9.0 büyüklüğündeki deprem öyle güçlüydü ki Dünya'nın eksenini kaydırdı. Honshu adasını etkileyen dev tsunami 18 bin kişinin yaşamına mal oldu, bazı yerleşimleri haritadan sildi.
Dev dalgalar Fukuşima nükleer santralini de vurmuş, reaktörleri su basmış ve büyük bir felakete yol açmıştı.
Radyasyon sızıntısı arttıkça yetkililer de yasak bölge alanlarını genişleterek 150 bin kişiyi bölgeden uzaklaştırdı.
Aradan 10 yıl geçmesine rağmen yasak bölge korunuyor ve civarda yaşayanların çoğu geri dönmüş değil.
Yetkililer, Japonya'ya trilyonlarca yene mal olan çalışmaların 40 yıl kadar sürmesini bekliyor.
Nükleer santral nerede?
Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali, Japonya'nın doğu kıyısındaki Okuma kentinde, başkent Tokyo'nun 220 kilometre kuzey doğusunda yer alıyor.
11 Mart 2011'de yerel saatler 14.46'yı gösterdiğinde (TSİ 08.46) deprem oldu. Merkez üssü santralin 97 km kuzeyindeki Sendai kentiydi.
Tsunami kıyıya ulaşmadan önce bölge halkının terk etmesi için sadece 10 dakikaları vardı.
Yaklaşık yarım milyon insan deprem, tsunami ve nükleer sızıntı nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Fukuşima'da ne oldu?
Nükleer santralde kurulu sistem depremi tespit ettiğinden nükleer reaktörler otomatik olarak devre dışı bırakılmıştı. Ancak reaktörlerin merkezi hala çok sıcak olduğundan acil durumlarda devreye giren dizel jeneratörler soğutucu pompalamaya devam ediyordu.
Ancak bir süre sonra Fukuşima'ya ulaşan 14 metre yükseklikteki bir dalga, deniz kıyısına kurulu koruyucu duvarı yıkmış, jeneratörleri devirip geçmişti.
Elektrik akışını yeniden sağlayıp soğutma işlemine devam etmek üzere işçiler gönderildi; ama bir süre sonra aşırı ısınmış nükleer yakıt, üç reaktörün merkezini eritmişti.
Santralde ayrıca kimyasal patlamalar olmuş ve binalar yıkılmıştı. Radyoaktif madde atmosfere ve Pasifik Okyanusu'na sızmaya başladı. Bunun üzerine bölge insandan arındırıldı ve giderek genişletilen yasak bölgeler ilan edildi.
Kaç kişi yaralandı?
Nükleer felaketin hemen ardından kayda geçen ölümler olmadı. En az 16 işçi patlamalarda yaralandı, onlarcası da reaktörleri soğutma ve santrali stabilize etme çalışmasında radyasyona maruz kaldı.
Yüksek seviyede radyasyon ile temas nedeniyle üç kişi hastaneye kaldırıldı.
Ancak radyasyonun uzun dönemli etkileri tartışmalı bir konu. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2013'te yayımladığı raporda, felaketin bölgede kanser vakalarında görünür bir artışa neden olmayacağı belirtiliyordu.
Bilim insanları, santralin yakın çeperindeki bölge dışında radyasyon riskinin düşük olduğunu söylüyor.
Felaketin 10. yıldönümü öncesinde 9 Mart 2021'de Birleşmiş Milletler'in yayımladığı rapor da doğrudan felaketle bağlantılı radyasyondan kaynaklı olarak Fukuşima sakinlerinin sağlığını olumsuz etkileyen herhangi bir şeye rastlanmadığını kaydetti. Gelecekte de radyasyon bağlantılı fark edilebilir etkilerinin olması beklenmiyor.
Fakat çoğu insan tehlikenin büyük olduğuna inanıyor ve bölge sakinleri de endişelenmeye devam ediyor. Birçok alanda kısıtlamalar kaldırılmış olsa da pek çok kişi evine geri dönmedi.
2018'de Japon yetkililer bir işçinin radyasyon nedeniyle öldüğünü açıkladı ve ailesine tazminat ödenmesini kabul etti.
Ancak radyasyon riski nedeniyle bölge sakinlerinin uzaklaştırılması sürecinde bazı insanların yaşamını yitirdiği, bunlar arasında hastanede bakım görmekte olan onlarca hasta olduğu açıklandı.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) Fukuşima felaketini kategori 7 seviyesinde sınıflandırdı. Çernobil'in ardından bu ölçekte sınıflandırılan ikinci felaket oldu bu.
Hata kimdeydi?
Felaket için yeterli hazırlık yapılmamış olmasını eleştirenlerin yanı sıra, nükleer santrali işleten Tokyo Electric Power (Tepco) şirketine ve hükümete birçok suçlama yöneltildi.
Parlamentonun açtığı bağımsız soruşturma, Fukuşima'nın "insan yapımı bir felaket" olduğu sonucuna vardı ve enerji şirketini gerekli güvenlik önlemlerini almamakla ve böylesi bir olasılık için plan yapmamış olmakla suçladı.
Ancak mahkeme 2019'da Tepco'nun üç üst düzey sorumlusunu, kendilerine yöneltilen ihmal suçlamasından akladı. Felaketle bağlantılı tek dava da bu olmuştu.
2012'de dönemin başbakanı Yoşihiko Noda,felakette hükümetin de payı olduğunu söyledi. 2017'de bir mahkeme hükümeti kısmen sorumlu buldu ve evlerinden uzaklaştırılan bölge sakinlerine tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti.
Temizleme çalışmaları ne aşamada?
Japonya'nı kuzey doğusundaki birçok kasabaya hala giriş izni verilmiyor. Yetkililer bölge sakinlerinin geri dönebilmesi için bu bölgelerin temizlenmesine öncelik veriyor.
Ancak birçok sorun söz konusu. Gelecek 30-40 yıl boyunca nükleer atıkların, yakıt çubuklarının ve hala santral içinde tutulan bir milyon tonu aşkın radyoaktif suyun güvenli bir şekilde temizlenmesi için on binlerce işçiye ihtiyaç var.
Hükümetin bu suyu filtreden geçirip radyoaktivite seviyesini azaltarak gelecek yıldan itibaren Pasifik Okyanusu'na boşaltamaya başlayabileceğine dair haberlere geçen yıl medyada yer verilmişti.
Bazı bilim insanları bu suyun okyanusa karışınca seyrelmiş olacağını ve canlılar için fazla risk teşkil etmeyeceğini söylüyor.
Çevre örgütü Greenpeace ise suyun insan DNA'sını bozma potansiyeline sahip maddeler içerdiği uyarısında bulunuyor.
Yetkililer ise bu konuda henüz kesin bir karar alınmadığını belirtiyor.