FB (futbol) cumhuriyeti işte böyle bir şey!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Biz de gazeteciyiz ama..

Doğruya da doğru dememiz gerekir.

Gazeteciler, kendilerini ayrıcalıklı sınıf gibi görüyorlar..

Bir toplantıda, herhangi bir gazetecinin kılına zarar gelse..

Özellikle de bu gazeteci kartelin muhabirlerinden birisi olsa..

Anında tepki..

Bir bakıyorsunuz o toplantıyı izleyen tüm gazeteciler, anında dışarı çıkmış.

“Biz de toplantıyı izlemiyoruz.Bu etkinliğin haberini de yapmıyoruz” direnişini, anında seyrediyorsunuz.

Somut örnek mi istiyorsunuz.

Gırla..

En aktüel olanından başlayalım..

İki gün önce, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atanan Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, yeni görevini Genel Müdür Vekili Mustafa Bahrettin Demirel’den törenle teslim alacak..

Tören alanında bekleyen gazetecilerden, tören kıtasının amiri, biraz sertçe, bulundukları alan yerine, gösterdiği başka alana geçmelerini istemiş. Kameraman ve foto muhabirleri, anında tepkiyi vermiş, olayı protesto edip, tören alanını terketmişler... Ardından birbiri peşi sıra özürler gelmiş. Hatta yeni Emniyet Genel Müdürü Kılıçlar ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, bahçe dışına çıkan gazetecilerin yanına giderek içeri davet etmişler.. Ama sonuç alamamışlar.

Küçücük bir konuşmadaki sertlik, gazeteciler tarafından böyle karşılanıyor.Sonrasında bakana bile özürler dilettiriliyor.

Bu küçük bir örnek.

Başka örnekler de vereyim..

Bu da iki sene önce yaşanıyor.

Silivri’de belediye başkanı bilgilendirme toplantısı yapacak. Gazeteciler gelmişler.. Ancak toplantının yapılacağı otelde, belediye yetkilileri tarafından gerekli ilgi kendilerine gösterilmemiş.

Vay, siz misiniz, gazetecileri kapılarda karşılamayan..

Anında oteli terkediyorlar. Ve belediye başkanının bilgilendirme toplantısını değil, kendilerinin toplantıyı terkettiklerini haber yapıyorlar.

Bir örnek de 2005 yılından..

AK Parti Ordu Milletvekili Enver Yılmaz’ın basın toplantısında, ilçe başkanı Mustafa Başarslan, gazetecilerden yana şikayetlerini ifade ediyor ve “Basın mensupları AK Parti’nin Ordu’ya ve Mesudiye İlçesi’ne yaptığı hizmetleri yazmıyor. Hep avanta peşinde koşuyor, katakulli yapıyor” demiş..

Salonda tansiyon, anında yükselmiş.. İş, AK Parti Ordu Milletvekili Enver Yılmaz’a düşmüş.. Basın mensuplarını yatıştırıp, “Mesudiye İlçe Başkanımızın yaptığı açıklamalar sebebiyle tüm Ordu basınından partim ve şahsım adına özür diliyorum” demiş..

İşte böyle..

Bakanlara da, milletvekillerine de, iktidar partilerine özür dilettirir, bu gazeteciler..

Hani direkt kendilerine bir fiziki müdahale olur... Veya şahıslarına yönelik isim verilerek bir sözlü hakarette bulunulur. Gazetecilerin gösterdikleri tepkiyi de anlarım. Muhatapların özür dilemelerini, normal karşılarım.

Ama görüyorsunuz..

Küçücük dolaylı bir olayda, hemen tepki ve hemen özür diletme operasyonları yaşanıyor...

Yıllarını bu mesleğe verenleri bir kenara bırakın.. Gazetenin yeni çalışmaya başlayan muhabirleri bile bu tepkiyi koyabiliyorlar.. O muhabirlerin gazeteleri de, bu tepkileri büyükçe haber yapıp, yaşanabilecek yeni olaylar için altyapı oluşturuyorlar..

Peki, önceki akşam, Fenerbahçe maçında yaşanan olaylara ne diyeceksiniz?

Gazetecilere yönelik stadyumda yaşanan o müdahalelere, sözlü saldırılara karşı, gazetecilerin tepkisi ne oldu?

Stadyumdaki gazetecilerin tepki göstermeleri, belki o kadar büyük bir kalabalığın içinde, pek akıllı bir iş olmaz. Ama o gazetecilerin çalıştığı gazeteler, ne tepki verdiler, Fenerbahçelilere?

Hiç.. Küçücük haberlerle, olayı geçiştirdiler.

Hem kovuldukları maçın haberini tam sayfa yaptılar, maçın haberini boykota cesaret edemediler.. Hem de kendilerine reva görülen muameleyi eleştiremediler..

İşte, Fenerbahçe Cumhuriyeti dediğimiz şey bu..

Gazeteciler, kendilerine birisi yan baksa, anında tepki verip, bakanlara bile özür dilettiriyorlar..

Ama futbol dünyasından kendilerine bir tepki gelirse, -bunu sadece FB olarak da almayın, aslında yaşananlara futbol cumhuriyetinin egemenliği de diyebilirsiniz ve tüm takımları bu kapsamda değerlendirebilirsiniz- gazeteciler sus pus oluveriyorlar..

Kimse tepki koyamıyor.. “Biz bu maçın haberini yapmıyoruz” diyemiyorlar. Kendilerine saldıran takımın maçlarının haberini boykot edemiyorlar.. Kuzu kuzu haberini de yapıyorlar.. Küfürü de, tokatı da yiyorlar..

İşte futbol cumhuriyeti böyle bir şey!

YENİ AKİT