Amerikan temsilciliği, Bayreyn’li gazeteci–yazar Yusuf Benhalil’i Obama ile alakalı yazdığı bazı yazılardan dolayı yerel basın konseyine şikâyet etmiştir! Nedeni, Yusuf Benhalil’in ABD’nin Bayreyn politikasını yermesi ve Irak ile Bayreyn arasında vaki Amerikan çifte standardını konu etmesidir. Bu da haliyle Amerikalılara giran ve ağır geliyor. Bahreyn’de gazeteci ve yazar şikâyet eden Amerikalılar bu defa da Hama halkıyla dayanışma içinde görünüyorlar. Bunun nedeni, devrimcileri Amerikan çıkarlarına yönlendirmek ve imale etmektir. Fransız ve Amerikan elçileri Hama halkını himaye etme perdesi altında Gazi Hama’ya gidiyorlar. Elbette bu bir nüfuz casusluğudur. Zor zamanlarında ve kimsesiz oldukları bir sırada Hamalıların ve Suriyelilerin duygularını istismardır. Çaresiz Hama halkının da başka bir seçeneği yoktur. Bir tarafta azınlık ve mezhep diktatörlüğü ve diğer tarafta da Amerikan eli. Durum tam da bir Arap atasözünü akla getiriyor. ‘Kelmüsteciri beyne’r ramdai ven’ nar’. Ateş ile kor arasında veya kaynar su arasında kalmış felaketzede gibi. İki arada bir derede kalmak. Suriye rejimi Kaddafi rejiminden daha akıllı bir biçimde muhalefeti bölmek istiyor. Bundan dolayı Arif Delile ve Michael Kilo gibi muhaliflerin başını çektiği Semiramis Oteli muhalefetine izin vermiştir. Böylece muhalefetin arasına velvele salarak nefes almak istemiştir. Batı ile Esad rejimi muhalefeti bölmek ve kendi ölçülerine uydurmak istemektedir. Türkiye’nin dışında ağırlıklı olarak İslâmi muhalefetin öne çıktığı ve temsil edildiği bir toplantı yoktur. Semiramis Toplantısı ve Paris Toplantısı seküler muhalefeti öne çıkarma teşebbüsüdür. Şam yönetimi muhalefeti bölerek gücünü zayıflatmaya ve yoluna bir şekilde devam etmeye çalışmaktadır. Amerikalıların çıkarları da mümkün mertebe muhalefet içindeki İslâmi dozu azaltmaktan geçiyor. Çünkü ideolojik olarak kan uyuşmazlığı var.
¥
Batılılar da bu anlamda Şam rejiminin elini güçlendiriyor. İslâmi muhalefeti ötekileştirerek ve marjinalleştirerek Şam rejiminin ekmeğine yağ sürüyorlar. İkinci olarak, Amerikan Elçisi Robert Ford Hama’da göstericilerin arasına dalarak ve güya onları himaye ederek Şam rejiminin kara propagandasına hizmet etmiş oluyor. Şam rejimi gece gündüz muhalefetin ABD ve İsrail güdümlü olduğunu ve onlarca kışkırtıldığını söylemiyor mu? Amerikan Büyükelçisi’nin Hama’da kalabalıkların arasına dalması Suriye rejiminin kara propagandası açısından suçüstü (cürmü meşhut) halidir. Acaba bu yönde Suriye rejimi ile Amerikan çıkarları örtüşmekte midir? Bilindiği gibi, Hama’daki geçen haftaki gösterilerin gündemi ‘ İrhel-Çekil’ idi. Bu hafta ise ‘diyaloğa hayır’ sloganı seçilmişti. İşte tam bu noktada Suriye İçişleri Bakanlığı bir açıklama yayınlamış ve bu açıklamada Amerikan Büyükelçisi’nin Hama’ya ziyaretine de temas edilmiş ve şu görüşlere yer verilmiştir: “Amerikan Elçisi Ford Hama’da bazı tahripçilerle görüşmüş ve onları şiddete ve diyaloğa karşı çıkmaya ve gösterilere teşvik etmiştir...” Buradan şöyle bir sonuç çıkmaktadır: Sanki diyaloğa hayır Cuması Amerikan talimatıyla gerçekleştirilmektedir! Bu da mefhumu muhalifiyle bakıldığında sanki ortada bir muvazaa ve Amerikan-Beşşar paslaşması var gibi görünüyor. Suriye İçişleri Bakanlığı, açıklamasında, Ford’un Hama ziyaretini uluslararası teamüllere aykırı bir ziyaret olarak nitelendirmiştir. Gerçekten de Amerikan Büyükelçisi kontrol noktalarını geçerek salimen Hama’ya nasıl ulaşabilmiştir? Neden tedbir alınmamıştır? Tarık Humeyyed’in yazdığı gibi, suçüstü yapabilmek için mi? Amerikan Büyükelçisi’nin Hama’ya gitmesinden müşteki olan aynı rejim daha birkaç hafta önce birçok yabancı temsilci ile birlikte Robert Ford’u Cisr eş Şuğur’a götürmemiş midir? Öte yandan, Suriye rejimi halkın barışçı gösteri yapmasına izin veren Hama Valisi’ni niye görevinden almıştır? Ve Amerika Hama’ya büyükelçisini göndereceği yerde neden Libya’daki gibi sınıra gemilerini ve uçaklarını yığmamıştır? Tiyatro mu oynuyorlar? Amerikan Elçisi Ford ve patronları şunu bilmelidir: Suriye muhalefeti ve halkı Ferid Kadiri gibi Amerikan güdümlü, İsrail yanlısı şike bir muhalefet hareketi değildir. Amerikalılar gölge etmesinler başka ihsan istemiyorlar. Hama bir kez daha devrimin merkezine yerleşmiş ve Dera’nın yerini almıştır. Bu yönüyle Gazi Hama şehri Kahraman Hama haline gelmiştir.
¥
Artık Suriye halkı Beşşar ve rejimini meşru olarak görmüyor. Gerek Burhan Galyon ve gerekse Suriye İhvan lideri Muhammed Riyad Şokfa sıkılmış yumrukla toka yapılamayacağını ve bir elde silah bir elde diyaloğun yürümeyeceğini ifade etmektedirler. Bir elde silah diğer elde diyaloğun olduğu ortam ve zemin, kaygan, yalancı ve güven vermeyen bir zemindir.
YENİ AKİT