HAKSÖZ HABER
Hakan Albayrak Karar'daki köşesinde kaleme aldığı yazıda, Türkiye'deki kimi siyasilerin de etkili olduğu popülist söylemlerle düşünen zihinlerin bulanıklığını "Bu yabancılaşma nereye kadar?" ironisi ile okurlarına ulaştırıyor.
Seküler ve Kemalist çevreler tarafından Arap düşmanlığı sürdürülürken, Batı'ya olan öykünme de tüm hızıyla devam ettiriliyor. İngilizce, Fransızca, Almanca ve Rusça tabelaların, el ilanlarının, gıda ürünleri ile markaların boy gösterdiği mekanlarda Batılı gibi davranan sokağa çıktığında da "modernlik" taslayanların çiğ ve çirkin nefret dili her yere uzanırken, kulakları gerçekleri söyleyenlere karşı her zamanki gibi tıkalı!
...
Hakan Albayrak'ın ilgili yazısını okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.
Hair Art’ta brushlight yaptırırken rimelinin bittiğini hatırladı.
Kuaförden sonra Bobbi Brown’a uğrayıp Smokey Eye Mascara aldı.
***
Sırada English Home vardı.
Flower Spree diye şahane bir demleme bardağı gelmiş English Home’a…
***
Yemek zamanı.
İsokyo’da Japon yemeği Sashimi mi yeseydi, Big Chefs’te İtalyan yemeği Osso Buco mu?
Fransız lokantası Bâtar’da Croque Madame yemeye karar verdi.
***
Yemekten sonra Starbucks’a giderken yolda ne görsün?
Al-Fursan diye bir Arap lokantası!
“Ay gına geldi tabelalarda Arap isimleri görmekten. Bu yabancılaşma nereye kadar? Türkiye Türklerindir!” dedi kendi kendine.
Ve ekledi: “Felafel midir nedir, ismi batsın, pis Arap kokusu burnuma kadar geldi sanki, ay kusacam şimdi.”
***
Starbucks’a girerken Türk kültürü namına çok efkârlıydı.
Doubleshot Iced Shaken Espresso’su zehir oldu, tüh!