Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Fransa'da “aşırı sol” olarak ifade edilen Boyun Eğmeyen Fransa Hareketinin lideri Jean-Luc Melenchon, "Bu ülkede laiklik kılıfı altında Müslümanlara yönelik nefret var. Laiklik bir dinden nefret etmek anlamına gelmiyor." diyerek Macron iktidarını eleştirmiş. "Terörle" mücadele yönteminin de değişmesi gerektiğini belirten Melenchon, Avrupa'da aklı selimle düşünen birilerinin de var olduğunu gösteren sözler söylemiş.
Jean-Luc Melenchon’un bu itirazı popülist siyasi söylemlere karşı oldukça anlamlı bir yerde duruyor. Dünyaya aynı yerden bakmasak bile adaletli ve insaflı bu duruşun takdiri hak ettiği gerçeğini vurgulamak lazım.
Normal şartlarda muhalefet partilerinin popülist söylemlere kaymaları daha fazla beklenilen bir durumdur. Hâkim söyleme karşı ifade ettikleriyle Jean-Luc Melenchon’un vurguladığı hususun daha da önemli hale geldiğini de söylemek gerekiyor.
Fransa’da İslam düşmanlığını siyasi argüman olarak kullananlara ve onlara itiraz getiren siyasilere baktığımız da Türkiye’deki trajikomik durum bir kere daha ortaya çıkıyor. Sol grupların İslamofobi karşıtı tavırlarını Türkiye’de görmek mümkün değil. Birkaç ismi istisna tutarsak, Türkiye solunun en iyisi bu konuda konuşmamayı tercih edendir. Konuşsalar açıktan veya üstü örtülü bir şekilde nefret söylemini dillendirmeye başlarlar çünkü.
Türkiye’de "medeni kanun İsveç’ten, laiklik Fransa’dan alındı" şeklinde meşhur kalıp bir cümle vardır. Bu tarz vicdan sahibi örnekleri görünce, memlekete illa bir şey getirecektiyseniz keşke Fransa tipi laiklik yerine "Fransa tipi solu" getirseydiniz diye düşünmeden edemiyoruz…