısırın arabuluculuğunda Hamas ile FKÖ arasında görüşmelerin başlaması da, ortaya çıkan bu derin çelişkinin ortaya çıkan gerçekler ışığında giderilmesine dönük bir adım olarak değerlendirilmesi gerekir..

Yani Gazze operasyonu sanldığı gibi tek başına bir İsrail operasyonu değil, İsrail, Mısır, FKÖ ortak operasyonu. Bu bir işgal harekatı değil, İsrail destekli FKÖ darbesi planı idi.. Yani bu bir Gazze Ergenekonu planı idi! Derin FKÖ nün, ABD+İsrail işbirliği ile gerçekleştirilen karanlık bir plandı.. Ama bu oyun bozuldu..

Ürdün ve Suudi Arabistan ise bu işler olurken kafalarını kuma gömüyorlar. Hemen yeni kurulacak Gazze yönetiminin insani yardım ihtiyaçlarını karşılamak, operasyonda hasar gören yerlerin tamiri için, yani İsrailin açtığı yaraları sarmak için destek grubu olarak hazırlanmış.

Arap Birliğinin toplanıp, “Arapların işine Arap olmayanlar karışmasın” türü bir tepki de ilginç. Bu ülkeler Gazze olayı İslam, Kudüs gerçeğinden soyutlayarak Arapların lokalde kalan kendi içi meselesi olarak göstermek istiyorlar..

Yani Gazze saldırıısı İsrail+Bir kısım Arap ülkelerinin işbirliği ile gerçekleştirilen bir saldırı..

Bu saldırıda İsrail, Mısır, FKÖ, Suudi Arabistan ve Ürdün suçüstü olmuştur.. Bundan sonra FKÖ-Hamas ilişkileri eskisi gibi olmayacağı gibi, El-Fetih, Abbas yönetimi ve FKÖ içinde de hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır..

İsrail Arap müttefikleri ile başaramadığı bu işi, bu defa da NATO şemsiyesi altında, bu kez masada çözmeyi deneyecektir.. Burada en önemli sorun ise İsrailin Stratejik ortağı, bir NATO üyesi olan Türkiyeyi kaybetmne riskidir.. Türkiye bu süreçte Gazzenin yanında yer almıştır.. Mısır ve Suudi Arabistan yöneticileri, Gazze direnişinde suçüstü olmuş ve  Arap ülkelerinin liderliğini kaybetmiştir. Yani Gazze direnişi sadece İsrailin planlarını boşa çıkartmakla kalmamış, İşbirlikçi Arap ülkeleri rejimlerinin karanlık planlarını ortaya çıkartarak, suçüstü olmalarına sebeb olmuştur. Bu durum bu rejimlerin toplumsal tabanlarına da ciddi bir darbe indirmiştir..

Peki bundan sonraki plan ne?

Bunun ipuçlarını Livninin Brüksel ziyaretinde bulabiliriz. İsrail, tek başına ABD desteğini arkasına almasının yeterli olmadığını görmüş olmalı ki, AB ve NATO desteğine de ihtiyaç duymuştur.. Livni Brükselden, “beklentilerinin üzerinde bir kazanç, anlayış ve destekle ayrıldıklarını” açıklamıştı..

Yani AB ve NATOdan İsraile “tam destek” vatdı.. Yeni plana göre ise, dünyadan gelen tepkiler ve Türk kamuoyunun hassasiyeti İsraili ciddi bir şekilde rahatsız etmiş gözüküyor.. O zaman askeri çözümlerin dışında yeni önerilerin getirilmesi gerekiyordu.. İlk plan İsraile yönelik bir takım nokta atışlarının gerçekleşmesinin ardından Gazzeye NATO Barış Gücünü girdirmek ve burada Gazze yönetimini kontrol altına almak, silahsızlandırmak ve Gazze içinde silah depo ve imalatını engellemek, HAMAS yöneticilerini küçük düşürücü açıklamalar yapmak ve bir takım bahanelerle terörist ilan ederek yakalayıp İsraile teslim etmek! İsrail için meşru olan bir şeyi Gazze yönetimi için yasaklamaya çalışıyorlar.. Ve İsrail bunu hep yapıyor. İran için yasak olmasını istedikleri bir şeyi, kendileri için meşru kabul ediyorlar..

HAMAS ya yakın çevreler bu planı İsrailin NATO şemsiyesi altında Gazzeyi işgal planı olarak görüyorlar ve NATO nun İsrail adına “Ortadoğu”da Filistin sorununa taraf olması, savaşa katılması şeklinde değerlendiriyorlar.. İngilterenin, bölgedeki çıkarlarını korumak için bu gün İsrailden çok Türkiyeye yakın durması gerekiyor.. Bu da İsrail için talhisz bir durum..

BM de Çin ve Rusyanın veto hakkının bulunması, NATO da yine Türkiye ve Rusya fakötörü İsraili sıkıntıya sokuyor. İsrail yönetimi Türkiye konusunda kararsız. Türkiyeyi yanlarına mı alacaklar, karşılarına mı? İsrail Kara Kuvvetleri Komutanının tepkisi, şahinlerin Türkiyeyi karşılarına almak istediklerini gösteriyor.

Zaten sonunda Türkiye ile hesaplaşmayacaklar mı? Türk halkı İsraile karşı öfkeli.. “İslamcı” bir iktidar işbaşında ve Erdoğanın Pereze karşı tavrı da ortada iken Türkiye ile iplerin kopartılmasının zamanı geldiğini düşünenler az değil. Ama İsrailli politikacılar için Türkiyeyi kaybetmek ağır bir bedel ve ABD nin ortadoğu planlarında Türkiyesiz bir senaryonun başarı şansı yok. Eğer Türkiye ile ipler koartılırsa, Türkiye-İran yakınlaşması, Mısırdaki işbirlikçi hükümete karşı muhalefeti kışkırtabilir ve Mısır da kaybedilebilir. O zaman Ürdün ve Suudi Arabistanında İsrailin yanında yer alması düşünülemez.. İsrail bir anda düşman bir çemberin içine hapsolmuş oluyor

Yani İsrail yönetimi Türkiye konusunda kararsız..

İsrail parlementosundaki sandalye dağılımı, ABD’deki yeni yönetim, İsrail için bu belirsizliği daha da derinleştiriyor.. Mısır Devlet Başkanı Mübarek'in Türkiye ziyaretin ardından konuşan Mısır'ın Türkiye Büyükelçisi Dr. Alaaddin El Hadidi Davos forumunda, İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in, Gazze saldırısını savunurken, Başbakan Erdoğan'a, “Gazze olayını Mübarek anladı, siz anlamadınız” ifadesini kullanmasına vurgu yaparak,  aslında İsrail'in Gazze saldırısı öncesi Mısır'a Livni'yi, Türkiye'ye Olmert'i göndererek, "saldırıdan haberleri var" mesajı vermek istediğini söylüyor.  Hadidi’ye göre "Erdoğan'ın Davos çıkışı bu tuzağa idi" Ve tabi Mübarekin Ani İstanbul ziyareti de, Mısırın bu kirli oyunun deşifre edilmesinin ardından aslında kendini aklamaya yönelik bir gişim olarak değerlendirildi..

Bölgede taşlar yerinden oynamış gözüküyor. Kartlar yeniden karılıyor. Türkiyenin başı dik duruşu, bölgedeki bir takım hükümetlerin de “ne oluyor” sorusunu sormalarına sebeb olmaya başladı..

Bölgede ABD, AB ye, NATO’ya, İsraile karşı kafa tutulamayacağına nerede ise “iman” düzeyinde bir kanaat vardı. Erdoğanın çıkışı, bu ön yargının kırılşmasına sebeb oldu.. Kendi geleceklerini İsrailin geleceği ile tevhid edenler, bu gişin kendileri için yeni tehditler oluşturmaya başladığını görmeye başlayınca, politikalarını da yeni duruma göre şekillendirmeye başladılar..

Bundan sonra bölgede hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ve İsrail için gelen günler, geçen günleri aratacak. Kirli oyun deşifre oldu. Gazze dramı sadece İsrail ve işbirlikçi Arap rejimlerinin değil, AB ve ABD gibi dünya çapında İnsan Hakları ve Demokrasi havarilerinin de, çıkarları sözkonusu olduğunda ilkelerini nasıl görmezden geldiklerinin kanıtı oldu.. Selam ve dua ile..