Etiyopya’da hafta sonu yaşanan güç mücadelesi ve üst düzey askerlere yönelik suikastlar, etnik milliyetçiliğin artışa geçtiği ülkede farklı gruplar arasında yaşanan ayrışmanın ulaştığı seviyeyi gözler önüne serdi.
Ülkeyi 28 yıldır yöneten, Amhara, Oromo, Tigray ve Güney eyaletlerinin en güçlü partilerinin oluşturduğu Etiyopya Halkları Devrimci Demokratik Cephesi (EPRDF) koalisyonu tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
Oromia eyaletinde 2015 yılında başlayan ve sonrasında Amhara’ya yayılan hükümet karşıtı protestoların ardından Oromolu bir ismin koalisyonun başına geçmesi, ülkede yıllardır süren tüm güç dengelerinin bozulmasına neden oldu.
Başbakan Abiy Ahmed’in geçen yıl göreve başlamasıyla koalisyondaki ağırlığını ve devlet aygıtlarında sahip olduğu gücü kaybetmeye başlayan Tigray Halkı Kurtuluş Partisi (TPLF), Eritre’yle yaşanan barış sürecine ve bazı reformlara tepkili olmasına rağmen sağduyusunu korumayı başardı.
Son yıllarda artışa geçen etnik çatışmalar nedeniyle yaklaşık 3 milyon insanın evini terk ettiği ülke, son olarak bir eyalet yönetiminde yaşanan güç mücadelesi ve Genelkurmay Başkanı Seare Mekonnen’in suikasta uğramasıyla sarsıldı.
Siyasetçi ve uzmanlar, EPRDF’deki güç mücadelesinin geldiği nokta ve ülkenin bundan sonra karşılaşabileceği muhtemel senaryoları AA muhabirine değerlendirdi.
"Amhara ve Tigray eyaletleri savaşa girebilirdi"
Ülkenin tanınan siyasetçilerinden muhalif Birlik Partisi Başkanı Tigistu Awelu, nüfus olarak ülkenin en büyük ikinci eyaleti olan Amhara’da yaşananların iktidar ortağı Amhara Demokrat Partisi (ADP) içindeki güç mücadelesinin parçası olduğunu söyledi.
Amhara’da yaşananların hükümet tarafından darbe olarak isimlendirilmesini eleştiren Awelu, "Yerel eyalette yaşanan bir güç mücadelesi darbe olarak adlandırılamaz. Darbe dememiz için egemen bir devlete karşı askeri bir girişim olması gerekir." dedi.
EPRDF içindeki mücadelenin "tipik bir sol yönetimi" yansıttığını anlatan Awelu, "EPRDF içerisinde her parti bir diğeriyle mücadele içinde ve birbirini bitirmeye çalışıyor. Fikirleri değil silahlarını çatıştırıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Öldürülen Amhara Eyaleti Başkanı Ambachow Mekonnen’in daha ılımlı bir duruş sergilediğini dile getiren Awelu, yönetimin ele geçirilmesi halinde uzun yıllardır sınır sorunu yaşayan Amhara ve Tigray’ın bir savaşa girme ihtimali bulunabileceğini kaydetti.
"Suikast yönetime açık bir mesaj"
Genelkurmay Başkanı Mekonnen’in suikasta uğramasının Amhara’daki olaylarla ilişkisi bulunduğunu ancak planlı olmadığını düşündüğünü aktaran Awelu, "Bu suikast, mevcut yönetime açık bir mesaj. Mesaj aslında şu: 'Ülkenin en çok korunan kişisini istediğimiz zaman başından vurabiliriz.'" ifadesini kullandı.
"Yeni Amhara milliyetçiliği eski Etiyopya’yı istiyor"
Ulusal ve Bölgesel Entegrasyon Çalışmaları Merkezi (CeNRIS) Direktörü İbrahim Mulushawa ise son 15-20 yılda yükselişe geçen yeni Amhara milliyetçiliğini anlattı.
Etiyopya İmparatorluğu döneminde Amhara’nın ülkenin kurucu unsuru olarak görüldüğünü ve bu durumun Derg rejimi döneminde de kültürel olarak devam ettiğini kaydeden Mulushawa, EPRDF’nin 1991’de tesis ettiği etnik federalizmle farklı gruplar arasında eşitlik getirmeyi amaçladığını söyledi.
Mulushawa, EPRDF içerisinde ağırlığa sahip Tigray yönetiminin bunu başaramadığını, Amhara ve Oromoların kurulan azınlık üstünlüğüne isyan ettiğini belirterek, "Amhara ve Oromolar, Tigray uygulamalarına karşı mücadele etti ancak ikisinin de amaçları farklıydı. Oromolar eşitlik isterken, yeni Amhara milliyetçiliğinin hedefi eski Etiyopya’nın yeniden gelmesiydi." değerlendirmesinde bulundu.
"Paralel yapı kurulmuş"
Darbe girişiminin lideri olmakla suçlanan Asaminew Tsige ve destekçilerinin eyalet içerisinde "paralel bir yapı" kurduğunu kaydeden Mulushawa, "Ordu ve emniyet içerisinde temizlik yapmaya başlanmıştı. Bu kişiler kovulacaklardı. Darbe girişimini bunu durdurmak için yaptılar." dedi.
Genelkurmay Başkanı Mekonnen’in Tigray kökenli olmasının öldürülmesinin nedenlerinden birini oluşturduğunu savunan Mulushawa, yaşanabileceklere ilişkin ise şunları söyledi:
"Amhara milliyetçiliği için bundan sonra zor zamanlar görülebilir. Darbeyi yapanları savunmuyorlar ancak Tsige, halk arasında sevilen bir kişiydi. Devlet içinde güçlenen Oromolar bunu kullanarak ordudaki Amharaları temizleyecekler mi yoksa daha sağduyulu bir yaklaşım mı sergileyecekler, bu önümüzdeki en önemli soru."
Neler oldu?
Amhara eyaletinin güvenlik şefi eski General Tsige ve taraftarlarının geçen cumartesi başlattığı yerel yönetimi ele geçirme girişimi başarısız olmuştu.
Eyalette tanınan isimlerden Tsige, eski başbakanlardan Meles Zenawi döneminde darbe teşebbüsüyle yargılanmış ve hapis yatmıştı.
Tsige, Abiy Ahmet hükümeti tarafından eyaletin güvenlik şefi olarak atanmıştı.
Amhara'da yaşanan olaylarda, Amhara eyaleti Başkanı Ambachew Mekonnen ve yakın çalışma arkadaşları hayatını kaybederken, Genelkurmay Başkanı Mekonnen başkentteki evinde Tümgeneral Aberra ile koruması tarafından öldürülmüştü. Tsige, pazartesi günü kaçmaya çalışırken polis tarafından etkisiz hale getirilmişti.
Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti’nin idari yapısı, etnik kökenlere göre şekillendirilmiş 9 farklı eyaletten ve ayrıca Addis Ababa ve Dire Dawa gibi iki farklı özel şehir yönetiminden oluşuyor.
Oromo ve Amhara halkı ülkenin en büyük etnik grupları olma özelliğini taşıyor. Yaklaşık 100 milyon nüfusa sahip ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 35'ini Oromolar, yüzde 27'sini Amharalar, yüzde 6'sını da Tigraylar oluşturuyor. (AA)