Fethullah Gülen, Hangi Otorite’den Bahsediyor?

Fethullah Gülen, Gazze Filosu’na Katılanlardan ve Tüm Türkiyeli Müslümanlardan Özür Dilemeli, Şehit Ailelerinden de Helallik Almalıdır!

Bahadır Kurbanoğlu / Haksöz Haber

Fethullah Gülen'in Wall Street Journal'a verdiği röportajın yalanlanmaması ve sarfettiği sözlerin Abdülhamid Bilici gibi kendisine yakın gazeteciler tarafından tevil edilmeye çalışılması karşısında bir açıklama zaruret doğmuştur.

Fethullah Gülen'in Gazze Filosuna ilişkin açıklamalarının içeriği ve zamanlaması bizleri şaşırtmamıştır. F.Gülen siyasi hayatı boyunca bu türden manidar ifşaatları defaatle yapmıştır. Başörtüsü eylemlerinde, "tesettürlerin içerisine erkekleri sokmuş"; Birinci körfez savaşı esnasında "İsrailli çocuklar için ağlarken, Irak'lı çocuk, kadın ve erkekleri unutmuş(!)"; 11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın gündeminde Afganistan'a müdahale, Georges Bush ve Ariel Şaron varken, "dünyada en nefret ettiği kişinin Üsame b. Ladin olduğunu" vurgulayıp, Ahmed Yasin'in şehadetinden birkaç gün evvel "Hamas ve Hizbullah'ın terör örgütü olduklarını" açıklayagelmişti!

İlginçtir ki F.Gülen tanımadığını, faaliyetlerinden haberdar olmadığını söylediği bir kurumun (İHH) icraatlarının sonuçlarından yola çıkarak Wall Street Journal gibi, kimliği tüm dünya Müslümanları tarafından bilinen bir basın organına malum açıklamaları yaparken, aynı süreçte Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen komite, izleyicilerine İsrail'in tutumunu protesto etmek amacıyla siyah kurdela dağıtmış ve şehitleri anan açıklamalar yapmıştır. Demek ki F.Gülen bu organizasyonun tertipçilerinin duyarlılıklarından ve icraatlarından da haberdar değil!

Gülen, açıklamalarında otorite'ye itaatten bahsederken, o otoritenin üzerinde uluslararası hukuk ve BM gibi bir otorite olduğunu unutmuş görünmektedir. Ve Siyonist çetenin o otoritenin bugüne dek almış olduğu yüz kadar kararı hiç takmadığı ve bildiğini okuduğunu da.

Üstelik Gazze'de halk tarafından seçilmiş meşru otorite olan Hamas hükümetinin TC tarafından tanındığı da TC yetkilileri tarafından defalarca dile getirilmiştir.

Bizler, bugüne dek F.Gülen'den bir insanlık suçu olan Gazze ambargosunun kaldırılmasına dönük İsrail'i dize getirmesi gereken otoritelere seslendiğini hiç işitmedik! Ve uluslararası sularda, devlet olarak kendi menfaatlerini korumak için korsanlık ve terör faaliyetinde bulunmasını meşru gördüğünü ima ettiği İsrail'in, uluslararası otoritelerin aldıkları kararlara uyması gerektiğine ilişkin herhangi bir açıklama ve girişimine de şahit olmadık!

F. Gülen, Gazze'ye yönelik ambargonun da kendisi tarafından hangi meşruiyet sınırları içerisinde görüldüğünü de açıklamak zorundadır. Ve bu ambargonun hangi yöntemlerle kaldırılması gerektiğini de!

Gülen, dünyadaki diğer otoritelerin ambargonun kalkmasına ilişkin kıllarını kıpırdatmadıkları böylesi süreçlerde zulme karşı nasıl bir tutum takınılması gerektiği noktasında, Filistinli gruplara ve dünya Müslümanlarına ne önerdiğini de açıklamalıdır. Nisa suresi 75. Ayeti kerimedeki insanların duasına cevap verebilecek bir otorite yok ise, Müslümanların üzerine ne türden sorumluluklar düştüğünü de izah etmelidir. Bu durum bir kader olarak bellenip, duruma boyun mu eğilecektir; yoksa tüm dünya Müslümanları bu vahim tablo karşısında Rableri katında iradelerinden sorumlu tutulacakları bilinciyle hareket etmek zorunda mıdırlar!

Sadece dünya Müslümanları değil, dünyanın tüm vicdan sahibi, duyarlı kesimleri, Terör Devleti İsrail'i meşru görmemektedirler. Onu bir işgal gücü olarak görmektedirler. Üstelik BM nezdinde bu işgalin tanımı tescillenmiş durumdadır.

Filistin topraklarını savunan tüm muhalif güçler, işgale karşı direnen, en doğal hakları olan meşru müdafaayı ortaya koyan ve İsrail'in sadece 67 topraklarından değil, 1948'den bu yana işgal ettiği topraklardan çekilmedikçe mücadeleyi sürdürmeye and içmiş direnişçilerdir.

İsrail muhibbi medyanın gerek İHH'nın kimliğini sorgulama, gerek şehitlerin tahfif edilmesi, gerekse İsrail'in masumiyetine ilişkin karşı atağa kalktığı böylesi bir süreçte açıklamalarıyla bu beyin yıkama sürecine dolaylı da olsa destek olduğu gözlemlenen F.Gülen, yeryüzünün yegane otoritesi Rahman, Rahim ve Kahhar olan Rabbimizin huzuruna ermeden önce hem Gazze Filosu'na katılanlardan, hem Türkiyeli Müslümanlardan özür dilemeli, hem de şehit ailelerinden helallik almalıdır!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!