Futbolcu Muğira Şerif'in Gözünden Katliam Şehri Guta

Esed katliamı başlamadan önce futbol oynamak ve okumak için Türkiye'ye gelen Muğira Şerif PTT 3. Lig'de oynarken iki yıldan fazladır süren katliamlar başlayınca, futbol ve eğitim hayatına son verip mazlumların sesi, görüntüsü oldu.

Yardım kuruluşlarının son raporlarına göre Guta'nın nüfusu 1 milyon 195 bin. Bu sayı 2010 yılı sayımında 2 milyonun üzerindeydi. Özellikle kimyasal saldırıyla birlikte bu sayı yarı yarıya düştü. Buradan kaçan yaklaşık 1 milyon insan, Suriye içinde başka yerlere veya komşu ülkelere sığınmış durumda. Bölgede kalan nüfusun yüzde 42'sini çocuklar oluşturuyor ve bunlardan en az 70 bini henüz bebek. 11 binden fazla kişinin öldürüldüğü ve 12 bin çocuğun yetim kaldığı bölgeden ölüm haberleri gelmeye devam ediyor.

14 ay boyunca rejim askerlerinin kuşatması altında tutulan Doğu Guta'da, Esed tam anlamıyla boykot başlatmış, insani ihtiyaçların karşılanamadığı bölgede açlıktan ölümler yaşanmış, salgın hastalıklar baş göstermiş, sağlık hizmetleri tamamen durmuştu.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada büyük yankı bulan sokak ortasında kesilen bir aslana ilişkin görüntüler, insanların açlıktan hayvanat bahçesindeki hayvanları yediği haberlerini destekliyor. Haberlerde yer alan El Şema Hayvanat Bahçesi de Doğu Guta bölgesinde yer alıyor.

Ölümcül kuşatma sonucu gıda, yakıt, ilaç, elektrik, su sıkıntısının yaşandığı ve sürekli bombardımanların sürdüğü bölgeye ulaşım Gazze'de olduğu gibi bazı tüneller vasıtasıyla son derece kısıtlı olarak sağlanabiliyordu.

Bir süre önce Özgür Suriye Ordusuna bağlı askerler, bölgedeki kuşatmanın küçük bir bölümünü kırmayı başardı ve bir yardım koridoru açılmış oldu. Kış şartlarının ağır şekilde yaşandığı bölge için sosyal medya üzerinde bir yardım kampanyası organize eden ve zamanının büyük bölümü bölgede geçiren Suriyeli aktivist ve gazeteci Muğira Al Şerif'e Guta'da yaşananları sorduk.

Öncelikle Muğira Al Şerif kimdir ve bölgeyle bağlantısı nedir öğrenebilir miyiz?

Elbette. Suriye, Dera'lıyım. Olaylar başlamadan önce Bahçeşehir Üniversitesinde İşletme okuyordum. Ama Türkiye'ye gelme amacım futbol oynamaktı. Profesyonel futbolcuyum, 3. ligde bir takımda oynuyordum. Hem okulumu okuyor hem futbol oynuyordum yani. 2011 yılında olaylar başladığında hem okulumu dondurdum, hem kulüpten ayrıldım. Şimdi tüm zamanımı Suriye için kullanıyorum. Her şeyden önce bir aktivistim ve uluslararası bir ajansa Suriye ile ilgili haberler yapıyorum. 2 yıldır Suriye'ye sık sık gelip gidiyorum. Sadece haber yapmak, belgesel hazırlamak ya da fotoğraf çekmek için değil, yardım faaliyetlerini de organize ediyorum. Bununla bağlantılı olarak İNSAN-DER diye yeni kurulan ve Suriye'nin içinde çalışan bir derneğin kurucularından biriyim.

BM'nin raporuna göre Guta'da kimyasal silah kullanıldığı kesinleşti. Bu saldırının sebepleri konusunda çeşitli iddialar var. Bölgeyi yakından tanıyan biri olarak sizce neden kimyasal saldırı düzenlendi, neden Guta ve bu tarihin seçilmesinin özel bir sebebi var mıydı?

Tarihle ilgili özel bir şey olduğu sanmıyorum. Ama bölge kesinlikle bilerek seçildi. Doğu Guta ilk gösteriler başladığından ablukaya maruz kalana kadar muhaliflerin en güçlü olduğu merkezlerden biriydi. Muhalifler için Guta çok önemli. Başkent Şam'ın çevresi, dışıdır burası. Yani Şam'a ulaşmanın yolu buradan geçiyor.

Kimyasal saldırıdan çıkarı olanlar var

Saldırı gerçekleşmeden önce Birleşmiş Milletlerden bir heyet gelecekti bölgeye. Esed bunu bildiği halde hiç çekinmeden kimyasal saldırıyı gerçekleştirdi. Ben şuna inanıyorum, Suriye'de kimyasal silahlar var ve BM, Amerika, İsrail ve müttefikleri tehdit olarak gördükleri bu silahları ele geçirmek için buna izin verdi. Rejim hem muhalifleri vursun, hem Guta'yı ele geçirsin, hem de biz silahları Suriye'den almış oluruz diye düşündüler. Obama, kimyasal silahların kırmızı çizgileri olduğunu söylemişti, hatta saldırı yapıldıktan sonra askeri müdahale yapacağız dedi ama böyle bir şey olmadı, olmaz ve olmayacak. Bu sadece oyunu tamamlamak içindi. Masanın altında her şey Amerika'nın bilmesiyle ve onun çıkarları doğrultusunda oluyor bana göre. Özellikle İsrail'in en büyük korkusu olan kimyasal silahların muhaliflerin eline geçmesini önlemiş oldular böylece. Şimdi kimyasal silahlar yavaş yavaş çekiliyor Suriye'den ve imha ediliyor. Muhalifler Şam'dan uzaklaştı yani istedikleri oldu.

Guta'nın muhaliflerin elinde olmasının Şam'ın düşmesi konusunda kilit olduğu doğru mu? Guta'nın stratejik bir önemi var mı?

2 milyon insanın yaşadığı 24 bin kilometre kare büyüklüğünde bir bölge Doğu Guta. İçinde 60 farklı kasaba ve şehir var. Guta'nın önemi ise şu, kuşatma kırılırsa muhalifler rahat rahat Şam'ın merkezine gidebilecek. Şam'a ulaşan, onu elinde tutan savaşın seyrini değiştirir. Sadece rejim değil, Hizbullah ve Iraklı şii Zülfikar gibi grupların da ilgi alanına giriyor Guta. Geçtiğimiz günlerde En-Nebek diye bir yerde bir katliam yaşandı. O katliamı yapan Esed ordusu değildi bu sefer, Iraklı Zülfikar tugayıydı. Katliamın yapıldığı bölgede hem muhalifler hem Beşar'cılar vardı. Ama ayrım yapılmaksızın sünniler öldürüldü. Çok değişik hesaplar yapılıyor, önemli bir bölge olduğu için sadece rejimin ordusu değil Hizbullah ve Zülfikar gibi gruplar da Guta'yı ele geçirmeye çalışıyor.

Guta'nın geleceği kimyasal saldırıyla tamamen değişti diyebilir miyiz?

Elbette. Birçok sonucu aynı anda aldılar. Sadece muhaliflere darbe indirmekle kalmadılar dediğim gibi, Amerika'nın, Batının, İsrail'in ulaşmak istediği hedefe de ulaşıldı. Saldırıdan önce de bir kuşatma vardı ama muhalifler Guta'nın birçok yerindeydi. Saldırıdan sonra her şey çok daha kötüye gitti. 14 aydır nefes bile alamıyor Guta.

Saldırı küçük bir alana uygulandı ama?

Saldırıdan önce her gün bombalanıyordu zaten. Özellikle orta bölgesi. Kimyasal saldırıyla muhalifler artık çekilelim, dedi. Rejim bunu bilerek yapıyor. Şimdi varil bombalarıyla vuruyor Halep'i. Amacı aynı. Muhalifler güçlü bile olsalar siviller ölmesin diye geri çekilmeyi göze alıyor bu saldırılardan sonra. Kimyasal saldırıda ölenlerin sayısı 3 bini aştı resmi rakamlara göre. Muhalifler bu nedenle çekilmeye başladı, saldırıların devam etmemesi için. Esed de bölgeye hakim olmaya başladı.

Guta'dan son derece ürkütücü haberler geldi, insanların hayvan yemlerini, otları suyla kaynatıp yediği, cep telefonu ile ve anestezisiz ameliyatlar yapıldığı, içme sularına zehir katıldığı veya kanalizasyon sularının su kanallarına aktığı gibi. Bu bilgiler doğru mu, bilgi kirliliği var mı? Haberler dışarıya nasıl ulaşıyor, ne kadarı yansıyor?

Bahsedilen bütün haberler kesinlikle doğru. Sadece suya zehirli madde katıldığı iddiası doğru değil. Ama halk korkudan suları kullanamadı. Biz haberleri Guta'da görev yapan Human Right Office'nin görevlilerinden alıyoruz. Her gün mutlaka görüşüyoruz. Bunlar gibi çok daha fazla insani dramlar yaşandı, yaşanıyor bölgede. Çoğunu yayınlayamıyoruz bile.

Özgür ordunun kuşatmayı kırdığı haberleri doğrulandı. Kuşatmanın kırılmaya devam etmesi ve muhaliflerin ilerlemesinin sürmesi söz konusu mu?

Aldığımız haberlere göre muhalifler birkaç yeri ele geçirdi. Diğer yandan birkaç hafta önce Guta için mücadele eden 35 farklı örgüt birleşti. Bu büyük bir gelişme. Guta halkı sünni, dindar ve devrimcidir. Olaylar ilk başladığında ilk ayağa kalkan şehirlerdendi, Duma ve Der'a. Bunlar Guta bölgesinin içindeydi. Yani intikam alınıyor oradaki halktan. Tüm gücüyle zulmediyor Esed. Ama aldığımız haberlere göre kuşatma yakında daha çok kırılacak. Biz de buna inanıyoruz.

Bölgeye yardımlar 14 ay boyunca nasıl ulaştırıldı. Bundan sonrası için bölgeyi neler bekliyor?

Birleşmiş Milletler belli yardımları gönderiyor zaman zaman. Ama ordu yardımlara el koyuyor. Dağıtımlara izin vermiyor. Ya da yardımların kendisine teslim edilmesini, dağıtımları kendisinin yapacağını söylüyor ama bunları halka dağıtmıyor ya da Esad'ın yandaşlarına dağıtıyor.

Guta, aslında verimli bir bölge. Ama bebekler sebze meyve yiyemez. Esed tarlaları yakıyor, ateşe veriyor. Buna rağmen Guta böyle bir bölge olmasa her gün onlarca kişi ölürdü. Bebekler patlıcan, karnabahar yemek zorunda kalıyorlar süt bulamadıkları için. Daha bir ay önce üç çocuk açlıktan öldü. Çocuklar çiğ sebzelerle besleniyor.

Guta için yaptığınız yardım kampanyasından bahseder misiniz? Neler yapılabilir?

Guta'daki anneler çocuklarını bombalardan korumaya çalışırken açlıktan, soğuktan kaybediyor. Yaşlı insanlar da dayanamıyor elbette bu şartlara. Aldığımız haberlere göre muhalifler birkaç yeri ele geçirdi. Bunlardan biri Uteybe diye bir köy. Rejim kuşatmanın buradan yarılacağını bildiği için burayı imha etmek istedi, uzun süre saldırdı. Şimdiki durum çok sıkıntılı. Arabalar, kamyonlar giremiyor henüz ama motorlar veya insanlar bölgeye girip çıkabiliyor. Çok kısıtlı da olsa bir yardım girişi yapılabiliyor.

Şu anda bebek maması göndermeye çalışıyoruz. En acil ihtiyaçlardan biri bu. Bebekler açlığa dayanamıyor. Amacımız iki hafta sonra Guta'ya ulaşmak. Ama durumlar sürekli değişiyor. Biz toplayabildiğimiz her şeyi yüklendik. Sadece birkaç hafta içinde sosyal medyada başlattığımız #GutayaYardimZamani çalışmasıyla bir tır malzeme doldurduk. Kermesler düzenledik. Bu devam eden bir kampanya, en az bir iki ay daha devam ettirmeyi düşünüyoruz. Daha önce bu şekilde 'Bir Ambulans Bir Yaşam' projesi yapmıştık. Böylece 4 ambulans parası topladık.

Durum hala oldukça sorunlu anlaşılan, yardımları ulaştırmak da büyük bir cesaret isteyecek. Siz sürekli bölgedesiniz tehlikeli değil mi?

Son iki senedir vaktimin çoğunu Suriye'de geçiriyorum buraya sadece ailemi görmeye geliyorum. Bütün zamanımı yardım projeleri alıyor. Tehlikeli ama şimdi gitmezsek ne zaman gideceğiz? Suriye bir vatan, bir memleket, bir otel değil. Konforu düştü, yıldızı az diye insan ülkesini, evini bırakamaz. Özellikle bu durumda vatandan vazgeçilmez. Oradaki insanların ihtiyaçları bitene kadar biz görevimize devam edeceğiz. En acil şey kuşatmanın kırılması en başta ama bunun için elimizden bir şey gelmiyor. Kuşatma kırıldığında birçok kuruluş zaten bölgeye yardım ulaştıracaktır. Tek başına bir kuruluşun başarılı olması imkansız, uluslararası bir yardım gerekiyor. 14 aylık ablukanın izlerini silmek kolay değil. Biz hem insani yardım toplamaya hem insanları burada yaşananlar konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Çünkü maalesef duyarlı insanlar bile Guta'dan habersiz, oradaki durumun farkında değil.

Son olarak, Guta'ya benzer kuşatma yaşayan başka bölgeler de var mı?

Maalesef var. Muazzamiye, Dariyya özellikle de Yermuk kampı benzer şekilde kuşatma altında. Yermuk kampı 8 aydır Esed'in kuşatmasını yaşıyor. Biliyorsunuz, Suriye rejimi Filistin meselesini bir bahane olarak kullandı ve kullanıyor. Sanki İsrail'in karşısında, Filistinlilerin yanındaymış gibi görenler vardı onu. Ama bu gerçek değildi. Suriye halkı yeni fark ediyor ki, Esed Filistinlileri korumuyor aksine öldürüyor. Bunun en büyük örneği Yermuk kampı. Bu kamp Şam yakınlarında Filistinli mültecilerin yaşadığı bir kamp. Saldırılardan önce 750 bin kişi yaşıyordu bölgede, 270 bini Filistinliydi. Çatışmalardan sonra 50 bin kişi kaldı. 17 Aralık 2012'de Esed kampı kuşatmaya başladı, 4 ay önce ise tamamen kuşatıldı. Orada da Guta'da yaşananlara benzer şeyler yaşanıyor. Esed'in yalanı ortaya çıktı artık. Filistinliler zulüm görüyor orada. Daha birkaç gün önce bir Filistinli genç Guta'da olduğu gibi açlıktan öldü bu kampta.

'Guta'ya Yardım Zamanı Projesi'ne destek olmak için hesap numarası; Kuveyt Türk Fındıkzade Şubesi (67) IBAN TR96 0020 5000 0086 1357 8000 01

Yeni Şafak

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu