KTÜ Özgür-Der Gençliği’nden Arif Can’ın sunuculuğunu yaptığı programda Rıdvan Kaya özetle şunları söyledi:
İslam coğrafyasının ve ümmetin hem içeriden, hem dışarıdan kuşatılmış olduğunu ve söz konusu İslami talepleri bastırmak olduğunda birbiriyle iyi geçinemeyenlerin bile İslami talepleri bastırmakta birleştiğini görüyoruz. Bizler Allah'ın dinine, inanan muhlisler ve muvahhidler olarak sahip çıkmak zorundayız. Kur’an'ın bize emrettiği gibi "Din yalnız Allah'ın oluncaya kadar mücadele edin" ayeti gereceğince, mücadele etmemiz emredilmektedir. Bu mücadelede "Böylece sizler insanlara birer şahit olasınız ve Resul de size bir şahit olsun diye sizi vasat bir ümmet yaptık." (Hacc 78) ayetinde de bahsedildiği üzere şahitlik hayatımızın öncelikli hedefi olmalıdır. O yüzden kimlik ibrazımız bir ritüelden öteye gitmelidir. Yani "İnsanlar, 'İnandık' demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler." ayetindeki gibi kimlik noktasında netleşme yani dini ciddiye almaları gerekmektedir. Bu noktada bir Müslüman nefsiyle hesaplaşmalı ve çevreden gelecek tepkileri değil, Allah'ın rızasını düşünerek, kimliğini maddi ve manevi kirlerden arındırmalıdır.
Müslümanlar olarak birbirimize karşı sorumluluklarımız vardır. Bu sorumluluklardan bazıları fedakarlık, dayanışma, Allah için birbirimizi sevme, birbirimizin eksiklerini tamamlama, birbirimizin hatalarını örtme, güzellikleri çoğaltma gibidir. Ayrıca Müslümanlar bir tutum alırken, merkeze ibadi bilinci koymalı, atalet ve yeis halini terk etmeli, ümitvar olmalı ve gündelik kaygılardan arınarak yapacağımız işi adanmışlık bilinciyle, Allah için yapmalıyız. Rabbimizin Enam suresi 162. ayette de buyurduğu gibi "De ki: Benim namazım da, ibadetlerim de hayatım da ölümüm de Alemlerin Rabbi Allah içindir." diyenlerden olmalıyız.