Fenerbahçe Klüp Başkanı Aziz Yıldırım dâhil, pek çoğu tanınmış 50 futbol adamının şike soruşturması çerçevesinde gözaltına alınması son dönemlerin en ciddi adli gelişmelerinden birisidir...
Futbol ve şike iddiaları konusunda ilk kez bu denli büyük bir soruşturma başlatılıyor.
İlk kez Türkiye'nin "başka korunaklı bir alan"ının dokunulmazlarına dokunuluyor.
İlk kez yargının "hareket gücü", savcı ve yargıçların bağımsız hareket konusunda "yeni adli refleksleri" toplumun en popüler ve en kuvvetli meşruluk zırhı taşıyan sahasında tüm cesametiyle baş gösteriyor.
"Yıpratma, örseleme, tasfiye, siyasi iktidar etkisi" gibi iddia ve bahanelere bu soruşturmada pek yer yok. Devlet içi bir hesaplaşmaya hiç yok...
Elbet henüz tutuklama yok, suç ve suçlu da yok...
Söz konusu olan bir soruşturma...
Ancak bu korunaklı alanda, dokunulmazların sahasında soruşturma yapılabiliyor olması, savcının buna cesaret etmesi, iktidarın işe karışmaması bile bir "milat"tır.
Soruşturmaya uğrayan başta Fenerbahçe...
Fenerbahçeliyim, fenerin bu yıl ikinci devre 17 maç alarak şampiyon olmasından mutlu olanlardan birisiyim.
Umarım, iddiaların karşılığı yoktur ve soruşturma takipsizlikle sonuçlanır.
Umarım Aziz Yıldırım (ki onun masum olduğu gibi bir sanım var) başta olmak üzere, futbol adamları, futbolcular üzerindeki töhmet kalkar.
Ancak aksi halde, bir futbol tutkunu, sıkı bir Fenerbahçeli olarak söylemek isterim ki, yaptırımlar gidebileceği yere kadar gitmelidir.
Türkiye için futbol sadece spor değildir. Bizzat siyasetin, kültürün kendisidir futbol. Daha da öte kuralsızlıkların, keyfiliğin, kaba bir milliyetçiliğin, şiddetin, kara paranın, aklanmaların, tarafgir ruh halinin ürediği, meşrulaştığı, model haline geldiği yerdir.
Türkiye her alanda değişirken, hakemleri, futbolcuları, federasyonu, yerleşik kuralları kuvvet gösterisiyle, kurnazlıkla delmeye, bozmaya çalışan ve siyasi kültüre etkileriyle kabul edilmez ve "makiyavelik" bir yandaşlık çığrının açılmasına yol açan futbol düzeninin sigaya çekilmesi kaçınılmazdır.
Şöyle diyelim:
Futbol dünyasında karanlık ve karmaşık ilişkilerin egemen hale gelmesi, imaj ve güçten yola çıkan keyfiliğin ilkelere, yerleşik kurallara meydan okumasına artık bir son vermek gerekiyor...
Somut olalım...
Boğazına kadar şikeye batmış, özellikle alt liglerde şike üzerinden para üretme makinesine dönmüş bir yapı bulunuyor.
Bu yapıyı, ona bulaşan her kişi biliyor, paranın bu şekilde ürediği yerde şiddet, gasp, mafya o alanın hâkimi oluyor...
Bir üst düzeye, süper lig kulüpleri düzeyine bakın...
Basın-istihbarat ilişkisinin ilk ve en açık kurulduğu yer futbol olmuştur.
Çakıcılar, Pekerler, Susurlukçular futbol düzeninin içinde yer almışlar, hem yönetim faktörü, hem güç faktörü olmuşlardır.
Spor dünyası olmak kadar, mafyanın düzene sızdığı, zaman zaman federasyon seçimlerinde bile rol oynadığı, düzenin parçası olduğu bir yerdir futbol dünyası...
Kara paranın aklandığı, kirli kimlik ve kişilerin aklandığı yerdir...
O zamanda futbolda temizlik, ülkede temizlik anlamına gelir...
Yürümekte olan soruşturmanın varlığını sembolik olarak da önemsemem bundandır...
Kim olursanız olun, yeni döneme ayak uyduramıyorsanız, güçten çıkar üretmeye kalkıyorsanız, yuvarlanırsız ve yuvarlanacaksınız...
YENİ ŞAFAK