Kenan Kıran'ın Haberi:
İslami Hareket Örgütü üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan Rıdvan Çağrıcı’nın vasisi olan Yusuf Çağrıcı’nın, fakirlik ilmuhaberi olmasına rağmen kendisinden yemek bedeli ödenmesi istendi. Yenibosna Vergi Dairesi Başkanlığı; tutuklu sanık Rıdvan Çağrıcı’nın cezaevinde yediği yemeklerin bedeli olan 736 liranın ödenmesi için “ödeme emri” çıkardı. Ödeme emri Rıdvan Çağrıcı’ya gönderildi.
Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi avukat Mehmet Alagöz, devletin tutuklu ve hükümlülerden yiyecek bedeli almaya muhtaç olmadığını söyledi. Alagöz, “Devletin kişilere farklı muamele yapmaktan ve ayrımcılık anlayışından vazgeçmesi gerekir. Yiyecek bedellerinin talep edilmesi haksız bir tutum ve davranış olup bundan derhal vazgeçilmesi gerekir” dedi.
“YEMEK BEDELİ VERGİ DAİRELERİ ARACILIĞIYLA TAHSİL EDİLMEKTE”
Mehmet Alagöz, cezaevlerinde tutuklu veya hükümlü bulunanların bütün ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığı yönünde kamuoyunda yanlış bir algı söz konusu olduğunu belirterek, “Tutuklu ve hükümlülerin bütün giderleri karşılanmamakta olup bazı giderleri karşılanmakta, bazı giderleri hiç karşılanmamakta, bazı giderler ise karşılanıp bedeli daha sonra tahsil edilmektedir. Bunun en bariz örneği tutuklu ve hükümlüye verilen yiyecek bedelleri olup Adalet Bakanlığı’nca belirlenen günlük yemek bedeli daha sonra Vergi Daireleri aracılığıyla tahsil edilmektedir” dedi.
“BEDELİ, KİŞİNİN HESABINDAN ALINMAK KAYDIYLA KARŞILANMAKTA”
Mehmet Alagöz, tutuklu ve hükümlülerden yer kirası, yatak, yastık, battaniye, çarşaf, su ve genel aydınlatma parası alınmadığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Günlük yemeklerinin bedelleri ile kantinden yapılan bütün giderler tutuklu ve hükümlüler tarafından karşılanmakta, giysileri ile diğer şahsi giderleri de yine tutuklu ve hükümlülerce karşılanmakta, bütün giderleri sadece cezaevi kantininden temin edilmek ve bedeli kişinin hesabından alınmak kaydıyla karşılanmaktadır.”
“HÜKÜMLÜ VE TUTUKLUNUN BORÇLARI KENDİSİ YA DA VASİLERİ FAKİR OLSA BİLE SİLİNMEMEKTE...”
Mehmet Alagöz, Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen günlük ortalama kalori miktarı esas alınarak cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere verilen günlük yemeklerin bedellerinin tutuklu ve hükümlülerden tahsil edildiğini kaydetti.
Alagöz, “Genel aydınlatma dışında koğuş ya da odalarda tüketilen elektrik bedelleri de kişi başına bölünerek yine tutuklu ve hükümlülerden tahsil edilmektedir. Yemek ücreti 6 ayda bir tutuklu ve hükümlüye ya da vasisine tebliğ edilerek tahsil edilmeye çalışılmakta, ödenmeyen alacaklar ise Cumhuriyet Başsavcılıkları kanalıyla defterdarlık ve mal müdürlüğüne bildirilip vergi daireleri aracılığıyla takip edilip tahsil edilmeye çalışılmaktadır. Hükümlü ve tutuklunun borçları kendisi ya da vasileri fakir olsa bile silinmemekte, borçların tahsili için zaman zaman kamu kuruluşlarından gerekli mal varlıkları soruşturulmakta, fakirlik ilmuhaberi alınsa bile 6 ayda bir soruşturma yapılması şartıyla şahsi dosyasında bekletilmektedir” dedi.
“ALTI AYDA BİR BELGE İBRAZ ETMEK ZORUNDA”
Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi Alagöz, şunları söyledi:
“Konunun hukuki dayanağına bakılınca; 30.06.1934 tarihli 2548 sayılı “Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun” karşımıza çıkmaktadır. Bu kanuna göre “Her mahkum cezaevinde bulunduğu müddetçe yiyecek bedelini ödemeye mecburdur.” 2001 yılında yapılan değişiklikle kanuna işyurtlarında çalıştırılanlar ile ödeme gücü olmadığı anlaşılanlardan yiyecek bedellerinin alınmayacağı hükmü getirilmiştir. Ancak uygulamada ödeme gücü olmayanlar fakirlik belgesi ibraz etmesine rağmen ve cezaevinde bulunduğu için çalışamamasına rağmen altı ayda bir belge ibraz etmek zorunda bırakılıyorlar.”
“HUKUK GARABETİ...”
“Ne yazık ki Türkiye’de çifte standartlar bitmemekte, artarak devam etmektedir” diyen Alagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı kişiler çok özel muamelelere tabi tutulmakta, kimi çok özel hastanelerde, özel bakımlarla güya tutuklu iken bazı tutuklu veya hükümlüler ise revire dahi gidememekte, parası yok ise cezaevi kantininden hiçbir şey alamamakta, cezaevinde yemek var ise bunu yemek zorunda kalmakta, bedelini ise ödemek zorunda bırakılmaktadır. Bu kişiler zaten çalışmamakta ve ekonomik durumları da zaten açıkça ortada iken yemek bedellerini nasıl ödeyeceklerdir? Günümüzde Vergi Daireleri kişilerin T.C. kimlik numaralarıyla bütün gelir ve giderlerini bilmekte ve kontrol etmekte iken ve kanunda da ödeme gücü olmadığı anlaşılanlardan yiyecek bedeli alınmaz hükmü var iken vatandaşa niçin ödeme emri göndermekte, zaten parası olmayan vatandaşı dava açmak zorunda bırakmaktadır? Kanunda sadece hükümlüler (mahkumlar) için düzenlenen yiyecek bedelleri uygulamada tutuklulardan da talep edilmektedir. Bu da ayrı bir hukuk garabetidir.”
YENİ AKİT