ETCEP Üzerinden KADEM’e Vurmak...

Yazısında ETCEP tartışmasında adeta bütün olumsuzlukları KADEM’e yıkarak onu günah keçisi ilan edenlerin tutumunun hakkaniyetten uzak olduğunu belirten Hayrettin Karaman, KADEM’in konuyla ilgili açıklamasına yer veriyor.

Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak’ta yayımlanan konuyla alakalı yazısı (18 Ocak 2019) şöyle:

ETCEP Konusunda KADEM’in Açıklaması

Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP) konusu haklı olarak İslâmî kesimi rahatsız etmişti, proje hakkında çeşitli yazılar okuduk, konuşmalar dinledik ve biz de yazdık; kimileri savunuyor, bazıları “kısa zaman için ve pilot bölgede uygulandı sonra vazgeçildi” diyor, kimileri de kısmen devam ettiğini iddia ederek eleştiriyordu.

Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) bu konuda yaptığı açıklama, derneğin ağırlığı da göz önüne alındığında bana göre mevcut durum ve şartlarda rahatlatıcı, makul, mutedil bir açıklama oldu.

Açıklamada da yer verildiği gibi bu proje, eğitimde fırsat eşitliği sağlanması adına yürütülen çalışmalar kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2014-2016 yıllarında, toplam 10 il ve 40 pilot okulda uygulanmış bir projedir. UNESCO’nun 2009 yılında cinsiyete duyarlı okulların sahip olması gereken kriterleri göz önünde bulundurularak hazırlanmış ve ülkemizin toplam 10 il ve 40 pilot okulunda uygulanmıştır. KADEM, ETCEP Projesi’ne ilişkin yayınları inceleyerek bir değerlendirme raporu oluşturmuştur, KADEM projenin paydaşı ya da destekleyicisi değildir, olumlu bulduğu unsurlar bulunmakla beraber proje ile ilgili kaygılarını bir açıklama yaparak kamuoyuyla paylaşmayı uygun bulmuştur.

Açıklamanın tamamını okumayı tavsiye ederek birkaç paragrafını, kısa değerlendirmelerle aktarıyorum:

“Kadın erkek arasındaki hakkaniyete aykırı eşitsiz konumların ancak herhangi bir tarafın mağduriyetine izin vermeyen adalet ilkesiyle dengeye kavuşacağına inanıyoruz.”

Dernek mutlak eşitlikten söz etmiyor, “hakkaniyete aykırı” eşitsizliklerin bulunduğunu ve bunun da adalet ilkesi ile dengeye kavuşacağına inanıyor. İslam’ın da dediği budur; fıtrata uygun dinimizde bir mutlak eşitlik değil, adalet ve denge vardır, beşer eliyle gelenekte, dine de aykırı olarak denge ve adaletten sapıldığı olmuştur ve bunun ıslahı gerekir.

“Projenin benimsediği cinsiyetler arasındaki farklılıkları tamamen yok sayan anlayışın, kadın ve erkek cinslerinin kendilerine özgü niteliklerini anlamsız kıldığı, dolayısıyla bu anlayışın cinsiyetsizlik algısını pekiştirdiğini düşünüyoruz. Ayrıca proje kılavuzunun ‘Veliler arasında dil, din, ırk, kültür, cinsiyet, cinsel yönelim vb. hiçbir ayrım yapılmaz’ maddesinde geçen ‘cinsel yönelim’ ifadesinin insan tabiatından doğan niteliklerle birlikte anılmasını, farklı cinsel tercihleri meşrulaştırmaya yönelik bir davranış olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz… Avrupa tarihinde yaşanan deneyimlerin bir sonucu olarak farklı kültürlere sirayet eden toplumsal cinsiyet eşitliği terkibinin, bizim toplumumuzun kadın erkek ilişkilerinin düzenlenmesinde belirleyici bir rol üstlenebileceği düşüncesini taşımıyoruz.”

Bu görüş ve tespitler din, bilim ve bozulmamış insan fıtratı bakımından onayladığımız tespitlerdir.

“KADEM olarak biz, kadın erkek rollerine ilişkin toplumsal düzenlemelerde cinsiyet adaleti ilkesini benimsiyor ve bu alanda ortaya koyduğumuz bütün çalışmaları bu ilkeden hareketle gerçekleştiriyoruz.”

Doğru söze ne denir: Allah sırat-ı müstakimden; kendilerinden razı olduklarının yolundan ayırmasın, rızasından sapanların yolundan cümlemizi korusun.

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye