Ahmet Varol / Yeni Akit
İşgal sürekli vahşetle ayakta kaldı
Siyonist işgalciler Gazze halkına yönelik saldırılarında iyice azgınlaştı. Halka azami zarar vermek için özellikle sivil kalabalıkların bulunduğu noktaları hedef alıyorlar.
BM’ye bağlı kısa adı UNRWA olan teşkilatın eğitim, sağlık ve yardım kuruluşlarına yönelik saldırılarında sadece bu teşkilatın elemanlarından 40’a yakın insan hayatını kaybetti. Teşkilatın açıklamasına göre UNRWA’ya bağlı okullara ve insani yardım faaliyetlerini organize eden merkezlerine toplamda 600 bin civarında insan sığınmış durumda.
UNRWA’ya bağlı kurumların üzerinde bir uluslararası denetim var. Dolayısıyla oralara Filistin’deki direniş hareketleri elemanlarının girip askeri faaliyet yürütmeleri imkanı yok.
Bunu BM, ABD ve bütün Avrupa ülkeleri biliyor. Ama siyonist işgal güçleri buraları da saldırılarında hedef alıyor ve katliamlara neden oluyor. Çünkü işgalcinin amacı sivil savunmasız insanlara mümkün olduğunca çok zarar vermek suretiyle, Filistin halkını ve direnişini işgal rejiminin şartlarına göre teslim olmaya zorlamak için azami derecede tahribata, katliama ve zayiata neden olmak.
Bu, tam anlamıyla vahşettir. Ama bu vahşette küresel emperyalizm, ABD ve Avrupa ülkeleri siyonist işgal rejimiyle birlikte hareket ediyor. Onların insanlıktan, insan haklarından ve insani değerlerden anladığı budur. Bir halkı toptan mahkum ederek tüm fertlerini ölümle, vahşi düşmana onun bütün şartlarını kabul ederek teslim olmak arasında bir tercihe mecbur etmek.
Ama işgal rejimi şimdiye kadar sürekli vahşetle ayakta durdu. Bundan önceki saldırılarında da Filistin halkına insaf etmedi. Ancak öncekilerde dünya kamuoyunu saldırılara ve katliamlara alıştırmak, hadiseleri belli bir zaman süreci içinde rutinleştirmek ve normal bir olay gibi algılanmasını sağlamak amacıyla tahribatını biraz daha geniş bir sürece yaymayı tercih ediyordu. Ama bu sefer direniş karşısında ağır darbe aldığından ve savaşın uzayıp gitmesinin kendisi için de büyük bir külfet getireceğini, kendi halkının içinden kıpırdamalar olması durumunda işgal hükümetinin zor durumda kalacağını düşündüğünden daha kısa süre içinde Filistin halkını ve direnişini teslim olmaya zorlamak amacıyla çok daha büyük katliamlar gerçekleştiriyor. Özellikle insanların toplu halde bulunduğu ve işgalcilerin saldırılarından korunmak için sığındıkları hastaneleri, kiliseleri, camileri ve UNRWA okullarını hedef alıyor.
Tarih boyunca insanlık adına kazanılmış tüm değerleri ayaklar altında çiğneyerek, siyonist vahşete şartsız ve sınırsız destek veren ABD Başkanı Biden mevcut şartlarda ateşkesin sadece Hamas’ın işine yarayacağı iddiasında bulundu. Ey insanlık düşmanı! Sen hangi ateşkesten söz ediyorsun? Cephede göğüs göğüse ve savaşın mantığına, hukukuna göre bir çatışma söz konusu olsaydı bir ateşkesten söz etmek mümkün olabilirdi. Silahsız, savunmasız, savaşla hiç ilgisi olmayan kalabalıkların üzerine füze ve bombaların yağdırıldığı bir ortamda ateşkesten değil vahşete, katliamlara son verilmesinden söz edilir. Bunu yapması gereken de işte bu vahşi yönteme başvuran, hunharca katliamlar gerçekleştiren taraftır.
Ama siyonist katiller ve onların arkasında duranlar Filistin halkını ve direnişini bu katliamlarla teslim olmaya zorlayabileceklerini zannetmekle yanılıyorlar. Belki bunu kendileri de biliyor. Ama bu kez, teslim olmayan, kendi öz yurdunda onurlu ve özgürlü bir şekilde yaşama talebinden vazgeçmeyen halka azami derecede zarar verebilmek için zamanla yarışıyorlar.
Taziye: Ümmetin meseleleri için büyük çabalar sarf eden, kendisiyle çok değişik faaliyetlerde birlikte olduğumuz, Filistin davası için yapılan çalışmalara da önemli katkılarda bulunan, İHH Mütevelli Heyeti üyesi kardeşimiz Murat Yaşa beyin kanamasından vefat etti. Yüce Allah’tan kendisine rağmen ve mağfiret, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Allah bilir de, önceden hastalığı olan kardeşimizin bu kez ani beyin kanaması geçirmesinde Gazze’deki katliamlara üzülmesinin tesiri olmuş olabilir.