Futbol Federasyonu şimdi neyi bekliyor?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Tahliyeler başladı. Kanun daha yürürlüğe girmeden, 8 tahliye ile ilk adım atıldı.

Kanunun yürürlüğe girdiğinde, tahliyelerin devamının da geleceğinden emin olabilirsiniz.

Belki bir-iki isim, her ihtimale karşılık ilk duruşmaya kadar tutulur.

Ama büyük çoğunluk, eldeki tüm delillere rağmen tahliye edilmiş olacaklar. Suçun işlendiği tarihteki cezalar, tutuklu kalmalarını gerektirdiği halde, TBMM kararı ile serbest kalmış olacaklar.

Bundan sonrasında, artık kim tutar Fenerbahçe’yi..

Güzel futbol oynama açısından değil..

“Bu maçı biz kazanacağız. Ne istiyorsanız söyleyin” teklifine, takımların karşı durabilme gücü açısından.

Genelde mafya bağlantılı isimlerde karşılaşırız.

Birisi cezaevine girdi mi, yapacağı işlerdeki fiyatı da artar..

O artık belalı olmuştur..

“Benim cezaevine girmişliğim var” dedi mi, karşısındakinin ayaklarının bağı çözülür.

Girmiş ve çıkmış!

Ona göre haa!

Karşı taraf da düşünecek tabii ki.

Adam cezaevine girmiş.. Birkaç ay sonra çıkmış.. Demek ki çıkabilecek gücü var..

Ne istiyorsa, verelim.. İhtilaf çıkartmayalım..

Şike iddiası ile tutuklanıp, kanun değişikliği ile tahliyelerin yaşandığı spor dalında, “belalı olma”nın karşılığı ne?

Problemli her maçta, “Hop dedik.. Sizin iddianız yok, bir şeyiniz yok. Maça asılmayın” denildiğinde..

İtiraz edememek..

Gerçekten de, bundan sonra böyle bir teklife kim itiraz edebilecek?

“Biz, kanun değiştirip, yöneticilerimizi tahliye ettirmiş bir kulübüz” denildi mi, kim “hayır” diyebilecek?

Sadece takımlar değil..

Hakemler için de aynı korku söz konusu..

Bir hakem düşünün..

Bu gelişmelerden sonra, her tereddütlü pozisyonda, FB lehine karar vermesin de ne yapsın?

Karşısındaki takım, “8 ay önceki kanunu değiştirten bir büyük(!) kulüp!”

Bu kulübü nasıl karşısına alsın?

Düşünün, “Söyle ona, pahalı futbolcu olduğuna bakmam, onu tersten çivilerim” diyen adam, 7 ayda serbest..

Futbolcular, bu adamın “tersten çivilemesi”nden korkmasın da, ne yapsınlar?

Korku imparatorluğu, işte burada..

Fenerbahçe ve bağlantılı isimlerin çevreye verdiği korkuda..

Bu havanın ortadan kaldırılmasında tek formül, şikede ceza indirimi getiren maddelerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinde.

Anayasa Mahkemesi’ne, cumhurbaşkanı gidebilir.

Veya, şike davasına bakacak olan mahkeme, “Ceza Kanunu’ndaki benzer suçlara verilen cezalar arasında bir oransızlık var” diyerek, iptal talebinde bulunabilir.

Her iki ihtimalde de, Anayasa Mahkemesi, şikedeki suçların cezasının indirilmesini iptal ederse, devletin FB cumhuriyetine teslim olmadığına inanırız.

“Şike kanunu çıktığında, adapte olamayanlara bir seferlik af tanındı” der, olanları unuturuz.

Ama; bu komik cezaların yürürlüğü sürerse, bakkaldan ekmek çalanlarla, trilyonları şike ile cebe indirenlerin cezası aynı olmaya devam ederse, hatta ekmek çalanların cezası, bazı durumlarda daha fazla olmaya devam ederse..

FB’yi gerçekten kimse tutamaz.

Anayasa Mahkemesi’nin kararını beklerken, Futbol Federasyonu’nun bugünlerde vereceği bir karar, devlete egemen güçlerin niyetini bize fısıldayabilir.

Futbol Federasyonu yöneticileri, ilk günler, “İddianame yok. Neye göre karar vereceğiz?” diyorlardı..

Şimdi iddianame çıktı..

Bakalım “Mahkeme kararı yok, neye göre karar vereceğiz?” diyecekler mi!

Futbol Federasyonu’nun FB ve yöneticileri hakkında vereceği karar, önümüzdeki günler için bize bir fikir verecek..

Şampiyonlar Ligi’ne gidemeyen takım hakkında, Futbol Federasyonu’nun alacağı/almayacağı karar, her şeyi ortaya koyacak..

Futbol Federasyonu, bu takım hakkında yine “Bir karar alma imkânımız yok” derse..

Fenerbahçe’nin şampiyonluğu, Avrupa’da sorunlu da, Türkiye’de sorunsuzmuş gibi, üç maymunu oynamaya devam ederlerse..

Bilin ki; Fenerbahçe cumhuriyeti, sadece yöneticilerini tahliye ettirmekle yetinmiyor, cumhuriyetini sürdürmeyi de, kararlılıkla dayatıyor..

Bu komik durumun, başka izahı da olamaz!

YENİ AKİT