HAKSÖZ HABER
Düşene vurmak diye bir tabir vardır. Düşen zaten destekten mahrum olduğu için düşmüştür. Ona yalnızlığını bilerek vurmak ise zayıf karakterli insanların yapacağı bir şeydir.
Fatih Altaylı bu sitede daha önce de gündem edildi. Altaylı’nın düşeni vurmak konusunda birinciliği kimseye kaptırmayacağına şüphemiz yok. Misal olarak mülteciler Altaylı’nın her daim hedefindedir. Şimdi ise Ayasofya Camii’ndeki duası sebebiyle sol-Kemalistlerin hıncına uğrayan Mustafa Demirkıran’ı hedef tahtasına oturtmuş. Tabi ki her zamanki iğrenç üslubuyla.
Fatih Altaylı bir ayet-i kerimeden hareketle ettiği dua için Mustafa Demirkıran’a “pislik” diyor. Fatih Altaylı gibi karakter yoksunu bir gazeteci müsveddesi olursanız Allah’ın ayetlerine doğrudan saldıramadığınız için paravan kişiler kullanırsınız. Olay bununla da sınırlı değil!
Altaylı Türkiye’de insanların Atatürk sevgisinin karşılıksız olduğunu ve 'Atatürk düşmanlarının' en çok bu yüzden kinle dolduklarını iddia ediyor. Topluma zorla sevdirilen(!) bir kişi kültüne olan paranoyakça bağlılığı “karşılıksız sevgi” olarak nitelemek Altaylı gibi nefret gözünü bürümüş birisine yakışırdı zaten!
Atatürk’e olan sevginin bugün kimseye bir şey kazandırmadığını hatta kaybettirdiğini Atatürk’ün elinde hiçbir güç olmadığını da ileri sürüyor Altaylı. Bu söylediklerinin yalandan ibaret olduğunu Türkiye’de yaşayan herkes bilir! Atatürk Türkiye’de onay merciidir. Özellikle devletle işi olan herkes Anıtkabir’e gidip icazet almak zorundadır. Tam bir mal bulmuş mağribi olan Altaylı uyanıklık yaparak Bahçeli'nin de Demirkıran'ı hedef göstermesinden istifade etmeye çalışıyor!
Kemalizm’in zulüm ideolojisi olduğunu düşünmek ise bu ülkede sizi ‘öteki’ konumuna yerleştirir. Yargı ile baş başa bırakılırsınız. Koruma kanunu ile korunan tek kişinin hiçbir gücü olmadığını söylemek de binlerce insanı aptal yerine koymaktır. Fatih Altaylı kendi seviyesizliğini bütün topluma yaymak istiyor herhalde… Türkiye’nin mezarlıktan yönetilen ülke olduğu gerçeğini de aklından çıkartmış olsa gerek!