Bu işler böyledir..
Daha önce de Mustafa Kaplan hakkında Selefilikten, El Kaide’ye yardım ve yataklıktan dava açılmıştı, hatırlarsanız. Evinde el bombası bile bulundu.. Arayınca bulunuyor demek ki!
Göreceksiniz bundan sonra “El Kaide” konusunu daha çok kaşıyacaklar.. Görünen o ki, Tasavvuf, Şia ve Selefilik yeni çatışma alanı olacak..
El Kaide, Vehhabilik, Selefilik tartışması Türkiye’den çok Arap dünyasında güçlü. Bu durum sanki, Şia tartışması ile birlikte, bir Arap-Fars savaşı için birileri açısından iyi bir fırsat..
İsrail boş durmayacak. Almanya ilk işaret fişeğini ateşledi ama, göreceğiz ABD ve İngiltere de bu sürecin dışında kalmayacak. Türkiye’de İHH üzerinden birilerinin böyle bir tartışma başlatmış olmasını da bir kenara not edin..
Bu işi eşeleyin, bakın, bu işin içinde Mavi Marmara’nın intikamını almaya çalışanlar çıkacaktır..
Daha açık yazayım, bu işin içinden Hakan Fidan’ın kafasını koparmak, MİT’i köşeye sıkıştırmak isteyenler çıkacaktır. MİT üzerinden Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmak isteyen kimse Bülent Yıldırım’ı da hedefe oturtanlar aynı çevreler olmalı..
Bülent Yıldırım haberi basında yer aldığı gün bir başka haber daha düştü basına. Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Selefîlere bağlı Solingen kentinde bulunan Milleti İbrahim derneğini yasakladı. Friedrich, bu organizasyonun “anayasal düzene karşıt görüşler savunduğunu” söyledi. 1000’e yakın polis, devlete karşı eylem planladıklarından şüphelendiği Selefilere karşı bir önlem olarak, perşembe günü Almanya genelinde çok sayıda binayı bastı.
Almanya’da 4 bine yakın Selefî’nin yaşadığı tahmin ediliyor. Yaklaşık 1000 polis memuru, Hamburg, Berlin ve diğer eyaletlerinde toplam 71 ev ve derneğe baskın düzenledi. Bunlar arasında son dönemde bedava Kur’an-ı Kerim nüshaları dağıtma kampanyası düzenleyen Selefiler’in lideri, vaiz Ebu Naci’nin evi de bulunuyor. Frederich, geçtiğimiz ay “ideolojik olarak El Kaide’ye yakın” olduklarını söyleyen ve liberal demokrasiyi yok etme niyetinde olan tüm Selefi grupların, Almanya’da yasal olarak yasaklanması gerektiğinin düşünüldüğünü söyledi.
Bakalım batı basını, bu açıklamaları bir ifade ve örgütlenme hürriyeti, demokrasi ve insan hakları sorunu olarak görecek mi?.. Ya da!
2010 Ocak’ında Mustafa Kaplan El Kaide militanı olmaktan tutuklandı.. Kaplan El Kaide militanı olmaktan tutuklanabiliyorsa, bu memlekette herkes her iddia ile tutuklanabilir demektir.. Kaplan 26 Ocak 2010’da tutuklandı, 20 Mayıs 2011’de ancak çıkabildi..
Geçmişte BİM’in kurucu ortaklarından Yasin El Kadı da El Kaide’ye yardım ve yataklıkla suçlanmıştı. BİM’e o zaman bir Amerikan şirketi olan Merril Lynch de ortak idi. Bir diğer ortak Zapsu, Davos’un Türkiye’deki temsilcisi.
Madem öyle Merril Lynch’e de dava açsalardı bari..
El Kadı o zaman ABD’de yatırımları olan bir işadamı. Usame b. Laden de, Suudi zenginlerden topladığı paralarla, Suudilere karşı savaşan Afgan Mücahidlerine, C. Bush üzerinden stringer füzeleri alıyor.. Sonra işler tersine dönüyor.. Öyle anlaşılıyor ki, El Kaide günah keçisi seçilmiş.. Bunun anlamı şu, birileri bir yandan El Kaide adına bazı ses getiren eylemler gerçekleştirecek ve birileri de bu örgütle ilişkilendirilerek suçlanacak, haklarında ihbarlar yapılarak operasyonlar düzenlenecek.
Bu iş Avrupa’da, Amerika’da ve Türkiye’de sansasyonlara sebeb olacak şekilde planlanabilir ve bu işin bir sonraki adımı ise Arap dünyası olacaktır.. Buna karşı ise, mesela El Kaide İran ve Irak’ta; Şiiler ise Suudi Arabistan’da, Mısır’da sansasyonel eylemler yapabilir..
Bu eylemleri bunların yapması gerekmiyor, birileri onlar adına yapar ve zaten ortalıkta her zaman bu işlerde kullanacakları çok sayıda bu işe hevesli, cahil, yontulmamış tipler vardır..
Bu işte Mediayı da kullanmak isteyeceklerdir, Polisi de, Politikacıyı da, bazı STK’ları da.. Karşıt grubları karşı karşıya getirmeye çalışacaklardır.. İstihbaratçısı da devrede olacaktır, Savcıları da bu plana alet ederek yargıyı da kullanmak isteyeceklerdir..
Bu işler böyledir.. Bir deli bir kuyuya bir taş atar, 40 akıllı, artık 40 gün uğraşır..
Burada ABD’deki şahinlerin işbirlikçilerine de bir çift sözüm var: Usame b. Laden Amerika’dan silah alıp Rusya’ya karşı savaşırken iyi idi, ama Afganistan’ı Ruslardan kurtarma adına ABD işgal edince saflar değişti.. Laden bugün ABD’nin hedef tahtasındaki kişisi oldu. Rusya da NATO müttefiği..
Kimse bu işlerde “dostluklar”a güvenmesin.
Kemalistler batının dünki dost ve müttefikleri değil mi? Darbeciler onların yetiştirip başımıza sardığı bela değil mi?
Peki bugün kim nerede duruyor? Ve yarın bu işler tekrar değişebilir..
Hepsinden öte ve hepsinden önemli, bu süreç bizim için bir imtihandır..
Birileri Tanrıyı kıyamete zorlarken, sakın birileri Tanrıyı kendilerine iktidar, güç ve servet vermeye zorluyor olmasın!.. Hayır ve şer Allah’ın iradesi içindedir.. Ve bize hayır gibi gelende şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murad etmiş olabilir. Hz. Ali’ye kamil bir iktidar vermeyen Allah (cc), servet ve iktidarı, halklar ve ülkeler arasında evirir, çevirir.. Bizim “Jön Müslümanlar” bunu görmek istemeseler de! Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT