“Fetöcüler göreve iade ediliyor!" haberleriyle ne amaçlanıyor?

Türkiye’nin normalleşmesini istemeyen kimseler mahkemelerde yargılanıp beraat edenleri hedef göstererek korku atmosferini büyütme peşindeler!

HAKSÖZ HABER

Darbe girişiminin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen sanki yeni bir süreç yaşanıyormuşçasına servis edilen "FETÖ'cü hakimler göreve iade edildi" şeklindeki haberlerle ne amaçlandığı merak konusu olarak önümüzde duruyor. Danıştay’ın verdiği kararlarla birlikte görevine iade edilen hakim savcılar aktif görevlerine başladıktan aylar sonra bu tarz haberlerle oluşturulmak istenen korku atmosferi kime hizmet etmektedir?

Hadisenin servis edilme zamanındaki akıl dışılık bir yana örgüt üyeliğinden yargılanıp hakkında beraat kararı verilen kişilerin örgüt üyesi olmadıkları Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından tescillenmiş durumda. Danıştay ise yargılanıp beraat eden kişilerin başvurusu üzerine kimilerinin mesleğe geri dönmesine izin verirken kimilerininkine ise izin vermiyor.

Türkiye’de bir insanın mahkemede yargılanıp ardından beraat etmesi sonucu mesleğine geri dönmesi şeklinde yaşanan sürecin hiçbir önemi yok mu? Medyanın hedef göstermesi sonucu zaten yıllarca mesleğini yapamamış ve ciddi bir toplumsal baskı ile karşı karşıya kalmış insanların tekrardan aynı zorlu süreçleri yaşaması adalet ve vicdana sığar mı?

Örgüt üyeliğinden yargılanıp beraat ettikten ve mesleğe dönecek kadar sorun teşkil etmeyen bir durum içerisindeki insanların bu yargılama süreçlerinin yükünü ömür boyunca çekmesi mi gerekiyor? Suçlamalardan beraat edemeyen bir kişinin mesleğine dönemeyeceği apaçık bilinen bir gerçekken farklı aralıklarla bu insanları gündemleştirip hedef göstermek Türkiye’nin normalleşme ortamına girmesini istemeyen çevrelerin işine geliyor. Suçsuz bir insanı hedef tahtasına oturtmak karabasan iklimini güçlendirirken bu insanların ve ailelerinin yaşadıkları psikolojik, maddi sorunlar ise toplumsal bir yarayı derinleştiriyor.

Nedim Şener gibi “FETÖ avcısı” rolüne bürünen isimlerin delillendirilmesi imkansız iddialarla korku ve dehşet ortamını büyütme çabası bu iddialar sayesinde gündemde kalabilmelerinden kaynaklanıyor. Misal olarak “FETÖ elebaşının tay’ları; Yargıda FETÖ, Hakyol, Hakyolcu kılığında FETÖ” başlıklı yazısında Şener, “FETÖ’cülerin Hakyol’cu kılığında örgütlenmeye devam ettiğini” öne süren bir makale ile bol keseden sallıyor.

İddialarının delilini getirme haysiyetini de göstermeyen Şener bu saçma sözlerle İslami camiaların her birisi için “tehdit” algısını güçlendirmekten başka bir iş yapmış olmuyor. Aynı zamanda iktidar medyasının da kendisine sağladığı imkanlarla gündemdeki yerini koruyarak esas meselelerin konuşulmasının önüne geçiyor.

Şener vb. gazeteci kılıklı kimselerin yapmaya çalıştığı şey Türkiye’de zaten oldukça sorunlu bir durumda olan hukuka güven duygusunu iyice talan etmekten başka bir şey değildir. Danıştay’ın suçsuzluğunu kabul ettiği insanları hedef göstererek FETÖ’nün sebep olduğu korkuyu kullanarak Türkiye’nin ihtiyacı olan normalleşme ihtimalini baltalamak Türkiye’nin köküne kibrit suyu dökmektir!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!