Gözlemciler, Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin (Fetih) ülke yönetiminde geniş yer alması, Hamas ile bölünmesi ve kendi içindeki anlaşmazlıkların yanı sıra Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme anlaşması imzalaması gibi nedenlerden dolayı kuruluşunun 56. yıl dönümünde harekette iç ve dış kutuplaşmalar yaşandığını belirtiyor.
Filistin topraklarının tamamını kurtarmak için silahlı mücadeleyi bir araç olarak kullanan Fetih hareketi 1 Ocak 1965'te kuruldu.
Ancak gözlemcilere göre, şu anda Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından yönetilen Fetih'in, kuruluşundan 56 yıl sonra düşüncesi, politikası ve uygulamalarında büyük değişiklikler meydana geldi.
Filistin Politika Araştırmaları ve Stratejik Çalışmalar Merkezi'nde (Masarat) Araştırma ve Politikalar Müdürü Halil Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fetih'in, büyük ve sürekli zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve Filistinliler arasındaki bölünmüşlüğün zorlukları daha da artırdığını söyledi.
Şahin, "Fetih, bir yandan Hamas, diğer yandan da kendi içindeki taraflarla kutuplaşma, bölünme ve anlaşmazlığın içine dalmış/batmış durumda." dedi.
Fetih’in eski konumuna geri dönme yeteneğindeki en büyük zayıflığın, 1994'te Filistin yönetimini kurmasından itibaren misyonlarında ve hedeflerinde meydana gelen dönüşümden kaynaklandığını kaydeden Şahin, ülke yönetiminde geniş yer aldığını ve ana kadrolarının Fetih üyesi olduğunu belirtti.
Devlet Başkanı Abbas'ın, tek adam yönetimini derinleştirmenin yanı sıra yönetime ve başkanlığa sadık olan ağın tabanını genişletmeye çalıştığını, hareketin yapısında değişiklikler yaptığını ve ana liderlik organlarına çoğunlukla Filistin yönetimi çalışanlarını ve yetkililerini getirdiğini ifade etti.
Müttefikler ve çelişkiler
Şahin, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" olarak nitelediği planını açıklaması, ardından Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme anlaşması imzalaması ve dolayısıyla hareketin ve Filistin yönetiminin müttefiklerini değiştirmesi ve bunların birbiriyle çelişmesi sonucu son yılda Fetih'te endişe hakim olduğunu söyledi.
Siyasi Analist Şahin, "Fetih yeni bir yıla girerken, kendisini İsrail ile normalleşme projesine öncülük eden müttefiklerin önünde buldu. Fetih kendisini ılımlı Arap ülkeleri ekseninde görmesinin yanı sıra Körfez ülkeleri, Ürdün ve Mısır'ın doğal müttefiki sayıyordu, ancak normalleşme sonrası yeni bir durumla karşı karşıyayız." dedi.
Filistin yönetimi ve Fetih'in bir eksenden diğerine geçemeyeceğini, Fetih'in de nereye gittiği bilinmeyen kutuplaşmalar nedeniyle ılımlılık eksenine entegre olamayacağını dile getiren Şahin, "Fetih, konumunu zayıflattığı için ılımlılık eksenine entegre olamaz. Aynı zamanda, o eksendeki ülkelerin mevcut Filistin yönetimini değiştirmeye çalışma çabaları da dahil olmak üzere bunun sonuçlarından korktuğu için onu terk de edemez." diye konuştu.
Şahin, Fetih yönetiminin bölgesel barışı ve haklar pahasına bir çözüm sürecine girmeyi reddetmeye devam etmesi halinde Fetih yönetimini devirme ve hareketten ihraç edilen Muhammed Dahlan gibi hareket içindeki diğer tarafları destekleme endişesi bulunduğunu söyledi.
Fetih'in yeni yılda yaşanan değişimlerden istifade edeceğini belirten Şahin, ABD Başkanı Donald Trump'ın görevinin sona ermesi ve yerine Joe Biden'ın gelmesi ile İsrail'de mart ayında yapılacak seçimlerin Fetih'e fayda sağlayacağını, hareketin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yeni hükümeti kurmakta başarılı olamayacağını öngördüğünü söyledi.
Şahin, hareketin, yaşanan iç ve dış dönüşümlerden uzak duramayacağını öngören Şahin, Filistin yönetiminin temel bileşenlerinden biri olan Fetih'in, İsrail-Filistin barış görüşmelerinde de dışarıda kalmasının mümkün olmadığını ekledi.
"Fetih, pragmatik bir hareket"
Kudüs Açık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Esad el-Uveyri, AA muhabirine yaptığı açıklamada Fetih Hareketi'nin, Filistin yönetimiyle organik bağı bulunduğunu, bu nedenle Fetih'in programının, büyük ölçüde Filistin yönetiminin programlarıyla bütünleştiğini belirtti.
Uveyri, İsrail'le ikili anlaşmalar ve uluslararası sözleşmelerin, Fetih'in elini kolunu bağladığı, aynı şekilde hareketin İsrail işgalinden kurtulma olan kurulma amacını ve prensiplerini de zincirlediğini ifade etti.
Fetih'in aslında programında bir değişiklik olmadığını ancak faaliyetleri ve çalışmalarında yönetimden bağımsız olması gerektiğine dikkati çeken Uveyri, bu organik bağın Fetih hareketinin liderliğinin aynı zamanda Filistin yönetiminin de liderliğini oluşturmasından kaynaklandığını ekledi.
Fetih'in hala vizyonuna bağlı olduğunu, bu uğurda verdiği şehitler ve gazilerin yanı sıra hâlâ İsrail hapishanelerindeki Fetih mensubu Filistinlilerin bulunmasının bunun bir göstergesi olduğuna işaret eden Uveyri, Fetih üyelerinin Filistin işgalden kurtulana ve özgürleşene dek kuruluş amaçlarına bağlı olduğunu söyledi.
Uveyri, Filistin halkının yararına olmayan şartlar ve güç dengeleri bulunmasına rağmen, Fetih'in içinde bulunulan gerçekliğe göre muamele eden pragmatik bir hareket olduğunu dile getirdi.
Halk direnişinin gerekli ivmede olmadığını, halk direnişinin binlerce insanın sokağa inmesi demek olduğunu ancak yaşanan bölünmüşlüğün halkı olumsuz etkilediğini kaydeden Uveyri, direnişin mevsimlik değil sürekli olması gerektiğini belirtti.
Kamuoyu yoklaması
Filistin Siyaset Araştırmaları ve İstatistik Merkezi'nin 8-11 Aralık tarihlerinde yürüttüğü anketin sonuçlarına göre, Fetih hareketi destekçileri arasında ciddi bir bölünme yaşanıyor.
Yayımlanan sonuçlara göre, İsrail hapishanelerinde 20 yıldır tutuklu bulunan Filistin direnişinin sembol isimlerinden Fetih Hareketi Merkezi Komite Üyesi Mervan el-Bergusi'nin, seçimlerde hareketten bağımsız bir seçim listesi oluşturması halinde oyların yüzde 25'ini alması, bu durumda Fetih'in resmi listesinin ise yüzde 19'da kalması öngörülüyor.
Öte yandan ankete göre Fetih Hareketi'nden ihraç edilen ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşayan Muhammed Dahlan'ın, bağımsız bir seçim listesi oluşturması halinde yüzde 7 oy aldığı, bu durumda Fetih'in resmi listesinin ise yüzde 27'ye ulaştığı sonucu çıkıyor.