Fırat Kalkanı Harekatı ve Birleşen Direniş Grupları

Türkiye'nin 24 Ağustos sabahı başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında yaklaşık 5 bin direnişçi, TSK'nın desteğiyle IŞİD'in kontrolündeki Cerablus'u geri aldı.

Türkiye, 24 Ağustos'ta başlattığı Fırat Kalkanı operasyonu ile sınır güvenliğini sağlamak, bölgede bulunan illegal örgütleri temizlemek, PYD'nin bölgede oluşturmak istediği koridoru önlemek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamayı amaçlıyor. TSK'ya bağlı Türk Özel Kuvvetleri öncülüğünde başlayan operasyona Özgür Suriye Ordusu'na bağlı direniş grupları da destek veriyor. Bu operasyon çerçevesinde Türkiye'nin sınır güvenliğini tehdit eden unsurlar temizlenirken, Suriye sınırı boyunca uzanan hatta güvenli bir alan oluşturulması hedefleniyor. Türkiye, Suriye krizinin coğrafyayı etkilemeye başladığı bir süreçte, kendi kaderine el koydu ve bundan sonraki süreçte kilit bir aktöre dönüştü.

Batı'nın PYD argümanı çürütüldü

Türkiye'nin Cerablus harekâtı ile en önemli stratejik hedefi bölgede yükselen güvenlik risklerini minimize etmekken, diğer bir hedefi Suriye'de yeni oluşan denklemde ağırlığını koymak oldu. Türkiye bu harekat ile direniş gruplarnıı destekleyerek, son dönemde IŞİD'in bölgeden temizlenmesi için PYD/YPG'ye yüklenen 'DAEŞ ile mücadele edebilecek yegane unsur' mitini yıkarak, Batının PYD'yi 'kahramanlaştıran' argümanlarını geçersiz kıldı. ABD'nin haftalarca sürebileceğini düşündüğü Cerablus operasyonu için harekete geçen ÖSO liderliğindeki direniş gruplarının 14 saat gibi kısa bir sürede bölgeyi kontrol etmesi de bunu kanıtladı. Fırat Kalkanı Harekatı'nda direnişçilerin bu başarısının bir diğer önemli sonucu ise Fırat'ın batısında kurulmak istenen 'PYD koridoru' hayalinin gerçekçi olamayacağı ve Türkiye'nin buna izin vermeyeceğini göstermesi oldu.

Cerablus'ta başlatılan operasyon kapsamında ÖSO bir yandan IŞİD'i bölgeden temizlerken, diğer yandan da PYD'yi Sacu çayının güneyine iterek 7 günlük sürede 400 km'lik bir alanı şiddet unsurlarından temizledi. Operasyonun bundan sonraki ayağında ise sınır boyunca uzanan hatta arındırılmış bir bölge oluşturulacak. Bu planın gerçekleştirilmesi için operasyonlarını sürdüren ÖSO'nun Cerablus sonrası yeni hedefi de bu çerçevede gerçekleşecek.

Muhalifler askeri komutada buluştu

Yaklaşık 5000 kişiden oluşan bir grup askeri içinde barındıran ÖSO ise farklı grupların bir araya gelerek oluşturduğu bir çatı. Sultan Murat Tugayı (2015), Ceyş el Tahrir (2016), Şam Cephesi (2014), Nureddin Zengi Hareketi (2011), Sukur el Cebel (2012) ve Feylak'uş Şam (2014) gibi grupların birlikte hareket ettiği operasyonda şuana kadar önemli bir başarı elde edilmiş durumda. Bu gruplardan Sultan Murat Tugayı, Ceyş el Tahrir, Şam Cephesi ve Sukur el Cebel doğrudan ÖSO'nun çatısı altında bulunurken, Nureddin Zengi Hareketi, Feylak'uş Şam ve Sultan Murad Tugayı ise ÖSO ile koordineli bir şekilde bu operasyonda yer almaktadır.

Direnişçilerin etkin olduğu bölgeler

Feylak'uş Şam Halep, Hama, Humus, İdlib ve Lazkiye'de Esed rejimine karşı mücadele ederken, Nureddin Zengi Hareketi ise Halep'te varlık gösteren ve bölgenin en güçlü grubu olarak biliniyor. Şam Cephesi ve Sultan Murad Tugayları'nın bulunduğu bölge ise Kuzey Halep. Ceyş el Tahrir grubunun bulunduğu bölgeler ise İdlib, Kuzey Hama ve Lazkiye kırsalı. Sukur el Cebel'in etkin olduğu bölgeler ise İdlib, Halep ve Lazkiye kırsalı. Bu direniş unsurları bu bölgelerde Esed rejimi ile mücadele edereken, stratejik öneme sahip olan noktaları da kontrol ediyorlar. Bu süreçte Esed rejimine karşı mücadele eden bu direniş grupları özellikle Halep'in Fethi Operasyonu ve Mare Operasyon Odası gibi operasyonlarda ortak hareket etmişlerdir.

Operasyonun bir sonraki hedefi olarak belirlenen El Rai-Azez-Mare hattında IŞİD unsurları temizlenecek.

Üçlü strateji

Fırat Kalkanı operasyonunda da yer alan bu direniş grupları Suriye savaşında katıldıkları operasyonlar ve etkin oldukları alanlarda göz önüne alınırsa direniş grupları olası ilerleyişinin Suriye'deki tabloyu farklı bir noktaya getirebileceği ve krizi çözüme dönüştürme noktasında önemli bir işlev görebileceği de söylenebilir. Direniş unsurları tek bir askeri komuta altında birleşerek hareket etmesi direnişin hakimiyet alanını genişletme noktasında önemli olacaktır. Operasyonun bir sonraki hedefi olarak belirlenen El Rai-Azez-Mare hattının da IŞİD'den temizlenmesi bu noktada önemli bir işlev görecektir.

Suriye'de dengeler değişiyor

Operasyonun nereye kadar devam edeceği tam olarak beli değilken, PYD'nin ele geçirmeyi planladığı el-Bab'ın da ÖSO tarafından ele geçirilmek istenen bölgeler arasında yer almaktadır. Türkiye sınırı boyunca uzanan 98 km'lik hatta kontrolü sağladıktan sonraki ana hedeflerden biri olan El-Bab'ı ele geçirilmesi bir yandan PYD'nin koridor açma imkânını ortadan kaldırabilecek önemli bir stratejik hamle olarak gösterilirken, diğer yandan da Halep'e giden stratejik bir noktada bulunmaktadır.

Suriye'deki çözüm arayışlarının sürdüğü bir dönemde direnişçilerin bu alanda hakimiyet sağlaması önemli bir kazanım olacaktır. Elbette bu noktada Esed rejiminin en büyük destekçisi olan Rusya ve İran ile ABD'nin yaklaşımı da dikkate alınması gereken önemli bir nokta olacaktır. Direnişçilerin ilerleyişinin bu güçler tarafından da dikkatle izlendiği bir gerçek. Bu durum direnişçilerin ilerleyişini olduğu gibi Türkiye'nin bölge siyaseti ile de yakından ilişkili bir durum. Türkiye'nin direnişçileri tek çatı altında birleştirmesi Suriye krizinin çözümü konusunda büyük bir avantaj sağlayacaktır.

El-Bab'a uzanan hattın kontrolü sadece bir güvenli bölge, PYD koridorunun engellenmesi olarak değil aynı zamanda Suriye'deki güç dengesini değiştirmesi noktasında da büyük bir rolü olacaktır.

Yeni Şafak

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu