Ülkelerindeki açlıktan, yoksulluktan, en önemlisi de savaştan kaçıp İzmir’e gelerek yaşama tutunmaya çalışan Suriyeli ailelerin dramı her geçen gün büyüyor.
Beraberinde bir miktar birikimle gelmiş görece şanslı aileler Basmane’nin ara sokaklarındaki otellerde geceliği 10 ile 20 lira arasında değişen odalarda 8-10 kişi kalarak barınma ihtiyaçlarını gideriyor. Avrupa ülkelerine geçişe yetecek kadar parası olanlar ise parklarda, câm3i diplerinde yaşamak zorunda kalıyor. Bezlerden çadır benzeri korunaklar kurup, geceyi burada geçiren Suriyeliler, yemek ihtiyaçlarını hayırseverlerin her akşam dağıttığı yemeklerle gideriyorlar. Çadır kuramamış aileler ise açık havada, ağaç altlarında oluşturdukları yaşam alanlarında temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor, çoluk çocuk banyosuz, tuvaletsiz yaşam mücadelesi veriyor.
"Ege Denizi Mezarımız Oldu"
Suriyeli Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali, sokak, park ve câmî önlerinde barınan Suriyelilerin tümünün Avrupa’ya geçmek için beklediklerini, beraberlerinde getirdikleri birikimleri Avrupa’ya geçişe yeteceği için otellerde kalmadıklarını söyledi.
Ege Denizi'nin Suriyeliler için “mezar” haline geldiğini belirten Ali, bu “yol”un kapatılması gerektiğini, sorunu Türkiye’de inceleme yapan Avrupa Parlamentosu yetkililerine de ilettiğini, ancak bir çözüm bulunamadığını ifade etti.
Ali; barınma, iş, eğitim, sağlık, ilaç sıkıntısının acil giderilmesi gereken sorunlar olduğuna işaret ederek, kış ayları gelmeden işadamlarından, hayırseverlerden yardım beklediklerini dile getirdi.
“Yaşamak İçin Ölümü Göze Alıyorlar”
Ülkesinde Türkmenlerle bir arada yaşadığı için Türkçe bilen ve dil sorunu yaşayan yurttaşlarına gönüllü tercümanlık yapan Muhammed Berke, beş yıldır İstanbul’da yaşadığını, Avrupa’ya geçmek için geçen hafta İzmir’e geldiğini ve diğerleri gibi her gün kaçakçılardan gelecek “yarın gidiyorsun” haberini beklediğini, “yaşamak için ölümü göze aldığı”nı bildirdi.
Ülkesinde patlayan bombanın beynine hasar vermesi üzerine felç geçiren 30 yaşındaki Muhammed Aboş, Kilis’te bacağının tedavi edildiğini, kolunun tedavisi tamamlanmadan İzmir’e geldiğini söyledi. Kolunun iyileşmesi için gerekli sağlık hizmeti alamadığından yakınan Aboş, parası olmadığı için de ilaçlarını tedarik edemediğini ifade etti.
Abdurrahman İbrahim, Basmane’deki Hatuniye Câmîsi’nin önündeki parkta kalan bütün Suriyelilerin Avrupa ülkelerine gitmeyi planladığını belirterek, nedenini, “Ev yok, iş yok, yemek yok.” sözleriyle anlattı.
Dört çocuğuyla Kobani’den İzmir’e gelen ve Yunanistan’a geçeceği günü bekleyen Emine Kenoş: “Ölümden kaçtık geldik. Orada IŞİD vardı, burada açlıktan susuzluktan sefiliz. Çocuklarımla parklarda uyuyoruz.” sözleriyle yaşam koşullarının zorluğuna dikkati çekti.
Suriyelilere Bakış
İzmirliler, Suriye’den ailelerini can korkusuyla ve yoksulluktan kurtarmak için kaçtıklarını biliyorlar, ancak “geldiler ve bizim işimizi elimizden aldılar” şeklindeki algı bu vicdanî tutumu değiştirebiliyor.
Çevrelerinde hırsızlığın, kapkaçın dilencilerin arttığını belirterek, göçmenleri potansiyel suçlu olarak görenler de işini düşük ücretlerle çalışmayı kabul eden Suriyeliler yüzünden kaybettiğini bildirenler de savaştan, ölümden kaçan insanlara yardım eli uzatılmasından gurur duyanlar da var.
Basmane sokaklarında iş aradığını söyleyen Kudret Kaplan, işsizliğini daha düşük ücretle ve sigortasız çalıştıkları için Suriyelilere bağlayanlardan biri. Kaplan: “İş arıyorum, bulamıyorum. Nereye gitsem Suriyeli. Beni değil onları çalıştırıyorlar. İnsan önce kendi halkını düşünmeli. İstemiyorum, gitsinler.” dedi.
Göçmenlerin suç işleme oranının yüksek olduğundan şikâyet eden Çetin Gündüz de çalıştığı işten çıkarıldığını ve yerine Suriyelilerin alındığını belirtip Suriyelilerin ülkelerine geri gitmelerini istediğini söyledi.
Faik Aslan ise insanlara dar zamanında kucak açan, iyilik yapan ülkesiyle gurur duyduğunu belirtti: “Bu, bizim yüce bir duyguya sahip olduğumuzu gösteriyor. Suriyeliler kimseyi işinden etmedi, bu, işverenin işine gelen bir durum. Daha ucuz, sigortasız işgücünü tercih ediyor.” diyen Aslan, sorunun çözümü için sivil toplum örgütlerinin harekete geçmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kaynak: Anadolu Ajansı