Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşimlerden sorumlu Filistinli hükümet yetkilisi Gassan Daglas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nablus’un güneyindeki Karyut köyü topraklarında Filistinlilere ait arazi üzerine Yahudi yerleşimcilerin 5 yeni gecekondu oluşturduğunu söyledi.
AA’da yer alan habere göre kendilerine ait olmayan topraklar üzerinde kurulan gecekonduların prefabrik yapılardan oluştuğunu dile getiren Daglas, bölgenin 1993 Oslo Anlaşması’na göre “C” Sınıfı olduğunu hatırlattı.
Arazilere Asker ve Silah Zoruyla El Konuluyor
Daglas, asker ve silah zoruyla el konulan arazinin şahsi mülk olduğunu, Karyut köyündeki insanların arazilerin kendilerine ait olduğunu ispat eden ellerinde tapuları olduğuna dikkat çekti.
İşgalci İsrail’e ait iş makinelerinin el konulan arazide temel açma çalışmaları yürüttüğünü belirten Daglas, gayrimeşru Yahudi yerleşim bölgesinin daha da genişletilmesi için bölgeye elektrik hatlarının çekilmeye başlandığını vurguladı.
Batı Şeria Üç Bölgeye Ayrılmıştı
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde Batı Şeria, “A”, “B” ve “C” bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18’i kapsayan “A” bölgesinin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e, yüzde 21’lik “B” bölgesinin idari yönetimi Filistin’e, güvenliği İsrail’e devredilirken, yüzde 61’ini kapsayan “C” bölgesinin idari ve güvenliği ise İsrail’e bırakılmıştı.
Araziler Haksız Yollardan Gasp Ediliyor
Batı Şeria’nın çeşitli yerlerinde İsrail yönetiminden ruhsatlı 196 Yahudi yerleşim bölgesi bulunurken, 200’den fazla başlangıçta prefabrik yapılardan oluşan gecekondular bulunuyor.
Batı Şeria ve Doğu Kudüs topraklarında büyük arazilerin Yahudi yerleşimciler tarafından haksız yollardan gasp edilmesi 2014’te tıkanan İsrail-Filistin görüşmelerinin yeniden başlamasına en büyük engel olarak görülüyor.
Yapılar “Yasa Dışı” Olarak Kabul Ediliyor
Uluslararası hukuk, gecekondu benzeri yapılarla, işgal edilmiş topraklarda kurulan “yasa dışı” yerleşimlerin tümünü illegal görüyor.
Yine Birleşmiş Milletler, İsrail tarafından kurulan Yahudi yerleşimlerinin hukuk dışı yapılar olduğunu ve “barışın” önünde en önemli engel teşkil ettiğini kaydediyor.