Gaffar Okkan’ı kimler, neden seviyorlar?

Diyarbakır’da Emniyet Müdürlüğü yaparken uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybeden Gaffar Okkan, Türkiye’de farklı ideolojik kimliklerden kimselerin sahip çıktığı bir isim. Peki, bunun sebebi nedir?

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de Kürt sorunu çok yüklü bagaja sahip olan bir mesele. Osmanlı’da başlayan Cumhuriyet ile katmerlenen, sağ-sol partileri, İslamcı grupları içine alan çetrefilli bir konu. Burada taraflar için bazı kırılma noktaları vardır. Sağcı devletçi çizgi Kürt varlığını kabule dahi zor yaklaşırken Kemalist-ulusalcı çizgi Kürtlerin kültürel hatta zaman zaman etnik soykırıma maruz kalmasında bir beis görmez. Bu söylediklerimiz konjonktüre ve politik ortama bağlı olarak yükselen veya alçalan bir seyir izler.

İslamcı çizgi içinde ümmetçilik hasletinden kaynaklı olarak Kürt halkının yaşadığı asimilasyon ve soykırım politikaları öncelikli konular arasında yer almıştır. Zaman zaman muhafazakar veya milliyetçi sapmalardan kaynaklı geri gidişler söz konusu olsa dahi ana damarın bu hat üzere olduğunu söylemek mümkündür.

Ulusalcılık hastalığında birleşen sağ ve sol kesimler için Kürt solunun konumu uzun bir süre farklı bir yerde şekilleniyordu. Ancak HDP çizgisi politik araçlara olan hakimiyetiyle Türk solu ile belli başlı konularda ortak bir zemin inşa edebildi. Erdoğan karşıtlığı buradaki temel saik. Tüm bunların hepsinden evvel ise sağcı devletçi, sol-Kemalist ve Kürtçü solcu yapılar için ortaklaştıkları ve paydaşı oldukları bir isim söz konusuydu: Gaffar Okkan.

Sakarya Hendek doğumlu olan Okkan, PKK çizgisi için de sol ve sağ ulusalcılar için de sevilen ve saygı duyulan bir isim olarak Türkiye’ye ‘hepimizin Gaffar ağabeyi’ şeklinde lanse edilmektedir.

Yaklaşık 3-4 gündür TRT’nin haberlerinde doğrudan veya dolaylı bir şekilde Gaffar Okkan’ın adı zikrediliyor ve yere göğe sığdırılmayan içerikler üretiliyor. Neticede devletin memuru olduğu için anlayışla karşılanabilecek bu durumun PKK çizgisi tarafından da aynı şekilde yapılmasını nasıl izah etmek gerekiyor?

Dönemin tanıklarının anlattıklarına göre, Kur’an kurslarına baskınların yapıldığı, hangisi olduğu fark etmeksizin İslami yapıların ‘Hizbullahçı’ damgasıyla baskıya maruz kaldığı ve tutukluluk süreçleri veya hapishane şartlarında Müslüman-dindar kimliğe sahip olanların sayısız işkencelere uğradıkları süreç Gaffar Okkan’ın Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne denk gelmektedir.1

Diyarbakır’da İslami yapılar sistematik olarak susturulurken PKK’ya yönelik ise doğru düzgün operasyon dahi düzenlenmemiştir. Bu sebeple olsa gerek PKK çizgisine yakın isimler Gaffar Okkan’ı yere göğe sığdıramamaktadır. Tabi bu durum kamuoyu tarafından Okkan suikastı ile ilişkilendirilen yapının işlediği cürümlerin üstünün örtüleceği anlamına da gelmez. Diyarbakır’da PKK sempatizanı olduğu bilinen dükkân sahiplerinin ise mekânlarında Gaffar Okkan’ın fotoğrafının yer alması oldukça olağan bir durum olarak karşılanmaktadır.

Uzun lafın kısası Gaffar Okkan sol perspektife sahip bir polis müdürü olarak bölgedeki solcuları hedef almadı. Onun dışında kalan ve PKK’yla sorunlu olan yapılar ise hedef tahtasının ortasına yerleştirilmişti.  Netice olarak ‘hepimizin Gaffar ağabeyi’ yakıştırması oldukça mantıkdışı olmakla birlikte aynı zamanda enteresan bir durumu da ortaya çıkartıyor.

Devlet ve sağ kesim sırf memuriyeti sebebiyle olsa gerek suikast sonucu hayatını kaybettiği için kim olduğunu dahi bilmeksizin birilerini ‘öncü-önder şahıs’ konumuna yerleştirebiliyor. Aslında teknik olarak 'devletin düşmanlarıyla' işbirliği içinde olması bile bu durumu değiştirmiyor. Türkiye ise hala yalan söyleyip bu yalanı yaşamayı seven bir toplum olarak gerçeklerle yüzleşmemeyi tercih ediyor!


1- Okkan'ın başörtülülere olan öfkesi ve diğer iddialar hakkında detaylı bir çalışma: https://www.milatgazetesi.com/haber/bilinenlerin-disinda-bir-gaffar-okkan-77797/

Yorum Analiz Haberleri

Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!
İşgal edilen zihinler
AK Parti ve MHP’nin gençlik teşkilatları Filistin davasının neresinde?
Metalaşan değerler ve ahlaki çözülme