HAKSÖZ HABER
Türkiye'de mülteci düşmanlığı üzerinden büyük bir ırkçı kampanya söz konusu. Muhalefet partilerinin büyük bir kısmı siyasi iktidarı mülteciler üzerinden yıpratmanın peşine düşerken masum insanların canını hiçe sayıyorlar. Ankara Altındağ ve Kayseri'de yaşanan olaylar bunun açık göstergesiydi.
Son olarak ise Eskişehir'de kendisini Nazi olarak tanımlayan bir ırkçı camiden çıkan insanlara bıçakla saldırdı. Yıldıray Oğur muhalefetin oluşturduğu atmosferi görmezden gelse de yaşanan bu ırkçı saldırı üzerinden iktidara yönelik bazı uyarılarda bulunuyor.
Yıldıray Oğur / Karar
Eskişehirli genç nasıl Nazi oldu?
Bugün AK Parti 23’üncü yaşını kutluyor. Kutlamaların sloganı “Adı AK Parti.” Şimdilik manşet ise İYİ Parti’den istifa eden iki milletvekilin transferi.
AK Parti’nin aradığı taze kanın bu olmadığı açık.
AK Parti yöneticileri için bu yıldönümünde yapılacak en doğru iş, dün Eskişehir’de ne olduğunu anlamaya çalışmak olur.
Ama bu aile bakanı gibi hızlıca bilgisayar oyunlarına faturayı kesen, yeni bir yasakçılığın ve modern zamanlara karşı direniş biçiminde yüzeysel olmamalı.
Ama bu analiz aynı zamanda Eskişehir’deki 18 yaşındaki saldırganı klasik faşist, ırkçı, aşırı milliyetçi kalıplar içine koyan ve o maymuncuğun burada da çalıştığını zannedenlerin hızlı ve tembel analizleri gibi de olmamalı.
Çünkü karşımızda bir Türkçü, ülkücü ya da milliyetçi profil yok.
15 sayfalık manifestosunda neredeyse Türklüğün adı geçmiyor.
Aziz ilan ettiği iki kişi Norveç’te sosyal demokrat gençlerin adadaki kampını basıp katliam yapan Breivik ve Yeni Zelanda’da cami basıp katliam yapan Tarrant.
Ama Eskişehirli Arda K.’nın ikisinden büyük bir farkı var.
O ari ırklardan birine mensup bir Batılı değil.
Nazi amblemleriyle katliama çıkmış ama Nazilere göre Türkler ikincil ırklar içindeler.
Ayrıca Brevik ve Tarrant’a göre de biz Avrupa’yı işgal etmeye çalışan tarihsel düşmanlarız.
Peki o halde nasıl oluyor da Eskişehirli 18 yaşındaki bir Türk genci kendini Nazi ya da beyaz üstünlükçü tezlerde bulup hayatını yakacak bir eyleme girişiyor?
İşte tam olarak üzerinde düşünmemiz gereken soru bu.
Yeni Zelanda’daki katil Tarrant ardından 70 sayfalık bir manifesto bırakmıştı.
Manifestonun kapağında büyük harflerle yazan The Great Replacement (Büyük Yer Değiştirme) Amerika ve Avrupa’daki aşırı sağcılar arasında çok popüler olan bir komplo teorisi.
Bu teoriye göre, Batılı toplumlar artık yeterince üremediği ve yaşlandığı için, küresel elitler, Yahudiler, büyük sermaye çevreleri bir proje olarak doğurgan Müslüman ve Afrikalıları Avrupa’ya ve diğer batı ülkelerine göçmen olarak getiriyor. Böylece Avrupa’nın yerli halkı, kültürü, ırkı yok ediliyor, yerine başka ırklar, kültürler yerleştiriliyor.
Peki Eskişehirli bir Türk genci bu teoride kendini nerede buluyor?
18 yaşındaki Nazi sempatizanı Arda K.’nin, Telegram kanalında saldırıdan önce 16 sayfalık bir manifestosunda bazı ifadeler şöyle:
“Eski planımda TKP binasına saldırmayı amaçlıyordum”
“Beni insan nefreti, mizantropi motive etti”
“Umarım bunlar ile yeteri kadar böcek temizleyebilirim”
“Göçmen kayıt merkezine EYP yerleştir ve havaya uçur”
“Göçmen evlerini hedef al ve hepsini ortadan kaldır”
Saldırgan ayrıca Kürtlere hakaretler ettiği bölümde “Çocuk ve yaşlı farketmeden hepsi temizlenmelidir” diyor.
Kürtlerden, göçmenlerden, komünistlerden, Yahudilerden ve TKP’dan vazgeçip bir cami bahçesini seçtiğine göre Müslümanlardan da nefret ediyor.
Bıçakladığı zavallı yaşlı insanlara karşı bütün empati duygusunu kaybettiği videosundan anlaşılıyor.
İşte tüm bu duygular ve bu nefret münferit değil, aşağıdan gelen bir dalganın kıyıya ilk vuruşları.
AK Partililer bu dalganın sesini duymalı, bunun en başta temsil ettikleri insanları hedef alacağını görmeli ve şahsi ikbal dertlerini bir tarafa bırakarak bu dalgaya karşı ne yapacaklarını düşünmeliler.
Polisi aramak dışında…