Ey Dost Ne Zaman Kızacaksın?

Ahrar-u Şam İslam Hareketi Genel Emiri Şeyh Ebu Cabir'in kaleme aldığı yazı...

Ne zaman zafer elde edeceğimizi bilemiyorum… Bu durum ne zaman kanımıza dokunacak, gözlerimiz ne zaman gerçekleri görecek, yalancı dillerimiz ne zaman doğruyu destekleyecek!!!

Bilmiyorum, bilemiyorum!!!

Öcümüzü almamız için daha ne olmasını bekliyoruz!!! Harekete geçmemiz için daha ne olması gerekiyor bilemiyorum!!!

Binlerce kişinin öldürüldüğünü, binlerce ırza geçildiğini, Zalim Rejimin zulmünden kaçamadığı için ölen yüzlerce bebeği gözlerimizle görüyoruz.

Ey dost! Ne zaman kızacaksın?

Ne zaman harekete geçeceksin. Ne zaman intikamını alacaksın.

Bir kişinin ırzına geçilmesi harekete geçmen için yeter mi!!! Peki iki? Üç!!! Ne zaman kızacaksın? Ne zaman intikam almak için harekete geçeceksin? Mesela on çocuk öldürülmesi intikam alman için yeter mi? Yirmi, otuz, dört bin yeter mi?

Onlar ölmüş cesetlerdir!  Bizim ise kalplerimiz ölmüş. Ne yazık ki bizim kalplerimiz ölmüş, cesetlerimiz hareket ediyor ama ruhlarını kaybetmiş cesetler gibiyiz. Ne yazık ki bizde, öldürülen masumların intikamını alacak, ne insanlık, ne ahlak, ne mazluma yardım edecek yürek, ne de insaf kalmış…

Hepimiz şunu iyi bilelim!!! Geride kalıp oturan ve olanları seyreden bizlerin, Allah katında hiçbir mazeretimiz yoktur.

Gizliyi ve açığı bilen Allah’ın huzuruna çıkınca halin ne olacak! Allah’ın huzuruna çıkınca ona sunacak bir mazeret hazırladın mı?

Ne kadar uzun yaşarsan yaşa ya boğularak, ya yanarak, ya bir enkazın altında kalarak veya döşeğinde öleceksin ve istesen de istemesen de onun huzuruna çıkacaksın.

Dünyaya dalanların, nefsinin peşinde koşanların razı olduğu ölüm şekline yazıklar olsun! Hayırsız, hakkı gözetmeden haklıların yanında saf tutmadan ölenlere yazıklar olsun!

Hak yolunda olanlar az sayıda olmalarına, çeşitli musibetlere maruz kalmalarına, kafir ve münafıklar tarafından öldürülmelerine rağmen hak ve doğru yol üzere durdular.

Onlar lisanı hal ile şöyle diyorlar: “Biz bu yola baş koyduk. Gayemiz Rahmandır. Bize iki güzellikten biri verilecek. Allahım! Bugün bizden razı olman için kanlarımız yoluna feda olsun.”

Durum budur ey dostlar! Hak ehlinin durumu da budur. Nifak ehlinin durumu da budur.

İsteyen Tevbe suresini okusun ve hak yolunda olanların, kenardan seyredenlerin ve küfür ehlinin özelliklerini anlatan bu sureyle kendisinin nerede olduğunu görsün.

Bu surede müminler, münafıklar ve yalancılar özellikleriyle, öncü olan ilk muhacirler ve ensar da özellikleriyle anlatılmaktadır. Herkesin ne olduğu ortaya çıkmış ve anlaşılmıştır. Tevbe suresini oku ve ölüm meleği gelip başucunda durmadan Rabbine ve kendine karşı doğru ol, sonra ellerini Allah’a açıp şöyle dua et: “Allahım! Bizi yolunda mücadele edenlerden eyle, bizi yetersizliğimizden ve sorumsuzluğumuzdan dolayı emanetin gereğini yerine getiremediği için emanet, hor ve hakir bir şekilde kendisinden alınıp hüsrana uğrayanlardan kılma, eksikliğimizden dolayı bu yolda mücadele etmesi için bizi başkasıyla değiştirme. Allahım! Benden razı olacağın yolda mücadele etmemi nasib et.”

Ümmet-i İslam

Yorum Analiz Haberleri

“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil
Esed'in müftüsü Ahmed Hassûn şimdi ne yapıyor?
“Suriyeli mülteci” etiketi ve toplumsal imtihanımız
Kemalistlerin 94 yıldır üzerinde tepindiği Menemen’de ne oldu?