Aslında açıklama, bayramın ikinci günü yapıldı.
Ama “Bir yanlış anlaşılma olabilir. Yakın çevresi hatırlatma yapar, bir düzeltme yayınlanabilir” ümidi ile, ilk günden tepki vermek istemedim.
Ama dünkü sessizlik, MHP Genel Başkanı DevletBahçeli’yi kimsenin ikaz etmediği, hatta partinin, bu açıklamayı tasvip ettiği izlenimine sebep oldu.. O halde, SayınBahçeli’ye hatırlatmayı, parti dışından biz yapalım..
Ne demişti SayınBahçeli, önce onu aktaralım:
“Sayın Genelkurmay Başkanı, özel bir istekle bu geleneği değiştirerek, Sayın Cumhurbaşkanını demokratikleşme ve sivilleşmenin bir örneği teşkil edercesine yine bir askeri kavramla 'Başkomutan' olması sıfatıyla tebrikatı kabule hazır hale getirmiş ve 30 Ağustos Zaferi’ni, bu geleneğin dışında kullanmıştır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugüne kadar oluşturmuş olduğu milli değerlerin, geleneklerin itibarsızlaştırma ve etkisizleştirme operasyonunun bir süreç olarak devamının işaretidir. MHP olarak, bunu kabulümüz mümkün değildir. Bunun adı demokratikleşme ve sivilleşme değil, bir milleti tarih şuuru ve değerleri ile tamamen silikleştirme hareketidir.”
Vay vay vay..
Anayasa’nın 104/b maddesindeki, “Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanlığı’nı temsil etmek” görevini üstlenen Cumhurbaşkanı, bu maddenin gereğini ifa ettiğinde, “tarih şuuru ve değerleri silikleştiriyor”muş!
Öyle mi SayınBahçeli?
O zaman biz de sana soralım SayınBahçeli: “30 Ağustos törenlerinin, eski yıllarındaki örneklerinde, ‘eşli davet, eşsiz davet’ rezaletleri, tarih şuuru ve değerlerini, parlatıyor muydu?”
Öyle ya.. Geçtiğimiz yıllardaki örneklerine itiraz etmeden, bu seneki kutlamaya itiraz ederseniz, dahası, “Tarih şuuru ve değerleri açısından silikleşme” damgası ile tanımlarsanız, biz de eski yıllardaki tartışma konusunu sizin önünüze koyarız.
Ne olmuştu, eski yıllardaki 30 Ağustos törenlerinde?
2003 yılına kadar bir sorun yoktu.. Nasıl olsa, ülkeyi idare edenlerin çoğunun eşi, başörtülü değildi..
Üç-beş örnek de, fazla önemli değildi..
Ne zaman ki, hükümet üyelerinin neredeyse yakınının eşi başörtülü oldu..
2003 yılındaki 30 Ağustos törenlerinde, yeni bir usûl icat edildi..
MHP’nin tarih şuuruna uygun olmalı ki, bu usûl hiç itiraz görmedi..
Neydi o usûl? Eşi başörtülü olan bakanların, hatta milletvekillerinin, eşsiz davet edilmesi..
İllegal olarak tuttukları fiş kayıtlarına bakıyorlardı, “Bu bakanın eşi başörtülü.. Ona eşsiz davetiye yazalım. Diğer bakanın eşi başı açık. Ona eşli davetiye yazalım”rezaletine imza atılıyordu.
Bunu, Peygamber Ocağı olarak kabul ettiğimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri yapıyordu..
Hatta öyle oluyordu ki; bayan milletvekiline eşsiz davetiyeler, fıkra konusu oluyor, fişlemelerdeki maddi hatalar sebebi ile, bekar/dul milletvekillerine yönelik medeni hallerine aykırı davetiyeler, mahalle kahvelerinde gırgır konusu oluyordu..
SayınBahçeli’nin “tarih şuuru ve değerleri”ne uygun kutlamaları, eski yıllarda işte böyle oluyordu.. Şimdi, bu rezalete son vermenin bir ara formülü olarak görülen, kutlamanın ev sahipliğini, Cumhurbaşkanı’nın yapması önerisi, Bahçeli’yi fena kızdırmış..
Kızgınlığı neye acaba?
Daha bu sene uygulamaya geçilemeyen, “başörtülü hanımların da kutlamalara katılacak” olmasına mı?
Buna pek ihtimal vermek istemem..
Ne de olsa, üniversitelerde başörtü yasağının kaldırılması için, anayasa değişikliğine oy vermiş bir partinin genel başkanı o..
Ama ne yazık ki; bugün geldiği noktada, verdiği görüntü bu..
Kimbilir, partinin ideologları, kendisini yanlış yönlendirmiş olabilir...
30Ağustos törenlerinin, eski yıllardaki tartışma eksenini SayınBahçeli’nin gözünden kaçırıp, bambaşka bir profille olayı kendisine aktarmışlardır..
Yine de, bu hatırlatmadan sonra da olsa, MHPGenel Başkanı’nın, bu yanlış açıklamasını geri çekmesi gerekir..
Sayın Bahçeli, “Tarih şuuru”nun, başörtülü hanımların yok sayılmasından değil, 30 Ağustos’u Zafer yapanların; Kara Fatma’ların, Nene Hatun’ların başörtülerini tanımadan geçtiğini hatırlamalıdır..
Olayda bir “Tarih şuuru” tartışması olacaksa, 30 Ağustos’un eski yıllardaki örneklerine karşı çıkmalı SayınBahçeli..
Çünkü “Tarih şuuru”, başörtülüleri yok saymaktan değil, baş üstünde tutmaktan geçer..
“Tarih değerleri” açısından bakılacaksa konuya, “başı açıkların” bayramı haline dönüştürülmek istenen Zafer Bayramı’nın, herkesten önce, milliyetçi-muhafazakâr tabana sahip MHP tarafından aslî hüviyetine çevrilmesi gerekir..
Dolayısı ile, MHP Genel Başkanı’na, başörtülü eşe sahip Başkomutan’ın davetini boykot değil, eski yıllardaki başörtülülerin çağrılmadığı davetleri boykot daha fazla yakışırdı.. Tabiî kendisini yanlış tanımıyorsak..
YENİ AKİT