Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
"Suriye'deki Kaousun Sebebi Eli Kanlı Yönetim"
Bir basın mensubunun Suriye'den Türkiye'ye geçmek isteyen yeni sığınmacılarla ilgili ne gibi önemler alınacağı yönündeki sorusu üzerine Arınç, şu yanıtı verdi:
"Maalesef Esed rejiminin silahlarını kendi halkına doğrultmasından sonra 5 yıla aşkın bir zamandır Suriye'de bir trajedi yaşanıyor. Bu trajedi sonucunda da ülkeye dışarıdan giren güçler bir kaos ortamı meydana getirdiler. Bu kaos ortamı içerisinde de silahlı çarpışan güçler var, elde ettikleri mevziler var. Bu sebeple insanların can kaybına uğradıklarını, Suriye'den farklı ülkelere sığınmak zorunda kaldıklarını, Suriye içinde de maalesef yer değiştirdiklerini biliyoruz. Bu kaosun sebebinin bombalarla, uçaklarla, helikopterlerle şehirleri bombalayan, tespit edilebildiği kadarıyla 300 binden fazla insan hayatına son veren ülkedeki eli kanlı yönetimin olduğunu biliyoruz."
"Bu Tehlike Devam Ettiği Müddetçe Bir Sınır Koymak Mümkün Değil"
Arınç, Türkiye'nin mülteci kabul etme kapasitesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Bugün 1 milyon 600 bin civarında Suriyeli sığınmacı var. Türkiye yine insanî amaçlarla 5 yıldan beri bu insanların hayatî ihtiyaçlarını karşılıyor. Bildiğiniz gibi Kobani'den Türkiye'de sığınma isteyen Kürtlere karşı da kapılarımızı açtık. Bu kişilerin yarıya yakını daha sonra Kobani'ye geri döndü. Gönlümüz ister ki orada sükûnet avdet etsin. Orada hayatÎ tehlike kalmamışsa Türkiye'ye sığınan bu insanların tamamı kendi topraklarına, şehirlerine gidebilirler. Saldırılar karşısında bunların bir kısmı da ABD uçaklarının bombaladığı köylerden kaçıp gelenlerdir. Yani IŞİD'e karşı koalisyon güçlerinin hava saldırılarından maalesef bazı Sünni Arap köyler de zarar görmüştür. İnsanlar hayatî endişeyle koşuyorlar ve geliyorlar. Bir sınır koymak, bir rakam koymak elbette mümkün değil, bu tehlike devam ettiği sürece. Türkiye çok arzu etmemekle birlikte eğer çok hayatî bir durumda kalınırsa bugün olduğu gibi 16-17 bin kişiyi birkaç gün içinde kabul etti ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Türkiye bu durum karşısında mağdurlara, mazlumlara kucak açan tek ülke oluyor. Bunun maddî yönü bir tarafa bütün bu insanların Türkiye'ye gelmesiyle de toplumda birtakım değişimlerin olumsuz anlamda da görülmesi gerekiyor. Dünyanın dikkatini çekmek için bu dış politika atağında bulunmamızın bir sebebi var. Bu sürdürülebilir bir şey değildir. Hür dünyanın, Batı ülkelerinin, demokrasiye, insan haklarına inanmış ülkelerin de buradan mutlaka kendilerine görev düştüğünü bilmeleri gerekir."
"ABD’ye Gereken İkazlar Yapılıyor”
Arınç, bir gazetecinin, "Suriye'de Türkmenlere ve Araplara dönük bir yer değiştirmeye zorlama da söz konusu. Türkiye, koalisyon güçlerinin bombardımanından rahatsız mı? Bu rahatsızlığı Türkiye ABD'ye iletti mi? Özellikle PYD lehine değiştirilen demografik yapıdan duyulan rahatsızlık iletildi mi?" sorusu üzerine Arınç, şöyle cevap verdi:
"Evet, biz bu bombardımanlara bazı ülkeler gibi katılmadık. Kendimizce çok haklı sebeplerimiz de var. Ama bazı yerlerin kullandırılması dolayısıyla onlara belki birtakım imkânlar temin edilmiş olabilir, karşılıklı anlaşma içerisinde. Onlar, IŞİD'e karşı bunu yapıyorlardı. Bu kez dediğiniz gibi bombalanan yerlerden insanların bir şekilde etnik temizliğe, PYD ve YPG tarafından ve IŞİD tarafından, garip ilişkiler ve ittifaklar bunlar ama Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeler, böyle bir sürülmenin, oraları temizlemenin, oraya başka unsurları doldurmanın ve kantonları bir araya getirecek bir formül üzerinde çalışma yapıldığının biz işaretlerini görüyoruz. Buradaki bombalama ve bazı kişilerin hayatını kaybetmesi dolayısıyla şüphesiz Başbakanlığımız kendilerine gerekli ikazlarda bulunmuş ve dikkatlerini de çekmiştir. Çünkü ABD ve koalisyon güçleriyle şu anda belli konularda Türkiye'nin, mesela eğit-donat konusunda olduğu gibi bir olumlu anlaşmanın, en azından fikir birliği yapmanın içindeyken son gelişmeler, bunun farklı şekilde seyrettiğini gösteriyor. Gereken ikazların da yapıldığını söyleyebilirim."
Kaynak: Anadolu Ajansı