Dün Kenan Evren’in ifadesi alındı ya..
Bunun için 31 yıl beklendiğini görmezden gelen çok bilmiş enteller, şimdi yaygarayı başka bir açıdan koparacaklar: “Diğer emekli generaller savcılıkta ifade veriyorlar da, Kenan Evren’in ifadesi niye, lojmanda alındı?”
Yetinmeyecekler, entel yorumlarını sürdürecekler: “Şu kadar muvazzaf general tutuklandı ama, Kenan Evren için tutuklama istemi ile mahkemeye sevk işlemi bile yapılmadı!”
Ve bu yorumlardan sonra, soruşturmaya ilişkin tesbitlerine son noktayı da şöyle koyacaklar: “AK Parti ile 12 Eylül arasındaki işbirliği, Evren’in ifadesinin lojmanda alınıp, tutuklanma isteğinde bulunulmaması ile işte belgelendi!”
Birebir böyle yazmasalar da, benzer yazıları kaleme alacaklarından eminim.
Kafa yapıları bu çünkü..
“Balyoz darbe planı” kapsamında, 2003 darbe girişimi sorgulanıyor..
Hemen itiraz ediyorlar: “Niye 12 Eylül’deki başarıya ulaşan darbeyi yargılamıyorsunuz da, 2003’teki başarısızlıkla sonuçlanan darbeyi yargılıyorsunuz?”
Suretâ haktan görünüp, halkı aldatmaya çalışıyorlar.
O darbe, bu darbe; ne farkeder?..
Soruşturuluyor ya..
Hangisi soruşturulursa soruşturulsun..
Destek versenize..
Yooo..
İlla bir kılçık atacaklar..
Aslında hiçbir darbecinin yargılanmasını istemiyorlar ama..
Genç balıkları kurtarmak için, yaşlı balıkları gözden çıkarıyorlar..
Kendileri de çok iyi biliyorlar ki, eleştirmek istedikleri AK Parti’nin, 2003 darbesine direkt muhatab olduğu ne kadar açık ise, 12 Eylül darbesi ile bu partinin hiçbir ilişkisi olmadığı, olamayacağı da o kadar açık.
Ama halkı öyle kandırıyorlar: “12 Eylül darbesi, solcuları ezmiştir. Dincileri korumuştur!”
Hadi ordan, sahtekarlar..
Bunlar değil mi, tek amacı, dindar insanları seçimle geldikleri hükümetten düşüren 28 Şubatçıları da, “AKParti’nin 2002’de tek başına iktidara gelmesinin mimarları” olarak tanıtanlar..
Beyefendiler, 28 Şubatçılarla kol kola girip, Erbakan’ı hükümetten indirdiler..
Şimdi dönmüşler, “AKParti’yi iktidara getirme planı çerçevesinde, 28 Şubat süreci organize edildi” diyorlar..
28 Şubat’ta, mütedeyyin insanlar neler çektiler, unutarak.
Hatta unutmaya da gerek yok..
O acıların büyük çoğunluğu, bugün dahi devam ediyor. Bugün dahi yaşamaya devam ediyoruz, o haksızlıkları..
Hafta sonu yapılan SBS sınavlarında, yine başörtü yasağı hortlamadı mı?..
ÖSS’de, üniversiteye girebilmek için yıllar öncesinden beri kendisini o sınava hazırlamış başörtülü kızlarımız, kapıdaki iki tane görevlinin insafına bırakılmış durumda değil mi?..
28 Şubat’ın, Erbakan hükümetini devirdikten hemen sonra ilk icraatı olan İmam Hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılması, bugün halen yürürlükte değil mi?..
Ve daha acısı, tek başına iktidara gelmesine kesin gözüyle bakılan siyasi iktidarın sözcülerinin bir kısmı, o ortaokullardan mezun oldukları halde, o okulları açacaklarına dair küçücük bir söz vermekten çekinmiyorlar mı?
Ve böyle bir ülkede, AKParti’nin iktidara taşınmasının, 28 Şubatçıların organizasyonu olduğu ileri sürülüyor..
Ama bunlarda utanma yoktur..
Bugünden tezi yok, şu tür yorumları da yavaş yavaş gündeme taşıyacaklarını, hep birlikte göreceğiz: “94 yaşındaki emekli generali sorguluyorlar ama, 28 Şubat’ın faillerini sorgulamıyorlar. Çünkü bunları 28 Şubatçılar işbaşına getirdi!”
AKParti iktidarının, bazı taahhütlerini geciktirdiği bir gerçek.. Bu konuda eleştirilerimizi yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz.
Ama, darbecileri sorgulama ve yargılama noktasında, yargının önünü açtıkları, onlara destek sağladıklarını görmemek için, insanın dünyadan bîhaber olması lazım.
Bu vesile ile, istemezükçülerin tüm kılçık atmalarına rağmen, Kenan Evren’in tutuklanma istemi ile hakimliğe sevkedilmemesinin doğru olduğunu da belirtelim.
30 yıl geçmiş olsa da, 12 Eylül darbesinin faillerini sorgulamak, onlar hakkında dava açmak ne kadar doğru bir tavır ise, 94 yaşındaki bir kişiyi, özellikle de soruşturma aşamasına hiçbir müdahale imkanı kalmadığı aşikar olduğu halde tutuklamaya kalkışmak, o kadar yanlış bir tavır olacaktı..
2003 darbesinin, hatta 28 Şubat darbesinin failleri, bugün dahi TSK içinde etkindir.. Bu darbelerin faillerini, gerekirse tutuklu yargılamak zorunludur.
Ama, devletteki görevlerinden 25 sene önce ayrılan kişileri tutuklamak için hiçbir mantıklı gerekçe bulunamaz.
YENİ AKİT