Hepimiz bebeklik evresinden geçtik..
Kendisine anlatılan masalları, kimimiz hatırlar, kimimiz hatırlamaz.. Ama hepimiz, o masalların klasik giriş cümlelerini biliriz..
Düne kadar, küçüklere masal anlatılırken, şöyle giriliyordu söze: “Bir varmış.. Bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Pireler berber, develer tellâl iken, ben anamın-babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken..”
Hayattaki zıtlıklar, masalı dinleyen çocuğun saflığından faydalanılarak, böyle dile getirilirdi..
Bir var, bir yok..
Pire berberlik yapıyor!
Deve tellâl olmuş..
Kundaktaki bebek, anne-babasının beşiğini sallıyor!
Olur mu bunlar?..
Tabiî ki olmaz..
Masalda oluyor ama..
Şimdi artık, zıtlıklar masalda değil.. Gerçek hayatta yaşanıyor..
Gerçek hayatta karşılaştığımız yaşanmış olaylardan esinlenerek, masallar şöyle başlayacak artık: “Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Sekreterine göz diken politikacılar; onurlu şerefli insanlar.. Şerefli gazeteciler ise alçak diye suçlandığı günlerde..”
Böyle dile getirilecek, “Mümkün değil. Böyle şey olmaz. Pire berberlik yapabilir mi yaa?” diye kimsenin havsalasının alamayacağı olaylar.. Masal olarak değil.Birebir yaşanmış olay olarak.. Kimsenin havsalasının alamayacağı, ama ne yazık ki, gerçek olaylar!..
Başka hangi zıtlıklarla başlayacak masallar?
“Evli erkekler, başkası ile evli kadınla birlikte olup, bir de suçüstü olduklarında.. Zinacılar değil, süçüstü yapanlar suçlu ilan edildiği günlerde..”
Başka nasıl başlar, yeni masallar: “Yediği haltın inkâr edilemeyecek kadar net olduğunu gören politikacılar, basın toplantısı düzenleyip, ‘Hodri meydan diyorum.hodri meydan’ dediği... Halka örnek olması gereken politikacıların ikiyüzlülüğünü deşifre eden gazetecilerin, mahkeme kararları ile işyerlerinin basılıp, bilgisayarlarının derdest edildiği günlerde..”
Zıtlıklar dünyası bu..
Şöyle de başlayabilir masallarımız artık: “Evli kadınlar, evli erkeklerle birlikte oldukları ortaya çıkınca, ‘Ben artık annemin yüzüne nasıl bakarım.Kocamın yüzüne nasıl bakarım’ diye utançlarından kahrolacaklarına, ‘Annem, kardeşlerim aradı.. Eşimin annesi aradı.. Çok güzel bir sevgi bağı oluştu’ diyerek, iyi bir şey yapmışlar gibi, rezaleti övdükleri günlerde..”
Dinî referanslarla konuşanlar da girecek masallarımıza: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. ‘Gözün zinası bakmaktır. Dilin zinası nahoş ifadeleri konuşmaktır’ terbiyesi ile büyüyen dindarlar, bir otel odasında çırılçıplak görüntüleri ortaya çıkan hatırlı(!) kişilere şirin görünmek için, ‘Özel hayat kutsaldır. Kimsenin, başkasına ait özel hayatı sorgulamaya hakkı yoktur. Dört şahidin canlı olarak görmediği zina fiili, zina değildir’ dedikleri günlerde..”
Şöyle de başlayabilir masallarımız: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Başkasının malına göz dikenin hırsız; başkasının karısına göz dikenin zani değil, ‘haysiyetli dürüst politikacılar’ olarak takdim edildiği, komploya maruz kalmış ahlâklı insanlar olarak ilan edildiği günlerde...”
Şöyle başlayan bir masala ne dersiniz: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Sosyal demokratların, uçkur peşinde koştukları.. Dindar kimlikli insanların, yalakalık yarışına girdikleri günlerde...”
Şu masal da, akıllarda kalır sanırım: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Halkı yönetmeye kalkışanların, kendi nefislerini yönetemedikleri.. Nefislerinin esiri olduğu ortaya çıktığında, ‘Bunun kaynağı bellidir’ diyerek, nefislerinin fiilini, başkalarına yükledikleri günlerde..”
Bir masal da, şöyle başlayabilir: “Zinacının garsoniyerde sevgilisi ile buluşması, ‘insanların evinin yatak odasına kadar girilmiştir’ diye tanıtıldığı.. Yabancı kadınla birlikte olma ahlâksızlığının, ‘ailenin en kutsal mahremiyeti ihlâl edilmiştir’ diye meşrulaştırılmak istendiği günlerde...”
Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış.. Buna da paralel bir masal girişi olur mutlaka: “Darbecilerin Anayasası halkın temsilcileri tarafından değiştirilip, Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığı gün, genel başkanı ile partisinden evli bir milletvekilinin uçkur peşinde koştukları ortaya çıkan partinin milletvekilinin ‘Yarın Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz’ diye açıklama yaptığı günlerde..”
“Kadın haklarını savunduğu ileri sürülen parti genel başkanının, seçilecek sıradan milletvekili adayı yaptığı kadın ile görüntüleri yayınlandığında, ‘Görüntülerimizin ortaya çıkması bir şey değiştirmez.. Biz de Anayasa Mahkemesi’ne gideriz tatlım’ diye karikatürize edildiği günlerde..”
Önümüzdeki yılların masalları, işte böyle başlayacak... İster beğenin.. İster beğenmeyin!
VAKİT