Fransa ne yapmak istiyor?

Abdurrahman Dilipak

Bana kalırsa Sarkozi’nin bu işe el atmasının birkaç sebebi var.

Önce seçimler yaklaşıyor.. Fransız vatandaşı Ermenilerinin oyunu almak istiyor..

Aynı zamanda, ülke ekonomisi çok kötü. Dikkatleri başka yöne çekmeye çalışıyor. Kendine yeni bir düşman seçiyor. İslamifobia ile ilişkilendirilmiş bir Türk düşmanlığı.. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkarak Avrupa için yeni bir tartışma başlatıyor.

Laik Fransa’ya bakar mısınız, nasıl bir Siyonist ve Haçlı siyaseti izliyor..

Biliyorsunuz Sarkozi Yahudi. Bu şekilde aslında Ermeni meselesini kullanarak, “Yahudi Soykırımı” konusunda ülkesinde tartışmayı yasaklamaya çalışıyor.

Çünki artık Yahudi soykırımının gerçek olmakla birlikte konunun politikacılar ve Holywood eliyle abartıldığını biliyoruz..

Bu olay, Avrupa’daki Yahudileri Filistin’e göçe zorlamak için uydurulmuş bir senaryo idi.. Böylece dış bir tehdide karşı içeride bir birlik sağlanması gerekiyordu.

Böylece hem İslam dünyasının kalbinde batılılar sadık bir müttefik kazanacaklar, hem de Yahudileri kendi topraklarından çıkarmış olacaklardı..

Sarkozi ırkdaşlarına sadakat borcunu ödüyor böylece.. Bunu yaparken de “One minute”nin, “Mavi Marmara”nın intikamını alıyor bir bakıma da.. Bu tasarısı ile sadece Ermeni diasporasının değil, Ermeniler üzerinden Hıristiyan dünyasının, aynı şekilde Yahudi lobisinin desteğini almayı da umuyor olsa gerek.

Bana kalırsa “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olacak”.

Türkiye ertelenen bu tartışmayla, bu vesile ile zorunlu bir şekilde yüzleşecek..

Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, 40 akıllı, 40 gün bu işle uğraşacak ama bu krizi iyi yönetirsek, Türkiye bu işten başarı ile çıkacak.

1960’dan beri her sene bu temcid pilavı önümüze gelir..

Şimdi 100. yıl dolayısı ile topyekun saldırıya geçtiler. İşaret fişeğini de Sarkozi ateşledi..

Ne olacaksa olacak.. Ankara’da siyasi kararlılık var, siyasi uzlaşı da.. Toplumda da bu konuda ortak bir bakış açısı mevcut. Bu konuda ne yapılacaksa yapılmalı.. Bu kriz asla, Türkiye Ermenilerine yansıtılmamalı. Disporadaki birtakım örgütlerin kışkırtmaları dışında Ermenistan’a karşı bir tavıra da sebeb olmamalı. Karabağ’ı tartışmaya devam ederiz ama, tarihi bir olayın siyasi polemiklere kurban edilmemesi gerekir.. Evet, hep birlikte gerçeği arayalım. İnanın Türklerden ve Ermenilerden önce Fransızlar bu işin altında ezilir..

Fransa’nın ilk ve tek suçu bu değil.. Fransızların Cezayir’de, Ruanda’da yaptıkları ortada. Sarkozi, Türkiye’nin gözünde çöp aramadan önce kendi gözündeki çöplüğü temizlesin..

Türkiye, eskiden Cezayir katliamında Fransa’nın yanında yer alıyordu. Çünki o zaman işbirlikçi çete iktidarda idi.

Artık şu “Çanakkale geçilmez” nutuklarını da bir kenara bırakalım.. Önce bizim İtttihatçılar saldırmadı mı Rusya’ya. Çanakkale savaşının genel komutanı kimdi? Aynı ekip daha sonra Filistin cephesine gitmedi mi? Sonuç ne oldu? Çanakkale geçilmezdi de, İstanbul nasıl işgal edildi..

Siyasetçiler, tarih yazmaktan vazgeçsinler de tarih yapsınlar..

Bana göre, bu iş Sarkozi’nin siyasi planlarından ve Fransa’dan ibaret bir iş değil. Bunu fırsat bilecek bir sürü örgüt bu işe el atacak ve yangına körükle gideceklerdir.. Birtakım komplolar ve saldırı planları ile desteklenmeye çalışılacaktır bu süreç.. Yani birileri Türkiye’ye karşı “topyekun bir saldırı” hazırlığı içinde gibi sanki.

Ama Fransa’nın çok fazla direnme gücü yok. Haklı da değiller. İç dengeler itibarı ile Fransa bu işten kazanmak istediklerini kaybederek çıkabilir..

Sarkozi Ermeni oylarını almak isterken Afrikalı Müslümanların, Türklerin, Arapların oyunu kaybedecek..

Fransa Fransa’daki Türklerin sivil itaatsizlik eylemleri ile başedemez hale gelebilir..

Ankara bu işi sadece Ankara’da ve Paris’te çözmeye çalışmamalı.. ABD, AB, Afrika ülkeleri, İslam ülkeleri nezdinde tartışmaya açmalı ve önce de sırtımızdaki şu İttihat Terakki ve tek parti kamburundan kurtulmuş olarak bu hesaplaşmaya girmeliyiz.

-BAŞBAKAN ÇOK İYİ İDİ. Başbakan aile konferansında olağanüstü bir performans sergiledi.. Sağlıklı, neşeli, kararlı ve cesur mesajlar verdi. İslam dünyası ile ilgili özeleştirileri oldu.. Sanki “Ey Sarkozi sen benim ifadem ve hızımsın / Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” der gibi idi. Zaten Fransız parlamenterler de ürkek ve utangaç bir şekilde evet demişlerdi.. Sarkozi öyle anlaşılıyor ki, öfkeyle kalktı, zararla oturacak.. Ona destek verenler de bu işten zarar görecekler.. Türkiye de “Sarkozi sana söylüyorum, Avrupa sen dinle” diyecek! Erdoğan öyle bir dil kullandı sanki.

-MUSTAFA ÖZER konusunda da bir çift sözüm var. Türkiye’nin en iyi haber fotoğrafçılarından biri olan, AFP’nin foto muhabiri Mustafa Özer’in KCK operasyonunda tutuklanmasına akıl erdiremedim.. Bana kalırsa birileri yanlış yapıyor.. Bu tutuklama Özer’den çok yargıya zarar verir sanki. Soruşturmanın inandırıcılığı ve ciddiyeti açısından daha dikkatli olunması gerekir diye düşünüyorum.. Zira bir kişiye yapılan bir haksızlık bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir. Kurunun yanında yaş da yanmamalı.. Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT