Faşist Temaşaya Milli Eğitim Darbesi

“Varsın, her 19 Mayıs’ta bu ülkenin gençlerine icra ettirilen zekâsız müsamerelerden ve faşizan ruh, estetikten mahrum kalsın cumhuriyetimiz.”

Milli Eğitim Bakanı’nın stadyumdaki 19 Mayıs törenlerini kaldırması üzerine yazan Yasemin Çongar, okul dönemindeyken 19 Mayıs’taki zorunlu spor etkinlikleri ve “zekâsız müsamereler” dolayısıyla yaşadığı kâbusu yazdı.

Faşist temaşaya Milli Eğitim darbesi

Yasmin Çongar / Taraf

"Doku” gibi, “dokuma” gibi, “dokunmak” gibi doğasının sahtelik kaldırmadığına inandığım kelimelerle çatışan haşin bir sûnîliği vardı o kumaşın. Değil dokuma, kumaş bile denemeyecek kadar plastikti aslında, düpedüz sahteydi. “Naylon jarse” miydi neydi adı; insan tenine aykırı bir şey; elimi üzerinde gezdirince içim elyaflanırdı, üzerime geçirdiğimde cam kesikleri kaplardı sanki bedenimi.

Mecburen giyerdim. Bacak kısımları lastikli krem rengi dar mayolarımız vardı; onların üzerine, aynı malzemeden mini mini eteklerimiz, kimimizinki portakal rengi, kimimizinki siyah… Elimize, bir oraya bir buraya salladığımız, çevirip halka yapıp içinden geçerek herkesi pek şaşırttığımız fularlar tutuşturmuşlardı. Ayaklarımıza da plastik bir şeyler geçirdiğimizi hatırlıyorum; “yok devenin bale pabucu” kabilinden babetlerdi herhalde.

Öyle nefret etmişim ki o kıyafetten ve o kıyafetin sebeb-i hikmeti olan bol marşlı, bol türkülü, bol Rimsky-Korsakov’lu ve hatta Debussy’li o hantal, bıngıl, o bitmek bilmez akrobasi provalarından öyle bıkmış ve o provalarda üç ay boyunca Allah’ın her günü, hangi bacağımı nereye kaldıracağımı bir türlü öğrenememişken bu ağlanacak halime inatla güldüğüm için uzun boylu, dik duruşlu, kızgın bakışlı beden eğitimi hocasının tiz zılgıtını yemekten öyle usanmışım ki, yirmi sekiz yıl sonra hatırasını güya dalga geçerek yazmak bile içimi ince ince kıyıyor hâlâ.

Velhâsıl dün akşamüstü yazıişleri toplantısı sırasında gelen habere müthiş sevindim. Milli Eğitim Bakanlığı, 19 Mayıslarda artık stadyumlardaki o tuhaf törenlerin yapılmayacağını müjdeleyen bir yazı göndermiş okullara.

Gerçi Ankara’yı ve Ankaralı gençleri bu “sessiz devrim”den mahrum tutuyor ama yine de bakanlığın yazısı, en azından seksen ilde yüzbinlerce gencin her yıl, birkaç ay boyunca fiziği, kimyayı, matematiği, edebiyatı filan tümden unutup, ha babam de babam her gün, ter kokulu “naylon jarse” kılıklar içinde çamurlu sahalara sürülmesine bir son verecek gibi. Neymiş, “ey Türk gençliği” her 19 Mayıs’ta askerî ve mülkî erkânın önüne çıkıp, birbirinin sırtına binerek etten kuleler yaparsa Cumhuriyet’in boyu uzarmış. Varsın uzamasın! Varsın, kuşaklar boyunca, her 19 Mayıs’ta bu ülkenin gençlerine icra ettirilen zekâsız müsamerelerden ve o müsamerelere hâkim olan faşizan ruhla estetikten mahrum kalsın cumhuriyetimiz.

Ben o müsamerelerin mağdurlarından biri olarak, Hürriyet gazetesinin dün akşam internet sitesinde “Çok tartışmalı 19 Mayıs isteği” olarak duyurduğu, CNNTürk’ün ise “Şok 19 Mayıs değişikliği” başlığıyla verdiği kurtarıcı girişiminden dolayı Milli Eğitim Bakanı’nı can–ı gönülden kutluyorum. Bu girişimle “şok”a uğrayacak, gençliğinin darbe yediğini, istikbâlinin karardığını, cumhuriyetinin çöktüğünü düşünecek olan “parlak ve taze dimağlar” içinse, zorba devletlerin uydurulmuş tarihlerinin propagandasını büyük bir hevesle yaptıkları sahtekâr gösterilerin anlamı ve önemi üzerine harika bir kitap öneriyorum. Adı, Faşist Temaşa: Mussolini’nin İtalyası’nda İktidarın Estetiği. Yazarı: Simonetta Falasca- Zamponi. Hadi size iyi dersler!

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!