Rabbimiz “Ve tekunu şuheda alen nas” buyuruyor. Müslümanların üzerine şahitlik görevi yüklüyor. İşte bu kardeşlerimiz de hayatlarıyla ve ölümleriyle şahitlik ettiler! Hayatın gayesinin ne olması gerektiğini hatırlattılar. “Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn” emrini fiilen icra ettiler! Allah için fedakârlığın zirvesini temsil ettiler.
Bizi bölen parçalayan sınırların hiçbir değerinin, anlamının bulunmadığına, ulusal sınırların aslında emperyalistlerin çıkarları ve işbirlikçilerin menfaatleri için tesis edilmiş ulusal hapishaneler olduğu gerçeğine, Müslüman halklar için zindan olduğuna şahitlik ediyorlar ve ancak bu zindanları aşabilenlerin özgürlüğe kavuşabildiğini ilan ettiler. İslam Ümmetinin tek bir organizma olduğuna, Müslümanların bir vücudun azaları olduğuna şahitlik ettiler.
Bu vesileyle basında şehit edilen bu kardeşlerimizin tanımlanmasıyla ilgili yapılan bir yanlışa dikkat çekmek istiyorum. Sürekli biçimde “21 Türk” ifadesi kullanılıyor. Bu etnik-kavmi ifade kardeşlerimizi doğru tanımlamıyor. Bu Müslümanlar Rabbimizin “Ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” hatırlatmasına uygun olarak sadece Müslüman olarak tanımlanmalıdır. Aralarında Türk kökenliler olduğu gibi, Kürt, Arap, Laz, Çerkez ve başka kökenlerden Müslümanlar da vardır. Dolayısıyla köken ifade eden bir kavram kullanılacaksa “Türkiyeli Müslümanlar” ifadesi tercih edilmelidir.
Kardeşler, Afgan coğrafyasına yansıyan iki Türkiye görüntüsü var. Biri devletin yüzü: Kemalist, laik, işbirlikçilik geleneğinin uzantısını oluşturuyor. NATO kuvvetleriyle birlikte Kabil’in, yani işbirlikçi Karzai yönetiminin güvenliğinde görev alıyor.
Diğer görüntüde ise Afgan halkının cihadına, direnişine destek olmak için sıcak yuvalarını, ailelerini, her şeylerini terk eden gençlerimiz var; yiğit, fedakâr gençler. Hangi görüntü gerçeği, hakikati temsil ediyor, hangisi haklı ve onurlu bir tutumu temsil ediyor, düşünmek gerekmez mi?
Buradan bir kere daha ilan ediyoruz, hükümete çağrı yapıyoruz, duyuruyoruz: Artık bu ayıba bir son verin! Bu günaha daha fazla ortak olmayın! Mazlum Afgan halkının topraklarını kirleten emperyalistlere hizmet etmeyin! İşgal eden, masumları bombalayan, hukuksuzlukta sınır tanımayan bu sömürgecilerin, vatandaşlarınızı katleden bu emperyalistlerin safında durmayın!
Kardeşler, İslam dünyasında net bir tablo var. Pek çok beldemiz işgal altında. Çeçenistan, Irak ve Filistin’de işgalci kâfir güçler Müslümanları katlediyor. Öte yandan Suriye’deki Baas rejimi ya da Yemen’in Ali Abdullah Salih gibi Firavunları ise aynen sömürgeci zalimler gibi alçakça metotlarla Müslümanları sindirmeye çalışıyorlar. Ama Rabbimize hamd olsun ki, Müslümanlar her yerde direniyorlar ve Allah’ın izniyle galip gelecekler.
ABD’nin Afganistan’da bir geleceği yok, Irak’ta bozguna uğradığı kesin. Filistin topraklarında Siyonistler asla huzur bulamayacak, rahata eremeyecek. Aynı şekilde Beşşarların sonu Mısır firavununun, Tunus ve Libya diktatörlerinin akıbetlerinden farklı olmayacak inşallah!
Kardeşler, İslam topraklarının özgürlüğü için, Müslüman halkların kurtuluşu için canlarını feda eden bütün Müslümanlarla dayanışma içinde olduğumuzu bir kere daha ilan ediyoruz. Ve Afganistan şehitlerimizle iftihar duyuyoruz. Rabbimizin onları katında en güzel şekilde mükâfatlandıracağına inanıyor, bunun için dua ediyoruz.
Ve kederli ailelerine sabırlar diliyoruz. Ey acılı anneler, babalar şüphesiz evlatlarınızın acısı büyüktür, derindir. Çocuklarınızı göremediniz, son bir kez konuşamadınız, ziyaret edebileceğiniz bir mezarları dahi yok, bilmiyorsunuz. Ama bilin ki, evlatlarınız yitip gitmedi, Ümmetin kalbinde yaşıyor.
Onlar hepimizi sarmalayan daha çok kazanma, daha çok tüketme endişelerine prim vermediler; dünyanın geçici zevklerine yapışanlardan olmadılar; kendilerinin de bütün yeryüzünün de Rabbi olan Allahu Teâlâ’nın çağrısına icabet ettiler, O’na yöneldiler. Hiç tanımadıkları insanlara, hiç tanımadıkları beldelere adalet hâkim olsun, Allah’ın sözü üstün gelsin diye koştular. Onlar adaletin, merhametin, fedakârlığın, Allah’a adanmışlığın, tüm güzel ve insani değerlerin simgesi oldular. Evlatlarınızla iftihar etmelisiniz. Cenab-ı Hak acınızı hafifletsin, sabrınızı artırsın!
----
* Afganistan'da şehit düşen Türkiyeli 21 kardeşimiz için 2 Aralık Cuma 2011'de Fatih Camii'nde kılınan gıyabi cenaze namazı etkinliğinde Rıdvan Kaya'nın yaptığı konuşma metnidir.