Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
Fransa’da Emmanuel Macron’ın kışkırtıcı liderliğinde İslam karşıtlığı yükseliyor. Geçtiğimiz günlerde Macron, Fransa'daki Müslümanlar'ın ayrılıkçı fikirleri savunan ideolojilerinin olduğunu, bu kişilerin kendi yasalarını Fransa'nın yasalarından üstün gördüğünü ileri sürerek İslam'ı hedef göstermişti. Cumhuriyetin ortağı olması için İslam'ın yapılandırılması gerektiğini iddia ederek İslam hakkında hiçbir şey bilmeyen birisi olarak ayrılıkçı ve kışkırtıcı tezler ortaya koymuştu.
Bugün de eşinden şiddet gördüğünü iddia eden bir kadın, Katolik eşini İslamcı diye polise ihbar etti. Fransa'nın Nimes kentinde yaşanan olayda, kocasından şiddet gören bir kadın polisi arayarak, eşinin yasa dışı silahlar bulunduran, "radikal bir İslamcı" olduğunu belirterek kendisinin tutuklanması gerektiğini belirten ifadelerde bulundu.
Geçen hafta bir öğretmenin ölü bulunmasının ardından, ülke genelinde Müslümanları ve İslami kuruluşları hedef alan Fransız polisi, eve gittiğinde kadının kocasının "tutucu Katolik" olduğunu, evdeki silahların da yasal şekilde bulundurulduğunu tespit etti.
Erkek hakkında aile içi şiddet, kadın hakkında da iftira suçundan soruşturma açıldı.
Conflans Sainte-Honorine semtinde, 16 Ekim’de bir öğretmenin cesedi başı kesik halde bulunmuştu.
Fransız yetkililer, öğretmenin, aynı gece cesedin yakınlarında elinde bıçak görülen ve kaçtıktan sonra polis tarafından vurularak öldürülen bir kişi tarafından öldürüldüğünü açıklamıştı.
Ortaokul seviyesindeki öğrencilerine verdiği derste İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in çirkin şekilde tasvir edildiği karikatürleri gösterdiği, bu yüzden öğrenci velilerinin tepkisini çektiği belirtilen öğretmenin ölümünün ardından Fransız polisi, ülke genelinde katile destek veren mesajlar yayımladıkları iddiasıyla Müslümanlar'a yönelik baskınlar başlatmıştı.
Polis, ülke genelinde 50’den fazla cami ve derneğe baskın düzenlemişti. Kimi camileri kapatan Fransa hükümeti, olaydan sorumlu olarak da Müslümanları göstermişti.
Fransa Cumhurbaşkanı, 16 Ekim’de öğretmenin ölü bulunmasının ardından yaptığı açıklamada, olayı "İslamcı terörist bir saldırı" olarak nitelemişti. Kanıt olarak ise hiçbir şey sunmamıştı. Fail olarak Müslümanları gösteren Macron, tipik bir İslam düşmanının gösterdiği tavırları bir ülkenin yöneticisi olarak sergilemekte. Türkiye ile arası Doğu Akdeniz, Libya ve son olarak Dağlık Karabağ mevzusu yüzünden bozulan Fransa’nın, Macron’un yönetiminde belirgin hale gelen bir İslam düşmanlığı bulunuyor. Avrupa’nın genelinde camileri kapatmak ve Müslümanları sindirmek için türlü politikalar uygulanıyor.
Fransa’da ve Avrupa’da, Müslümanlara karşı giderek artan bir baskı ve şiddet oluşuyor. Avrupa hükümetlerinin liderleri de sükunet telkin etmek ve gerçekler üzerinden söylemler geliştirmek yerine kışkırtıcı ve ayrıştırıcı söylemleri tercih ediyorlar. Macron’un İslam karşıtı söylemlerine de sessiz kalarak destekliyorlar.
Müslümanları yeniden düşman olarak gören, yeni bir haçlı zihniyeti oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun etkisini de yerel halkın söylem ve iddialarında görmek artık mümkün hale geliyor. Macron her ne kadar ülkesinde ve Avrupa’da güçlü bir lider olarak görülmese de, söylemleri ile kendisini karşıtına göre güçlü bir pozisyona oturtmaya çalışıp etkili ve güçlü bir lider portresi çizmeye çalışıyor.
Kaynak: AA, BBC, AFP