Filistinli anneyi mezardaki oğlundan da ayırmaya çalışan katil İsrail, Yusufiye mezarlığını park yapıyor

İsrail yönetimi, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Yusufiye Mezarlığı'nın bir kısmını parka dönüştürmek için çalışmalara başladı. Bir anne evladının mezarı başından ayrılmak istemezken işgalin boyutu bir kez daha varlığını hissettirdi.

Ahmet Varol Yeni Akit'teki yazısında, katil ve işgalci İsrail'in işgal politikalarının geldiği evreyi hukuk, sosyal doku ve din üzerinden değerlendiriyor.

Yusufiye mezarlığında bulunan evladının mezarından ayrılmak istemeyen bir annenin gözyaşları Filistin'deki İsrail işgalini yeniden gösterdi. 

Yusufiye Mezarlığı, Kudüs’ün doğu surlarının hemen dibinde, sur kapılarından olan Esbat Kapısı’ndan çıkınca sol tarafta yer alır. Kapının sağ tarafında ise Baburrahme Mezarlığı bulunur. Esbat Kapısı’nı geçtikten sonra şehir surları Mescidi Aksa duvarlarıyla birleşir. O yüzden Yusufiye Mezarlığı, Mescidi Aksa’nın kuzeydoğu köşesinin çaprazındaki alanda yer almaktadır. Yani Mescidi Aksa’ya çok yakındır. Tabii bu arada tarihi açıdan Mescidi Aksa olarak isimlendirilen mabedin sadece öndeki Kıble Camisi’nden veya onun arkasındaki Kubbetu’s-Sahra’dan ibaret olmadığını, duvarların içinde kalan 144 dönümlük alanın tamamına Mescidi Aksa veya bir diğer isimlendirmeyle Haremi Şerif dendiğini hatırlatalım. 

TİKA bu kabristanda restorasyon çalışması yaptı ve bu çalışmayla ilgili olarak kapısına Türkçe bir levha da astı. Ancak siyonist işgalciler daha sonra bu levhayı kaldırdılar. 

İşgal rejimine bağlı Kudüs Belediyesi bu alanda uzun süreden beri Tevrat Parkı adını verdiği bir proje üzerinde çalışıyor ve Yusufiye Mezarlığı’nı da yıkarak bu projeye katmak istiyor. Bu amaçla yıkım çalışmalarını başlatmıştı. Ancak Kudüs ahalisi engel olmak için mücadele etti. 

10 Ekim 2021 tarihinde de işgal belediyesine ait iş araçlarının yıkım işlemi için mezarlık alanına girmesi üzerine çatışmalar meydana geldi ve biri sağlık görevlisi birçok Filistinli, işgal polisinin saldırısı sonucu yaralandı. 

Bu arada Kudüs’teki İslami Vakıflar İdaresi’ne bağlı İslami Mezarlıkları Koruma Komitesi, işgal rejiminin Kudüs’teki Sulh Mahkemesi’nde belediyenin Yusufiye Mezarlığı’nı yıkma faaliyetlerinin durdurulması talebiyle dava açtı. Ama mahkeme 17 Ekim’de verdiği kararla bu talebi reddederek mezarlığın kazılması ve parka dönüştürülmesi projesine onay verdi. 

Mahkemeden onay kararı çıkması üzerine işgal belediyesi yeniden iş araçlarını göndererek yıkım faaliyetlerini daha yoğun bir şekilde sürdürmeye başladı. İşgal belediyesinin yıkım faaliyetlerine Kudüs ahalisinin ve özellikle de mezarlıkta yakınlarının mezarları bulunan ailelerin karşı çıkması üzerine işgal rejimi polis güçlerini göndererek şiddet kullandı ve yıkım işlemlerinin durdurulmasını isteyenleri zorla uzaklaştırmaya çalıştı. 

Siyonist işgal yönetimi bundan önce de Memenullah ve Baburrahme mezarlıklarını yıkmak amacıyla insanlık dışı yöntemlere başvurdu. Buraların yıkılmaması için mücadele edenlere karşı da çok sert bir şekilde polis şiddeti uyguladı. Buralarda da çok sayıda mezar siyonist işgalcilerin vahşi yöntemleriyle yıkılarak veya yakılarak tahrip edildi. 

Siyonist işgal rejiminin bütün bu mezarlıkları yıkmaktaki asıl amacı ise Kudüs’ün tarihi görünümü, kimliğini değiştirmek, bu şehrin kimliğini belirleyen tarihi mirası tamamen ortadan kaldırmaktır. İşgal belediyesinin Tevrat Parkı için Müslümanların mezarlarının bulunduğu Yusufiye Mezarlığı’nı hedefe yerleştirmesinin bundan başka bir amacı bulunmamaktadır. 

Yusufiye Mezarlığı, Kudüs’ün en eski mezarlıklarından biridir. İçinde bazı sahabilerin kabirlerinin de bulunduğu kayıtlarda geçmektedir. Fakat sonraki dönemlerde çok sayıda ilim adamının ve devlet yöneticisinin cenazesi buraya gömülmüş. Dolayısıyla bu şehirde asırlar boyunca yaşamış Müslüman toplumların izlerini taşıyor. Bilhassa 1967 Savaşı’nda buraya gelen Ürdünlü ve Iraklı askerlerden öldürülenlerin birçoğunun mezarı da burada bulunuyor. Ama ne yazık ki Ürdün hükümeti, Kudüs’ün vakıf mülklerinin ve tarihi mekanlarının korunması konusunda birtakım yetkilere sahip olmasına rağmen işgal rejiminin Yusufiye Mezarlığı’nı yıkıp parka dönüştürme faaliyetlerinin önüne geçmek için söze gelir hiçbir girişimde bulunmadı. 

Siyonist işgal rejimini, Kudüs’teki İslamî mirası ve bu şehrin tarihi köklerini gözler önüne seren izleri tümüyle ortadan kaldırma amaçlı faaliyetlerini yürütme konusunda bu derece cüretkâr olmaya sevk eden en önemli etken ise siyasi birtakım hesaplarla işgal rejimiyle ilişkilerin normalleştirilmesi, geliştirilmesi için sürdürülen çirkin yarıştır.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!