Yusuf Sami Kamadan / Mecra
Fas'ta bir Ramazan geleneği: ed-Dürûsu'l-Haseniyye
Fas’a ait Ramazan geleneklerinden biri olan ed-Dürûsu’l-Haseniyye, Korona sebebiyle yaşanan iki yıllık bir aranın ardından bu sene nihayet tekrar düzenlendi.
Osmanlı’daki huzur derslerine benzeyen bu gelenek aynen huzur derslerinde olduğu gibi her yıl Ramazan ayında gerçekleştiriliyor.
- Büyük ilim meclislerinin kurulduğu, gerek Fas içerisinden gerek Fas dışından âlimlerin davet edildiği ed-Dürûsu’l-Haseniyye, bizzat Fas kralının riyâsetinde gerçekleşiyor. Gelenek ismini de Fas Kralı II. Hasan’a izâfeten alıyor.
İddia edildiği kadarıyla Fas’ta oldukça eskilere uzanan bu gelenek Fransızların ülkeye hâkim oldukları dönemde inkıtaya uğramış, sonrasında II. Hasan tarafından tekrar ihyâ edilmişti.
Akşam ezanından önce kurulan ilim meclisleri, Kur’ân-ıKerîm tilâvetiyle başlayıp bir âlimin dilediği bir ilmî meselede konuşmasını yapmasının ardından bizzat sultanın duasıyla son buluyor.
Neredeyse her gün yapılan program, bu vesileyle çok sayıda ismin de ağırlanmasına imkan veriyordu.
Oldukça kalabalık bir ortamda gerçekleşen bu ilmî mecliste sadece âlimler değil, devlet ve ordu görevlileri de yer alıyor, bundan başka İslâm dünyasının önemli siyasî figürleri de buraya davet edilebiliyordu. Yaser Arafât ve Cemâl Abdünnâsır buraya katılan isimler arasında yer alıyordu.
1963 yılının sonlarında başladığı dönemden itibaren çok sayıda ilim insanına da ev sahipliği yapan ed-Dürûsu’l-Haseniyye, bunlar arasında Ebu’l-a’lâ el-Mevdûdî, Ebu’l-Hasen en-Nedvî, eş-Şa’râvî, Yusuf el Kardâvî, Abdülfettâh Ebû Gudde gibi nice ismi ağırlamıştı. Bu özelliğiyle aslında uluslararası bir hüviyete sahip olan bu programlar, canlı bir şekilde radyo ve televizyondan yayınlanıyor, sonrasında da çeşitli dünya dillerine tercüme edilerek dünya kamuoyuna sunuluyordu.
Bugün Youtube’da kimi örnekleri de mevcut olan bu toplantılarda konuşmacı kralın karşısına konmuş olan bir kürsüye çıkıyor ve bir saati bulmayan bir konuşma îrâd ediyordu. Konuşmasından sonra ise adet olduğu üzere yazdığı eserlerden kimilerini krala sunuyor ve kral da kendisini tebrik ediyordu.
Buraya davet edilen isimler arasında sünnî isimlerin yanı sıra şiî isimler de olmuştu ki bunun en bariz örneğini Mûsâ es-Sadr oluşturmuştu. 1968 yılında konuşmasını yapan Mûsâ es-Sadr’dan başka 2006 yılında VI. Muhammed’in tahtta olduğu dönemde bir başka şiî âlim daha çağırılmıştı.
Ayrıca kürsüde kimi zaman kadın âlimeler de yer alabiliyordu.
1999 yılında ölen II. Hasan’dan sonra Fas kralı olan VI. Muhammed de bu geleneği günümüzde hala devam ettirmektedir.