M. Hasip Yokuş / Haksöz Haber
Bundan yıllar önceydi. Bir grup genç arkadaş hac farizasını yerine getirmek için Hicaz’a gitmiştik. İran devriminin üzerinden henüz birkaç yıl geçmişti. Devrimin coşkusunu, heyecanını ta iliklerimize kadar hissediyorduk. Dile kolay, batı karşısında ümmet olarak yüzyılları bulan mağlubiyetimize, ezikliğimize, çözümsüzlüğümüze bir başkaldırı, bir meydan okuma, bir kıyam umudu belirmişti acem yurdundan. Zamana yenik düştüğü varsayılan ümmetin yetim çocukları; yaktıkları devrim ateşiyle kendi değerlerine yaslanarak yeniden ayağa kalkmanın, kendi küllerinden yeniden doğmanın muştusunu veriyorlardı. Şehinşahları alaşağı etmiş, batılı sömürgecilere meydan okuyan göz kamaştırıcı bir devrim olmuştu.